Çok değil günler önce taraftarlar, “Hükümet istifa” sloganları attı.  “Karanlık odakların oyunu”, “Futbolda siyasete yer yok”, “Taraftarsız oynansın” gibi zırvalar kapladı ortalığı… “Hükümeti eleştirmek ne mümkün”dü. Eleştirilemez, karşı durulamaz, itaat edilmesi gereken bir mekanizma olduğu tehditler eşliğinde yeniden gündeme getirilmişti. Seyircisiz oynatılması üzerine karar alınmış ancak taraftarlar türlü tehditleri boşa çıkarırcasına, bulunduğu her alanda inatla “hükümet istifa” sloganını atmıştı.

“Geniş güvenlik önlemleri” adı altında “hükümetin güvenliğini” sağlamak üzere adımlar atılmıştı. Bursaspor-Amedspor maçı sonrası alınan güvenliğin, “muhalifi” tehdit olarak gördüğü, tek adam rejiminin kendi güvenlik kaygısı olduğu daha iyi anlaşıldı. Bursaspor taraftarı, Amedspor’lu futbolcuların kaldığı otelin önünde havai fişekler, çatapatlar, marşlar eşliğinde ırkçı sloganlarla saldırı gerçekleştirdi. Ancak Amedspor’lu futbolcuların güvenliğine gerek yoktu. Hatta ırkçı slogan atanlar korunsa yeterdi!

TEZGÂH KURULUYOR!
Bir gün sonra oynanacak maçta büyük bir saldırının izleri görülmesine rağmen yaşanacaklara yol verilmişti. Öyle de oldu, Bursaspor taraftarları, “Beyaz Toros”, “Yeşil” kod adlı JİTEM artığı Mahmut Yıldırım’ın pankartlarını açtı. Kürt halkının, işçi ve emekçilerin, muhaliflerin anılarında; işkence, ölüm, tehdit gibi insanlık suçlarıyla anılan uyuşturucu kaçakçılığı yapanların pankartının içeriye girmesine müsaade edilmiş, tezgâh kurulmuştu.

Irkçı-gerici sloganlar eşliğinde sadece taraftarlar değil bazı futbolcuların da pet şişeler altında kalan oyuncuları, oynamaya zorladığı görülmüştü. Ama hiçbir müdahale olmaması bize olayı açık ve net biçimde gösteriyordu: halk düşmanı gerici aktörler, planı çoktan yapmıştı.

BEYAZ TOROSA BİNENLER
Memlekette en küçük bir gösteriye, basın açıklamasına gazı ve copuyla müdahale edenler, mermiyle sahaya girilmesini seyretmekle yetinmişti. Faşist-ırkçı Zafer Partisi, Beyaz Toros’un, “Bursa’da işçi ve emekçiler tarafından üretildiği” için pankart olarak açıldığını ifade ederek herkesi aptal yerine koymak istemişti. “Var ol” deyince olacak, “yok ol” deyince yok olacak zanneden Devlet Bahçeli de durmadı, “Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor diye bir kulüpten de bahsedilmeyecek” diye tehdit dilini tekrarlamıştı.  Sokakları terörize etmesiyle akıllarda kalan Beyaz Toros’a, sokakları yeniden terörize etmek üzere binilmişti!
Hakemler maçı ısrarla oynatarak, federasyon başkanı müdahale etmeyerek, Valilik, öncesinde ‘geliyorum’ demekte olan saldırıları durdurmak üzere adım atmayarak, bıçak-mermi gibi türlü maddelerin içeri girmesine göz yumanlar birleştirildiğinde açık ve net şekilde düşündüren; bu saldırılar, çok kapsamlı neden-sonuç beklentisi olan örgütlü bir organizasyondu.

Millet İttifakı’nın aday tartışmaları, deprem gibi gündemler arasında çok da görülmek istenmeyen bu saldırı; iktidar ve onun türlü uzantılarının, seçimlere giderken hangi yol ve yöntemler izleyeceğine dair ciddi ipuçları sunmasıyla son derece önemlidir. Eğer gerekli tepki verilmezse, yarın bu saldırı biçiminin çeşitli kılıklarla, seçim boyunca tekrar edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Tek adam rejimi ve rant ortakları yenilecekse, faşist-gerici saldırılar görmezden gelinerek değil, halkların kardeşçe mücadelesi ile yenilmesi gerekmektedir. 

Seçim süreci ve sonrası esas belirleyici olan: ırkçı, gerici, faşist ve halk düşmanlığıyla özdeşleşmiş “Beyaz Toros”a karşı, halkların ortak mücadelesini büyütüp büyütemeyeceğimizdir.