Uluslararası işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs

Sağdan ve soldan, sıkça oraya buraya çekilmek istense de, ne olduğu adında saklı, adında net bir gün 1 Mayıs: Uluslararası, işçilerin, birlik mücadele ve dayanışma günü.

Asya ve Cihan’la İzmir 1 Mayıs’ını izlemek ve yansıtmak üzere Gündoğdu’da buluşmak için sabah uyandığımızda, ‘Günün sonunda bir izlenim yazısı çıkar mı acaba?’ diye düşünüyordum.

Güne öyle başladık ki, bence iki satır da olsa yazmak farz oldu.

Sosyal medya canlı yayını yapmak için teknik imkânsızlıklar içerisinde hazırlıklarımızı sürdürürken, Pasaport İskele’de polisin Genel İş 2 No’lu Şube üyesi işçileri durdurduğunu öğrenip hemen oraya yöneldik.

İddia o ki, Genel İş 2 No’lu Şube üyesi bir işçi tam da orada, referandum ile ilgili ‘Hırsız Erdoğan, işbirlikçi YSK’ sloganı atmış ve polisler de bu slogan üzerine “Ya o sloganı atanı bize verirsiniz ya da size müdahale ederiz” diye tehdit etmiş.

Gittiğimizde kavga hala sürüyordu.

Hemen şunu söylemeliyim: OHAL ile yönetiliyor olsak da, gerçekten olağanüstü siyasi koşullardan geçiyor olsak da, bu slogan suç olamaz. Ortalama demokratik hiçbir ülkede bu slogan suç kabul edilemez. Suç kabul edilmesi de bir yana, kabile cumhuriyetindeymişiz gibi koca bir sendika ve binlerce işçi ‘ya verirsiniz ya bilmem ne yaparız’ diye tehdit edilemez.

Memleketin demokratik olma iddiasının vasatını bile koruma durumu işçi sınıfına kalmışsa -ki öyle- ‘vay halimize’ demeden diğer satıra geçemeyeceğim ama öyle!

Genel iş üyesi işçiler bu ahlaksız tehdit ve teklife çok net cevap verdiler: Gerekirse saldırın, hiçbir arkadaşımızı vermeyeceğiz.

Genel İş 2 No’lu Şube Başkanı Arif Yıldız –ki hem bu şube hem de başkan İzmir özelinde çok kıymetli bir sendikal hatta mücadele ediyorlar- şube yöneticileri, işyeri temsilcileri, 5 No’lu Şube Başkanı Ali Haydar Kara, DİSK Ege Bölge Başkanı Memiş Sarı 1 Mayıs’ın onurunu korudular. ‘Saldırırsanız saldırın, buradayız, yürüyeceğiz ve kimseyi vermeyeceğiz’

Diyelim ki sendikacılar arkadaşlarını ihbar ve teslim ettiler. Bu 1 Mayıs’ı kutlamamızın anlamı kalır mıydı?

***

Gerçekten demokratik bir ülke olacaksak, böylesine ‘cesur’ sloganı atan kişiyi cezalandırmak bir yana, tebrik etmeliyiz. –Ki 1 Mayıs alanını gözlemleyen herkes, öfkenin en büyüğünün YSK ve 16 Nisan’daki seçim ihlallerine olduğunu fark edecektir-

Bu nedenlerle bence, Genel İş Sendikası’na üye işçiler sadece arkadaşlarını vermeyerek dahi 1 Mayıs’ın onurunu korumuştur.

Tahminim şu: Genel İş dik durmasa, kenetlenmese ve sosyalist partiler de Pasaport İskele’nin gerisinden sendikaya omuz vermese, polis işçileri ‘denize dökecek’ hem sloganı atan işçiyi hem de yöneticileri gözaltına alacaktı. Polisi bu fikrinden caydıran ‘birlik, mücadele ve dayanışma duygusu’ oldu.

Velhasıl İzmir 1 Mayıs’ında bu küçük örnekle dahi, bir kez daha direnen onurlu insanlar kazandı. Birlik kazandı, mücadele kazandı, dayanışma kazandı! 1 Mayıs kazandı!

***

Atılan ‘suçlu’ slogana dönersek; öylesine güçlü ki, bu daha başlangıç, onu daha çook tartışacağız!