Geçtiğimiz hafta İzmir'in gündeminde Çeşme Projesi vardı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İzmir Ticaret Odası’nda düzenlenen "Ege Turizm Merkezi Çeşme Projesi Bilgilendirme Toplantısı"nda projenin geldiği son durum hakkında bilgi verdi.

Ersoy'un yaptığı bilgilendirmelerde bir noktaya takıldım. Sayın Bakan sürecin son derece şeffaf şekilde yürütüldüğünü belirterek, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener'e özellikle teşekkür etti. Bölgedeki tüm köyleri gezdiğini, yerel halkı bilgilendirdiklerini, inekleri bile tanıdığını söyledi!

Şeffaflık söylemine itirazım var.

Tüm çalışmalar yapılıp bittikten sonra yanınıza projenizi destekleyenler ve çıkar gruplarının temsilcilerini alarak yapılan işler hakkında bilgi vermek ne zamandır şeffaflık oldu? Buna sadece bilgilendirme deniliyor.

Şeffaflık; süreç içinde tüm bileşenleri bilgilendirmek, onların görüşlerini almak, itiraz noktalarını not etmek, projeyi tüm yönleriyle kamuoyunda tartışmak, paneller düzenlemek, STK'ların, odaların, sivil inisiyatiflerin de düşüncelerini serbestçe aktarmasına ve kamuoyunda oluşan sorulara açık cevap vermektir.

Çeşme Projesi ilk gündeme geldiğinde İzmir Ticaret Odası'nda yine bir toplantı yapılmıştı. Sayın Bakan ve dönemin İzmir Valisi Erol Ayyıldız da vardı toplantıda. Toplantıdan bir saat önce projeye itirazlarını dile getiren STK'ların yapmak istediği basın açıklamasına emniyet güçleri izin vermemişti. Yine şeffaflık üzerine konuşan Bakan'a bu çelişkiyi sormam AKP'nin valisi Sayın Ayyıldız'ın pek de hoşuna gitmemişti. O günden bu yana iktidarın 'şeffaflık' anlayışında gram ilerleme yok. Şeffaflıktan anladıkları icraatlarının tanıtımını yapmak.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran'ın çekincelerini belirterek ve olası olumsuzluklara dikkat çekerek yaptığı itirazlar ve yürekli iki üç gazetecinin iktidarı rahatsız eden soruları dışında aykırı tek bir ses duyamadık.

Biz de buradan bir kez daha soralım o zaman…

1-) Madem bu kadar şeffafsınız, projeye itiraz eden Şehir Plancıları Odası, İzmir Mimarlar Odası, TMMOB, Çeşme Çevre Platformu, TBMM Çevre Komisyonu Üyesi CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan, Ednan Arslan, Mahir Polat ile HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, CHP, İYİ Parti temsilcileri ve daha adını sayamayacağım kadar çok STK temsilcileri neredeydi?

2-) Madem şeffafsınız ve her türlü bilgiyi kamuoyuna açıklıyorsunuz, Cumhuriyet Köyü Projenizi İzmirliler neden sizden duymuyor da Ertuğrul Özkök'ün yazısından okuyoruz?

3-) Madem bu kadar şeffafsınız, bilim insanlarının uyarılarına neden bilimsel cevaplar vermiyorsunuz?

4-) Madem bu kadar şeffafsınız, İzmir halkını yakından ilgilendiren bu proje için etkin ve tüm sorulara cevap veren, endişeleri giderecek derli toplu bir tanıtım, bilgilendirme, tanıtım kitapçığı, video film, kamuoyu önünde projeye karşı çıkanlarla bir açık oturum düzenlemiyorsunuz?

Gazetemiz yazarı ve Çeşme Çevre Platformu Başkanı Sayın Ahmet Güler, 23 Mart tarihinde kaleme aldığı yazısında çok net anlatmış durumu. Bakın ne diyor;

"Turizm Bakanı Ersoy yaptığı açıklamada sürecin tamamen şeffaf yürütüldüğünü söylemiş, nasıl bir şeffaflık bu? Gerek yerel yönetimlerin gerekse de yöre halkın, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının, ekoloji örgütlerin üç senedir sürdürülen Çeşme Turizm Projesinden hiçbir haberleri, bilgileri yok. Planlamanın tamamen dışında bırakıldılar. Yerel yönetimlere bile ilk defa 21 Kasım 2021’de dar kapsamlı bilgi verildi."

Son gelişmeler gösterdi ki Çeşme Projesi, mülkiyetin el değiştirmesi projesidir, yarımadanın parsel parsel satılması projesidir, içinde insana, doğaya, çevreye, tarıma yer vermeyen vahşi bir rant projesidir.

İzmir'in tüm dinamiklerini, çevrecilerini, STK'larını, aydınlarını, siyasetçilerini ve kanaat önderlerini bu projeye daha gür bir sesle karşı çıkmaya davet ediyorum.

Bu vahşi projeye sadece kâr gözlüğü ile bakan, yardım ve yataklık edenleri de bir kenara not etmeyi unutmuyorum.