Siyasetin gündemiyle vatandaşın gündemi örtüşmüyor.

Vatandaş; pahalılık, işsizlik ve yoksulluk sarmalında bunalırken siyasetin gündemi; tüm olumsuzluklara karşın 2023 seçimlerini kazanmak.

Bu arada; barınma ihtiyacı her geçen gün biraz daha artarken konuta erişim de giderek zorlaşıyor.

Merkez Bankası’nın verilerine göre, konut fiyat endeksi haziranda bir önceki aya göre yüzde 9 arttı. Yıllık bazdaki artış ise yüzde 160.6 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde bir konutun metrekare birim fiyatı 13 bin 14 TL oldu. Bu oran, İzmir’de 14 bin 932 TL olarak gerçekleşti.

Öte yandan; nüfusun yüzde 70’i depreme dayanıksız yapılarda yaşıyor. Bu bağlamda 6.7 milyon konut risk altında.

Ayrıca; işsizlik de can yakıyor. Her 10 kişiden 3’ü çalışabiliyor, 7 kişi de işsizlik sarmalında.

DİSK’in raporuna göre; çalışabilir 64.5 milyon kişinin sadece 21.4 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı olarak istihdamda yer alıyor, çalışabilir her 10 kişiden 3’ü kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda.

Bu olumsuz süreç; vatandaşı “borç batağı”na itti, milyonlar icralık oldu.

Ekonomik krizle birlikte işsiz kalan, geliri eriyen, alım gücü düşen yurttaş sonunda borca battı.

Türkiye genelinde 2021 sonunda 22 milyon 571 olan icralık dosya sayısı 2022’nin ilk 7 ayında 24 milyon 77 bin 828’e ulaştı. Günlük ortalama icra dosyası sayısı 6 bin 700 oldu.

4 MİLYON KİŞİ BORCUNU ÖDEYEMEDİ

ÜLKEMİZ BORÇLULAR ÜLKESİNE DÖNÜŞÜYOR

İnsanlar geçinmek için krediye yüklendi, vatandaş borç batağında.

Yükselen enflasyon, peş peşe gelen zamlar; vatandaşın krediye sarılmasına neden oldu.

Son 7 ayda 552 milyar liralık tüketici kredisi kullanıldı.

Bu arada; 5 ağustos 2022 itibariyle kullanılan toplam tüketici kredisi tutarı 927.7 milyar TL oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre; toplam tutarı 929.7 milyar TL olan tüketici kredisinin (taşıt, konut ve ihtiyaç kredisi) içinde çoğunluğu 552.2 milyar TL ile ihtiyaç kredisi oluşturdu.

Bu arada; yılın ilk 6 aylık döneminde toplam tüketici kredisi ve bireysel kredi kartlarının hacmi ise 1 trilyon 198 milyar TL’ye ulaştı.

Öte yandan; yasal takibe düşen tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının hacmi de 27 milyar 514 milyon TL oldu.

Yüksek enflasyon, düşen alım gücü; Türkiye’yi borçlular ülkesine dönüştürüyor.

Her geçen gün borcunu ödeyemediği için yasal takibe uğrayanların sayısı da katlanıyor.

Bunun nedeni de; vatandaşın geçim sıkıntısı, düşen alım gücü, borcunu borçla kapatma yoluna gitmesi, böylece borç sarmalında borcunu ödeyemeyerek yasal takibe uğramasıdır.

ÖNLEM ALINMALI...

TALİMATLA FİYATLAR DÜŞMÜYOR

Gıda fiyatlarındaki artışın temel nedeni; Tarımsal Üretici Fiyat endeksindeki “rekor” artıştır.

Temmuz 2022 Tarımsal Üretici Fiyat Endeksinde yüzde 157.89 gibi “anormal” bir fiyat artışı gerçekleşti.

Bu; tarımsal girdilerdeki maliyet artışı demektir. Yani; gübrede, mazotta, tohumda ve elektrikteki maliyet artışı.

Kesin olan bir şey var ki, o da; tarımsal girdilerdeki artışlar devam ettikçe gıda ürünlerinin ucuzlaması mümkün değildir.

Tarımsal Üretici fiyatlarındaki artış; haziranda yüzde 148.90 temmuz ayında da yüzde 157.89.

Bunun anlamı; gıda ürünleri fiyatları önümüzdeki aylarda da artış eğilimini sürdürecek.

Bu nedenle; tarımsal girdi fiyatlarını düşürmedikçe, hiçbir market, bu arada Tarım Kredi Kooperatifleri marketleri de “talimatla” fiyat düşüşünü sürdüremez.

Tarım kredi kooperatiflerinin marketlerinde birkaç günlük fiyat indirimleriyle sürdürülebilir “ucuzluk” sağlanamaz.

Bu arada; ülkemizde enflasyonun en çok hissedildiği yerler; konut fiyatlarındaki ve kiralardaki “anormal” artış, ulaştırma ve gıda ürünlerindeki artışlardır.

Sonuç olarak: Enflasyon, hayat pahallılığı, işsizlik, yoksulluk ve eksiye düşmüş döviz rezervleri; ekonominin içinde bulunduğu problemlerin göstergesidir.

Çözüm; ekonomide yapısal reform.