Euro 2024 Avrupa Şampiyonası elemelerine Ermenistan galibiyetiyle başlayan Türkiye, önceki gün Macaristan’a 2-0 mağlup olarak haftayı kapattı. Ermenistan’ı güçlükle yendik. Macaristan karşısında ise kaybettik.

Konuşulması gereken skorlardan bağımsız olarak ülke sportif yapılanmalarına değinmek istiyorum. Ermenistan’ı hiç bu sınıfa dahil etmeden direkt Macaristan’a geçmek istiyorum. 

Modric, Kovacic ve Brozovic gibi yıldız oyuncuların hakim olduğu bir ortasaha, Sutalo, Gvardiol ile sağlamlaştırılmış bir savunma hattı ve Perisic, Kramaric, Pasalic’den oluşan hücum hattı. 

Bizim takımımızda ise Merih, Çağlar savunması, Orkun, Hakan orta sahası ve Enes, Cengiz hücum hattıyla maça çıktık. İlk 20 dakika taraftarın da gazıyla üstün oyun ortaya koysak da 3 milyonluk bir ülke olan Macaristan, tecrübesiyle güle oynaya 2-0 maçı kazandı.

Maçtan önce Hırvatistan teknik direktörü Dalic’e gelen sorular biraz dalga geçer gibiydi. Kadrosunun yaşlı olduğu konusunda gelen eleştirilere ve çok acı bir cevap verdi Dalic; 

“Bizim ülkemizin nüfusu 3 milyon. Maçı oynayacağımız şehir Bursa’nın nüfusu da 3 milyon. Ben elimdeki yaşlı kadroyla Dünya 3’üncüsü olurken siz neredeydiniz? Bunu kendinize sorun”

Doğru, biz neredeydik? Hamit Altıntop’u TFF’de görevlendirdik. Tolunay Kafkas gibi bir adamı alt yapı sorumlusu yaptık. Arda Turan’ın da Ümit Milli Takım’ın teknik direktörü olarak göreve geleceği konuşuluyor. Dalic’e teşekküre gerek yok, durumumuz, TFF’yi bırak, ülkedeki liyakatsizliğe bakınca anlaşılıyor. 

Bugüne kadar futbol hayatından çok özel hayatıyla gündeme gelmiş emekli futbolcu, basın toplantısında gazetecilerle kavga edebilecek kadar sinirli EYT’li eski teknik direktör, inşaatçı, tüpçü, arabacı gibi futboldan anlamaz TFF başkanları, siyasi çıkar peşinde koşan belli başlı gruplarıyla bu ülkede sporcu yetiştirmek zor. Yetişen sporcuları da onlar değil aileleri yetiştiriyor. Milli takımımızın yarısından fazlası gurbetçi ve tercih edilebilecek olsalar o takımları seçeceklerine de şüphe yok. Çünkü orada yetişmiş, oranın disipliniyle kendine yer bulmuş, futbol anlayışı ve disiplini belli bir planın üzerinde olmuş çocuklar bunlar. Bizdeki gibi elinde silahla hastane basmıyor.

Silahla hastane basmak demişken, malum şahsı yetiştirenlerinde ne oldukları belli. Şimdi o şahsın elinden futbolcu mu çıkacak maganda mı?

İşte tam da bu yüzden Dalic haklı. Biz kendimize sormamız gerek. Milli Takımı’ın 15 yıldır büyük bir turnuvada boy gösterememesi, en basit rakiplerin karşısında bile zorlanması, sürekli sistem değiştirip liyakatsiz kadro seçimleriyle futbolcuları küstürmesi tesadüf değil. Zihniyeti karanlık, yeniliklere açık olmayan yöneticilerle takımımızın böyle kötü durumda olması çok normal. 

Bununla beraber, kendi kulüp takımında hiç oynamamış oyuncuları getirip ilk 11’e yerleştiren teknik ekip, o ekibe rapor veren gözlemci de o kadar suçlu. 

Sonuç olarak Sangare’yi yabancı zannediyordu bir aralar Şenol Güneş. Düşünün ki Şenol Güneş bu kadar ülkesindeki futbolculara bu kadar yabancıyken, milli takım teknik direktörümüz Stefan Kuntz, ne kadar yabancıdır siz düşünün.