İçinde bulunduğumuz ortamdan mı kaynaklı bilinmez, ülkenin her bir ferdinin üstünde bir gerginlik mevcut. Pandemi, ekonomik şartlar, son yaşanan depremler ve seçim atmosferi, toplumun sinir uçlarını iyice kaşımaya başladı. 

Gerginlik sadece bireysel olarak değil, toplumsal olarak da etkisini gösteriyor. Son günlerde fazlaca konuşulan durumların başında, Başakşehir ile Beşiktaş arasında oynanan maçta Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu’na edilen küfürler futbolun gündeminde. Ardından Emre’nin de yaptığı sert açıklamalarla linç kültürü sosyal medyayı sarmış durumda.

Hiç kimsenin bir diğerinin ailesine her ne şartlarda olursa olsun dakikalarca küfür etme hakkı yoktur. Hele ki bu küfür sadece rakip takımda oynadığı ve hırslı bir yapısı olduğu için ben bu adamı sevmiyorum diye küfür edilmemeli. Sonra çıkıp cevap verince de kimse boşuna terbiyeden, ahlaktan bahsetmesin. 

Seçim arifesinde gerginlik zaten en üst düzeydeyken, toplumu kaşımanın hiçbir anlamı yok. Daha geçen hafta siyasilerin sirayet ettiği futbol tribünlerine sert çıkışlarda bulundu siyasetçiler. Tribünler siyaset yeri değildir gibi çağ dışı bir yaklaşım mevcut. Aslında tam tersi, tribünler tam da siyasetin olması gerektiği yerdir. Siz ibadethaneler dışında bir CEO ile bir işçinin aynı anda sevinip üzüldüğü, öfkelendiği ve aynı yerde toplandığı başka bir ortam gördünüz mü? İşte o yüzden çok önemli tribünlerin tepkisi. Ki hafife alıp, unutursanız, Mesut Yılmaz’a sorun. O size hatırlatır. 

Avrupa’da ilk defa Mart ayına 3 kulüp ile devam ediyoruz. Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi’nde, Başakşehir ve Sivasspor ise UEFA Konferans Ligi’nde yoluna devam ediyor. Sivasspor ilk maçta deplasmanda Fiorentina’ya 1-0 kaybetmiş olsa da kendi evinde kazanıp yoluna devam etmek istiyor. Başakşehir ise Gent ile deplasmanda karşılaştığı ilk maçta 1-1 beraberlikle İstanbul’a döndü. Skor avantajını korumak ve evinde kazanarak bir üst turu hedefleyen Emre Belözoğlu ve öğrencileri, maç öncesi oldukça hırslı durumda. Daha önce Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali’nde Sevilla’yı penaltılarla eleyen Fenerbahçe, bu defa farklı kazanması gereken ilk maçta şanssızlıklarla 2-0 rakibine mağlup oldu. Kadıköy’de oynanacak rövanş maçında rakibini en az 2 farklı skorla yenmek zorunda. Jorge Jesus ve öğrencileri, taraftar desteğiyle deneyimli İspanyol temsilcisini yenerek çeyrek finale yükselmeyi hedefliyor. 

Şehrimizin takımlarından Altınordu’nun durumu çok kritik vaziyette. Düşme potasında yer alan kırmızı-lacivertliler, gelecek maçlarında da istediği puanları toplayamazsa, yılın sonunda durum oldukça sıkıntılı bir hal alacaktır. 

Altay ise istikrarsız gidişini sürdürerek, düşme hattının hemen üzerinde seyrediyor. Dikkatli olunursa bu sezon kurtulur ancak olası bir kötü senaryoda iki takımımız da bir alt lige düşebilir.

Göztepe’de ise alışılmış durum devam ediyor. Ligin orta sıralarına demir atan sarı-kırmızılılar, bu sezonki geçiş sürecinin yol kazası yaşanmadan tamamlanması konusunda ümitli. Gelecek yıllarda ise yapılacak yatırımlarla yeniden Süper Lig’e dönüş hedefleniyor.