Başlıktaki sözleri Süper Lig’de bir kulübün en yetkili ağzı, bir kulüp başkanı söyledi. Bu lig için boşuna para harcayıp transfer yapmayın diyerek, ligin şampiyonu, ikincisi ve üçüncüsünün şimdiden belli olduğunu ve düşme hattının bile dizayn edildiğini söyledi. 

Yıllardır liglerimiz üzerinden dönen, yok onu şampiyon yapacaklar, yok bunu şöyle yaptılar, yok bilmem ne sezonu vs. vs. Mutlu musunuz? Bu söylemler artık en yetkili ağızlarda. 

TFF ve MHK üzerinden yapılan algılarla daha önceleri bir tarafın avantaj elde etmesi durumunu herkes görebiliyordu. Aslında insanlar bu duruma alışkınlardı. Buna rağmen ligimizin izleyici sayıları fena değildi. Şimdi ise her 10 kişiden 6’sı ligi kaçak yollardan izliyor. Bu durumun sorumlusu kim peki?

Maç izlerken polis baskını

Yeni yapılan açıklamaya göre emniyet birimleri, kaçak yollardan maç seyreden insanların evlerine giderek uyarıda bulunup büyük cezalarla karşılaşacaklarını söyleyeceklermiş. Sınırlarımızdan kaçak yollarla geçenlere uyarı bile yapılmıyorken, sadece kaçak yayın izlediği için bin şanslı hane üzerinden ilk uygulama gerçekleştirilip, tüm ülkede aynı sistem uygulanacakmış. Uygulanacakmış da nasıl? 

Nereden bakarsanız saçma sapan bir uygulama. Aynı evde 5 kişi kalan bir öğrenci evi düşünün. İçlerinden biri kaçak yayın seyrediyor. Ancak internet aboneliği başka bir öğrencinin üzerine alınmış. Bu durumda suçlanıp cezalandırılacak kişi, aboneliğin sahibi olacaktır. Uzaktan yakından futbolla veya spor yayınlarıyla ilgisi olmayan bir birey, bu kapsamda suçlanacak. Bu sağlıklı bir uygulama mı?

Aynı zamanda yurt dışı kaynaklı yayın yapan ve ülkemizde erişime açık olan bir çok internet sitesi mevcut. Sadece arama motorlarında arattığınızda bile bulabileceğiniz siteler bunlar. Buradan yayın izleyen bir bireyi nasıl suçlayabilirsiniz? Mahkemede direkt bunun suç unsuru taşımadığı kararı verilir. Çünkü devlet, bu siteye erişimi engellememiş.

Şampiyonlar Ligi için ayrı, Avrupa Kupaları için ayrı, Süper Lig için ayrı ve diğer dünya ligleri ve sporları için ayrı kanallara ihtiyacımızın olduğu bir düzen kurulmuş durumda. Bütün bu organizasyonları takip etmek isteyen bir sporsever, ayda yaklaşık bin lira civarında bir ödeme ile karşı karşıya kalıyor. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durum hepimizin malumuyken tek aktivitesi hafta sonu evinde oturup maç seyretmek isteyen insana bu paraları öde diyemezsiniz. Tüm alanlar için toplam 5-6 farklı şirketten dekoder satın al demek de çok saçma. Durum böyle olunca da insanlar yıllık çok cüzi bir rakam ödeyerek kaçak yayınları tercih ediyorlar. 

Kaçak yayın izleme sorununun çözümü de yine bu özel şirketlerden geçiyor. Rekabetin olduğu her alan gibi spor yayıncılığında da rekabet had safhada. Kendi aralarında çekiştikleri için gelen zamlarla birlikte gün geçtikçe daha ulaşılamaz olmalarının yanı sıra insanların gözünde de sevimsiz bir hale geliyorlar. Tek bir cihaz olsa, yıllık bir ücret karşılığı alınabilse ve bütün içerikleri sporseverlerle buluşturuyor olsa bu kadar çok kaçak yayın seyreden insan olmaz. 

Yasa dışı yollarla elde edilen yayınların hem kalitesi hem de sık sık problem çıkarması, insanları resmi yayıncıların sunacağı platforma itecektir. Bunun için de yapın bir uygulama, isteyen istediği takımın maçlarını seçsin, istediği ligi izlemek istesin ve ona sizin uygulamanız üzerinden ulaşabilsin. Bunun için önce sizin anlaşmanız lazım. Halkı polis zoruyla para ödetmeye teşvik etmektense, kendiniz güzellikle birbirinizle anlaşarak halka seçenek sunun. Yoksa her 10 kişiden 6’sı değil, 9’u kaçak yayın izlemeye başlayacak.