Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu… (Edip Cansever)*

**
Sürekli ayrıştırmaya çalışıyorlardı halkı…
Dedi ki, “Sizinle bizim aramızda bir temel fark var. Biz vatanseveriz, siz ise oy için her bir şeyin mübah olduğunu düşünen fırsatçılar. Vatanseverler oy için ülkesinin insanını devletine küstürmez. Neyleyim o oyları? Batsın bu ayrımcılık! Batsın bu diliniz!”
Masaya, temiz bir dil ve İYİ’lik koydu.
**
Adam oturdu masaya,
Dedi ki, “Atama bekleyen sağlıkçılar, bu süreçte defalarca sözlerin tutulmadığını, ertelendiğini gördü. Artık sabredilecek, sineye çekilecek hiçbir durum kalmadı. Gündemime aldım!”
Masaya, dertlerin DEVA’sını koydu.
**
Gençlerin geleceğinin çalındığı sınav gündem oldu.
Dedi ki, “Gençler, size yeniden seslenmek istiyorum. Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız. Ne olursa olsun, kavga etmeyecekseniz. İnançlısı, inançsızı, imam hatiplisi, şortlusu, başörtülüsü…”
Masaya GELECEK’i koydu…
**
Rüşvet, yağma, talan gün geçtikçe artıyordu.
Dedi ki, “Birileri kime güvenirse güvensin, ne algı yaparlarsa yapsınlar, benim güvendiğim halktır. Tek limanımdır halkım. 5'li çeteler, varlıkçılar, çantacılar; bu ülkenin ikinci 100 yılında siz olmayacaksınız. Biz olacağız biz. Halk. Hep beraber, hep beraber.”
Masaya SAADET’i koydu.
**
12 Eylül’ün yıldönümüydü. Her türlü baskıya, zulme, faşizme karşı çıktı.
Dedi ki, “Demokratik yapıyı ve hukuk düzenini hedef alan askeri veya sivil tüm darbelerin ve darbe rejimlerinin karşısındayız. 12 Eylül zihniyeti de 15 Temmuz zihniyeti de halkın iradesini gasp eden tüm rejimler de tarih huzurunda hesap vermeye mecburdur. Demokrasiden asla vazgeçmeyeceğiz!”
Masaya DEMOKRAT’lığı koydu…
**
Nefret söylemleri, baskılar, provokasyonlar gittikçe artıyordu.
Dedi ki, “Biz barışacağız. Vallahi de billahi de barışacağız! İnadına can cana, yan yana olacağız. Başaracağız biz bunu. Bize nasip olacak göreceksiniz. İnadına et ile tırnak olmaya devam edeceğiz. İnadına helalleşeceğiz. İnadına hep beraber, hep beraber. Sözüm var; görüşü, kimliği ne olursa olsun herkesi kucaklayacağız, toplumsal barışı sağlayacağız, huzur ve barış içinde yaşayacağımız bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.”
Masaya, BARIŞ’ı koydu…
**
Yılda bir kez hatırlanan Şehit yakınları ve Gazilerimiz geldi gündeme…
Dedi ki, “Bir kez daha söylüyorum: 18 Mart Şehitler Gününde şehit yakınlarına ve 19 Eylül Gaziler Gününde malul gazilere birer maaş ikramiye verilmesini sağlayacağız. Ayrıca eğitimden barınmaya, sağlıktan istihdama kadar birçok sorununu biz çözeceğiz.”
Masaya VEFA’yı koydu.
**
Okullar açıldı, eğitim sisteminin daha doğrusu sistemsizliğin çaresizliği döküldü ortaya.
Dedi ki, “Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da uygulanan yanlış politikalar, öğrenci ve ailelerin daha iyi bir gelecek hayalini yok etmiş; öğretmenlerimizi üzmüş durumda… Az kaldı; eğitim politikalarını bilimsel ve eşitlik ilkesine dayalı bir anlayışla yeniden yapılandıracağız!”
Masaya BİLİM’i koydu…
**
Toplumun her kesimi ekonomik ve sosyal baskılar yüzünden karamsardı.
Dedi ki, “Bizler altılı masanın liderleri olarak Türkiye’yi huzura kavuşturmak istiyoruz, Türkiye’yi büyütmek istiyoruz, Türkiye için çalışmak istiyoruz. Altı lider bir aradayız, beraberiz. Bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz. Hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Huzur içinde olun, asla umudunuzu yitirmeyin, Türkiye’yi büyüteceğiz, Türkiye’yi güzelleştireceğiz, Türkiye’de herkes kucaklaşacak.”
Masaya UMUT’u koydu…
**
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu… (Edip Cansever)

***
Adam da adammış ha…