Deprem ülkemizin bir gerçeği. Hem de uzun yıllardır. Çünkü üzerinde yaşadığımız coğrafya fay hatlarının yoğun olduğu bir bölge. Nerede hangi fay var, ne zamandır aktif, kaç büyüklüğünde ve kaç şiddetinde deprem üretir, üreteceği deprem hangi sığlıkta meydana gelir. Hemen hepsi biliniyor.

Türkiye’nin deprem konusunda yetişmiş çok sayıda bilim adamı var. Her gün ana akım medyada bu bilim adamlarımızın en az 5-6 tanesini canlı yayınlarda izliyoruz, ulusal gazetelerde demeçlerini okuyoruz.

Türkiye’nin konusunda uzman jeoloji mühendisleri var.

Türkiye’nin çok değerli jeofizik mühendisleri var.

Türkiye’nin her biri birbirinden değerli inşaat mühendisleri, yapı uzmanları var.

Türkiye’nin çok değerli sismologları var.

Yani bu ülkenin deprem konusunda bilim adamı, kalifiye insan gücü, insan kapasitesi, uzmanlığı, bilgi birikimi, deneyimi çok çok üst düzeyde. Ben iddia ediyorum dünyada bu konuda sayılı ülkeler arasındayız.

O zaman neden her deprem bu kadar büyük can kaybına neden oluyor? Neden doğal afetler ülkemizde büyük yıkımlara sebebiyet veriyor?

Nedeni çok basit…

Çünkü, ülkenin bilgi birikimini, deneyimini, insan potansiyelini gerektiği şekilde değerlendirmek bir üst yapı meselesidir.

Yani siyasi iradenin yeteneği ile doğru orantılıdır.

Liyakat, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, hesap sorma ve hesap verme kapasiteniz ülkeyi nasıl yönettiğinizin ipuçlarını verir.

Rant uğruna çürük zemine bina ruhsatı verenler, imar barışı ile dayanıksız yapı stokunu yasal hale getirenler, çimentodan, demirden çalanlar, kumdan yaptıkları rezidansları bir bir çökenler, bu binalara izin verenler, onaylayanlar hepsi suçludur.  

Dikkatinizi çekmiştir, depremde enkaz altından kurtarılanlar çıkartılırken bir grup insan sürekli ‘tekbir’ diye bağırıyor. Tekbir yani, ‘Allah-u Ekber” Türkçesi Allah büyüktür.

Doğrudur, inandığınız Allah büyüktür, uludur. Büyüklüğü ve ululuğu insanoğlunu cüzi irade ile taçlandırmasından, düşünme yeteneği vermesinden gelir. Anadolu bilgeliğinin ve Müslümanlığının güzel bir ata sözü vardır: Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et…

İşin özü iktidar, enkaz altından canlarımız sağ salim çıkartılırken tekbir diye bağıranları değil, depremden önce tedbir diye bağıranları dinleseydi bu acıları bu kadar yoğun yaşamazdık.

Umarız bundan böyle ‘tedbir’ diye bağıran bilim adamlarımızı, uzmanlarımızı dinler ve on binlerce canımıza mezar olan enkazların başında tekbir diye bağırmak zorunda kalmayız…