Bundan iki kongre önce…

Dönemin parlayan siyasetçisi Utku Gümrükçü, Çiğli İlçe Kongresi’ni bir işçi olan rakibi Erkan Akar’a karşı büyük farkla kazanmıştı.

Ardından Aziz Kocaoğlu ve siyasi hegemonyasına rağmen, Deniz Yücel’e karşı İzmir İl Başkanı adayı olmuş, delegenin olmasa da tribünlerin desteğini almış ama büyük farkla kaybetmişti.

Dönemin Konak İlçe Başkanı Şakir Başak’ı hatırlıyorum mesela; aslanlar gibi yanında durmuştu ‘Utku’nun. Atkısını taşımış, pankartlarını asmış, her platformda adayını desteklemişti.

‘Utku’ o seçimde kaybetmişti ama herkesin ortak değerlendirmesi şuydu: Kaybederken kazanmıştı!

Ardından gelen yerel seçimlerde, kendisine rakip olanların dahi desteğiyle Çiğli Belediye Başkanı oldu Selim Utku Gümrükçü. Karşı çıkanlar bile “Ben istemem ama adam hak ediyor” diyordu. Genç ve çalışkan olması nedeniyle, örgütten gelmesi nedeniyle taraflı tarafsız herkeste heyecan uyandırmıştı. Öyle ki, daha Çiğli Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmadan, adı Tunç Soyer sonrasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için geçmeye başlamıştı: “İki dönem Çiğli’yi yönetir, sonra Büyükşehir Başkanı olur”

‘Fırtına Başkan’ denilen Gümrükçü’den beklentisi büyüktü genci-yaşlısıyla tüm Çiğlililerin...

Tunç Soyer de destekliyordu. Tunç Soyer Seferihisar’dayken kurulan İzmir Düşünce Topluluğu’nun üyelerindendi mesela ‘Utku’. ‘Genç Kardeşim’ diyordu mitinglerde Soyer ‘Utku’ için…

Milletvekilleri, belediye başkanları, meclis üyeleri… Yetenekli görüyordu herkes ‘Utku’yu… Model yaratacaktı, örnek olacaktı. Siyasi zekâsıyla İzmir’de güzel işler yapacaktı.

Zaten aday adaylığı sürecinde, ‘Ben Tuncay Özkan’ın arkadaşıyım ama adamı değilim. Keşke hiç karışmasa daha iyi. Belediye Başkanı olamazsam onun yüzünden olamayacağım. Beni Tuncay Özkan’a yazmayın, şuna şuna yazın’ diyordu herkese. Desteği büyütmek, daha geniş çevrelerle hareket ediyor görünmek istiyordu.

Koltuğun zehirleyici bir etkisi olacağını eminim o da tahmin ediyordu. Kendinden öncekilerden deneyimlemişti. Belediye Başkanının etrafını saranların onu kör edebileceğini tahmin ediyordu. Koltuğa oturunca herkesin değişme ihtimali olduğunu o da tahmin ediyordu.

Ama kendisi dâhil hemen hemen hiç kimse parlayan Utku Gümrükçü figürünün bu kadar boş çıkacağını ve çabuk söneceğini tahmin etmiyordu.

Kendisi dâhil hiç kimse özellikle de son 2 yılda bu kadar çok hatalı iş yapacağını tahmin etmiyordu.

Ha, koltuğa oturur oturmaz, kimin adamı olduğunu herkese gösterdi hemen. Bir tür kandırılmışlık duygusu yarattı. Sonra tercih ede ede etrafını boşalttı. Sonra geçmişte kendisine destek veren hemen hemen herkesi peyder pey uzaklaştırdı. ‘Siyasettir’ dedi, geçti insanlar…

Ama…

Bu kadar hatalı iş yapacağını tahmin etmek zordu.

Hem de en iyi olduğu alandan: Siyasi alandan hatalar yaptı Gümrükçü.

Geçmişte olduğu gibi, herkesin etrafına toparlanacağını düşünmüş olabilir…

Kendisini gerçekten ‘siyasi deha’ olarak görmüş olabilir.

‘Abisi’nin taleplerini karşılamak zorunda kalmış olabilir.

Yakın çevresinin gazına ve hırslarına kurban olmuş olabilir.

Yumrukçu yardımcısının ses kayıtlarına teslim olmuş olabilir.

Bilemem.

Ama şunu söyleyebilirim ki…

Şimdilerde yine, geçmişe bir sünger çekme çabası görüyorum Gümrükçü’de…

Ortalığı karıştıran ben değilim, iki koltuğa birden aday olan ben değilim, Kılıçdaroğlu’nun arabasının önünü kestiren ben değilim, seçilen ilçe başkanını ciddiye almayan ben değilim, İl Başkanı ile problem yaşayan ben değilim, seçim zamanı benim yardımcım muhtar dövmedi, en kritik zamanlarda sadece kendimi gündem etmedim, parti içi tartışmaları yerel medyaya servis eden ben değilim, CHP’de şebeke var manşetleri attıran ben değilim, kongredeki olayların sebebi de ben değilim. ”

Veee… “Ben kimsenin adamı değilim”

Utku bu çizgide konuşuyor, bir avuç kalan çevresi de bunun propagandasını yapıyor.

Bu saatten ve bunca şeyden sonra buna kim inanır?

İnsanın bu fikirleri savunanlara ‘Senin başkanın bir melekti yavrum’ diyesi geliyor!

***

Güçlüyken, Tunç Soyer ve ekibine karşı…

Hunharca saldırdı…

Biraz zayıflayınca, Tunç Soyer’e değil ama ekibine karşı…

Sonra sonra, Tunç Soyer’e değil, ekibine değil, en yakınındakine karşı…

İyice umudunu kaybedince, Tunç Soyer’e de ekibine de en yakınındakine de değil ama Çiğli’dekilere karşı…

***

Başa dönelim mi?

Son Çiğli İlçe kongresinde 2 seçim önce Gümrükçü’ye yenilen Erkan Akar Çiğli İlçe Başkanı seçildi.

O dönem ‘Utku’yu destekleyen ve belediye başkanı olmasının önünü açan Şakir Başak bu kez İl Başkanlığı’na aday oldu ama salonda Başak’tan çok Gümrükçü’nün fotoğrafları vardı. Başak, ‘Utku’ gibi ‘Kaybederken kazanamadı’. Çünkü ‘Utku’, Mehmet Şakir Başak’ın başkan olmasını değil, kendisinin kurultay delegesi olmasını istiyordu. Şakir Başak yine ortada kaldı.

‘Utku’ şimdi, isminin beraber anıldığı belediye başkanlarını da zora sokacak şekilde, sadece kendisi için çalışıyor. ‘Ben olmazsam gerisi tufan’ duygusu, bu kez en yakın arkadaşlarını zora sokacak şekilde alttan alttan kabarıyor. Çaktırmamaya çalışıyor ama o sadece kendisini düşünüyor!

O yüzden de, bu aralar herkesle tatliş, herkesle ponçik çizgisine geri dönüyor.

Ama Çiğli’de belediye çalışanları mutsuz, Çiğli’de parti üyeleri yorgun, Çiğli’de CHP’ye oy verenler umutsuz!

Bunun tek sebebi Selim Utku Gümrükçü…

Çiğli gülümsemese de, Çiğli’deki İYİ Parti parkı ‘Utku’nun yüzüne pis pis gülümsüyor!