2025’te ekonominin fotoğrafı: Yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek işsizlik, artan fiyatlar, düşen alım gücü, düşük ücret, düşük büyüme…
Derinleşen barınma ve beslenme krizi…
Bu arada; gençlerin yüzde 40’ı istihdam dışı, her 4 üniversite mezunundan 1’i işsiz ve gençlerde geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,5. 5 milyon genç ne okulda ne de işte.
Gençler işsiz ve umutsuz. Buna karşılık, emeklilerin de yüzde 68’i dengeleri bozulan ekonomik ortamda ikinci bir işte çalışmak zorunda kalıyor.
42 milyon kredi borçlusu
Bu koşullarda ekonomide çarklar dönmüyor, vatandaş da borç batağında.
Bir yandan mal ve hizmetlerin fiyatları artıyor, diğer yandan da her geçen gün alım gücü düşen geniş toplum kesimleri “BORÇ BATAĞI’’nda yaşamak zorunda kalıyor, borcunu da ödeyemiyor. 42 milyon kişinin bir veya birden fazla bireysel kredi borcu bulunuyor.
Ülkemizde her iki kişiden biri mart ayında bireysel kredi kullandı. Ortalama borç ilk kez 100 bin TL’yi aştı. Bu koşullarda hane halkının gelir-gider dengesi bozuldu. Yüksek faize rağmen vatandaşın ‘’KREDİLİ MEVDUAT HESABI’’ kredi kartı borçlarını kapatmak için kullanılıyor.
‘’KREDİLİ MEVDUAT HESABI’’ kullanımı bir yılda 220 milyar TL’ den 518 milyar TL’ ye yükseldi. Bu koşullarda her 10 kişiden 7’si, “ekonomi kötüye gidiyor’’ diyor.
Öte yandan; Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerine göre; Mart 2025 itibariyle batık kredilerin oranı yüzde 3.6, büyüklüğü de 16 milyar TL oldu.
Son bir yılda kredi kartlarındaki batık 23.9 milyar TL’ den 81.8 milyar TL’ ye, ihtiyaç kredisi de 30 milyar TL’ den 57.5 milyar TL’ ye çıktı.
Bu arada; her geçen gün artan yaşam maliyeti, yurt ve kira problemi, gençleri eğitimden koparıyor.
Yoksulluk artıyor, barınma ve beslenme krizi derinleşiyor
Yoksulluk artıyor, barınma ve beslenme krizi de giderek derinleşiyor.
Son 5 yılda konut fiyatları 10 kat, kiralar da 7 kat arttı. Bu rakamlar, barınma krizini anlatıyor.
En yoksul yüzde 20’lik toplum kesimi, kazancının ortalama yüzde 36.6’sını gıdaya ayırıyor.
Türkiye; gıda enflasyonunda dünyada ilk sırada.
2024 yılı gıda enflasyonunda yıllık bazda yüzde 57.73 olarak kapandı.
Enflasyon verileri düşük gösterilse de vatandaşın alım gücü düşmeye devam ediyor.
Zengin tasarruf yaparken dar gelirli borçlanarak yaşamaya çalışıyor.
Öte yandan; sanayisiz, üretimsiz, tüketime dayalı kalitesiz büyüme; ‘’GELİR ADALETSİZLİĞİ’’ni derinleştiriyor. Zengin daha zenginleşirken yoksul, daha da yoksullaşıyor. Böyle bir toplumda huzuru, barışı, dayanışmayı sağlamak ve sürdürebilir kılmak giderek zorlaşıyor.
SONUÇ OLARAK
Fiyatlar artıyor, alım gücü düşüyor, vatandaş borç batağında, yoksulluk, barınma ve beslenme krizi derinleşiyor.