Hangi maliyetlerle yetiştirildiği ve tezgâhlara geliş süreci içerisinde ve sırasında ne gibi masrafların gittiği kimsenin pek de umurunda değil lakin tüketici gıdanın nerede ve nasıl yetiştirildiği ile baya ilgili olduğu için yerelde yetişen ürünler ucuz olduğu müddetçe var olan mevcut sorunlar görmezden geliniyor.

O sebeptendir ki kişi alım gücüne göre almak istediği ürün azıcık pahalandığı vakit ilk akla gelen sorularla, “Aaa neden?  Ne oldu buna böyle ya? Daha geçen hafta şu kadardı” gibi yaklaşımlarla tepki veriyor.

Vatandaşın alım gücüne göre normal olan etiketlerin,  üreticilerin üretim maliyetine göre çok az olması, yani ucuz olması, yani üreticinin zarar etmesi üreticilerden başka hiç kimseyi ilgilendirmiyor.

Asıl çözüm merci olan politika belirleyicilerin bu sorunsala göstermelik yaklaşımları da krizi şu anda olduğu gibi derinleştiriyor.

Aslında ülkemizde ve dünya da mevcut bu sorunsalın bizi getireceği nokta çok basittir ki gıda krizi.

Geçmişte tahıl ambarı olan ülkemizin şimdilerde ihale üstüne ihale açıp zaten olmayan milyar dolarları ithalat yolu ile malum şirketlerin kasalarına aktarması ve bu şekilde tahıl ihtiyacının giderilmesi ülke üretiminin içine düştüğü kör kuyunun derinliğini çok açık bir şekilde ifade ediyor.

Önümüzdeki süreç bizleri yaşadığımız şehirlerin etrafında bizler için üretim yapan insanların sorunları ile yüzleşmekten alıkoyar ve onların kelepir bulduğumuz topraklarına havuzlu villalarımızı kondurmaya devam ettirirse gıdanın güvenliğini sağlayamayacağımız gibi villalarımızın etrafına istediğimiz kadar yüksek duvarlar, jilet gibi keskin dikenli teller ile çevirelim karşı karşıya geleceğimiz sorunlar karşısında pek işe yarayacak gibi durmuyorlar.

Adam bundan neredeyse bir asır önce ‘Milli ekonominin temeli ziraattır’ demiş.

Öylesine söylenmiş bir söz olmamakla birlikte,

Betonda ısrar edip büyümek çölde müteahhit görmekten başka bir şey değildir.

(Son olarak havaların lodos gitmesi mevsimsel ürünlerin daha evvel yetişmesine ve piyasaya bolca arz edilip dar gelirli vatandaşların imdadına yetişmesine neden oldu. Bu sebeple ıspanak, pırasa, kereviz, lahana, karnabahar, brokoli vb. kış mevsiminin ürünleri maliyetlerinin altında satılıyor. Önümüzdeki süreçte poyraz ve soğuk ürünlerin arzında bir sıkıntıya ve dolayısıyla fiyatların bir hayli artmasına neden olacaktır )

Not: 12 Aralık Pazar günü TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin 30. Dönem Yönetim Kurulu ve Delege seçimleri yoğun yağışa rağmen üyelerinin demokrasiye ve odaya sahip çıkma sağ duyusuyla ‘Ben yok, Biz var’ diyerek yola koyulan Çağdaş Demokrat Ziraat Mühendisleri grubunun zaferi ile sonuçlanmıştır. Örgütümüzün omuzlarına yüklediği sorumluluğun farkında olan yönetim kurulu ve delege meslektaşlarıma can-ı gönülden başarılar diliyorum. Kolay gelsin.

Saygı ve sevgilerimle…