Dört buçuk yıldır Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı’nı Deniz Yücel yürütüyor.

İki büyük seçim, imza süreci, pandemi, deprem, orman yangınları, kayyum atamaları, görevden uzaklaştırmalar vs derken…

Tüm siyasiler için zor geçen bu süreçte, son tahlilde Deniz Yücel için ‘başarısız oldu’ denilemez.

Ne kadar başarılı olduğunu ise biraz da önümüzdeki seçimle birlikte değerlendirmek gerekir.

Önce Aziz Kocaoğlu el verdi kendisine.

Genç, ‘noname’ bir figür olarak sahneye ‘attı’ Yücel’i…

Ben de kendisini bu köşeden defalarca eleştirdim.

Rakiplerinden biri Çiğli Belediye Başkanı, diğeri Parti Meclisi üyesi oldu sonrasında…

Onlarca ismin meclis üyesi olmasını sağladı, yüzlerce ismin siyasi kariyerine olumlu-olumsuz etkide bulundu.

Çok sık ‘ekip değiştirmek’ ile eleştirilse de…

Esasen Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteği ve Oğuz Kaan Salıcı’ya yakınlığı ile öne çıktı.

Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un tecrübelerinden çokça faydalandığını düşünüyorum.

Belki de Batur’un ve Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’in doğru pozisyon almaları nedeniyle de; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le karşı karşıya gelmesini isteyen bir kısım CHP’liye yeterince fırsat vermedi.

Tabii, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in gönlü geniş, kucaklayıcı bakış açısı da olası krizleri engelledi ve krizlerden medet umanların heveslerini kursaklarında bıraktı.

Seçimler yaklaştıkça, seçim tartışmalarının nabzı yükseldikçe; CHP ‘iç gündemi’ de Deniz Yücel’in milletvekili olmak için istifa edeceğini daha gür sesle konuşuyor.

Kendisi her fırsatta, ‘Benim gündemimde bunlar yok’ dese de, Yücel’in yüksek ihtimalle milletvekili olacağına dair bir kanaat oluştu.

Bu tartışmanın, sürekli canlanmasının/canlandırılmasının bir sebebi de Yücel sonrasında İzmir İl Başkanlığı koltuğuna kimin oturacağına dair şimdiden başlayan planlar…

‘Abi formülü’, ‘Ekipleri birleştiren formül’, ‘Eski Belediye Başkanı Formülü’, ‘Eski Milletvekili formülü’, ‘Bizim işimize bu isim gelir formülü’ gibi çokça formül gündeme gelmeye başladı.

Ancak benim burnuma şöyle bir koku geliyor: “Yeni Deniz Yücel formülü”

Ne demek bu?

Çokça isim konuşulacak. Ama bundan önce denenip, başarılı olduğu düşünülen  ‘genç, temiz, doğrudan kimsenin ekibinde olmayan, bagajı boş, düşmanı az, çok da tanınmayan isim formülü’, yani ‘Yeni Deniz Yücel formülü’ hayat bulacak.

O ya da bu şekilde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile kısmi de olsa sorun yaşayan bir il başkanı olmasını Aziz Kocaoğlu da istememişti. Sütten ağzı yanan, sadece belediye çalışmalarına yoğunlaşmak ve kimseyle kavga etmek istemeyen Tunç Soyer de istemez diye düşünüyorum.

Tam da bu nedenle ‘Yeni Deniz Yücel formülü’ doğabilir.

Son dönemde gündeme gelen, ‘Batur-Engin-Soyer’ hatta ‘Sandal’ etrafında şekillendiği söylenen ‘Büyük Mutabakat’ın itiraz etmeyeceği, ancak Başkan Soyer’in de beraber çalışmaktan heyecan duyacağı yeni bir isim…

Hazır, CHP’nin tüm kurmayları İzmir’deyken ve hemen hemen her masada bu konular konuşuluyorken, not düşmek istedim.

***

Kurtuluşun ve kuruluşun yeni yüzyılında…

Kurtuluşun şehri İzmir’de…

Kurucu partinin İl Başkanı olmak…

Sanırım politikayla ilgilenen herkes için heyecan verici bir düşünce…