1899-1961 yılları arasında yaşamış roman yazarı ve gazeteci Peyami Safa, bir toplantıda, insanların isteğinin, hayallerinin hayatlarında ne denli önemli olduğunu şöyle vurgular:
"Kişinin isteği şahsiyetini ortaya koyar."
"Nasıl?" diye sorduklarında ise şu karşılığı verir:
"Ne istediğinizi söyleyin, ne olduğunuzu haber vereyim:
Bir darı tanesi mi istiyorsunuz? Siz bir serçesiniz.
Bir kuzu mu istiyorsunuz? Siz bir kurtsunuz.
Bir zafer mi istiyorsunuz? Siz bir kahramansınız."

Bu yazımda size böyle bir kahramanı anlatmak istiyorum: Orhan Boz. Kendisi 29 Ekim Koleji’nin kurucusu. Ne güzel bir isim koymuşlar, diye söylediğinizi duyar gibiyim. Koleje verilen bu ad, gerçekten de bir harika. Hem insanıyla, hem doğasıyla muhteşem bir şehir olan İzmir’imizde 29 Ekim adını, bir eğitim kurumunda böyle bir vesileyle görmek bizleri oldukça gururlandırdı doğrusu. Ayrıca kurumun irtibat telefonunun son dört hanesi de 1923 ile bitiyor. Şu an bu yazıyı okuduğunuzda benim hissettiğim bu duygu selinin birçoğumuzun yüreğine de dokunduğundan eminim.

Kolej kapısından girdiğiniz anda kendinizi büyük bir güven ortamında buluveriyorsunuz. Apaydınlık bir şeyler çarpıyor yüzünüze: Kurucusundan idari kadrosuna, öğretmenlerinden personeline herkes aydınlığın, cumhuriyetin, güvenin, bilimselliğin ve çağdaşlığın timsali. İlk anda içinizde ve yüzünüzde beliren tebessüm ve ferahlık hiç kaybolmuyor! Ve sonunda ‘işte burası, benim evladımı bırakabileceğim en güvenli yer’ diyorsunuz.

Çağdaşlığı, bilimselliği ve güveni temel alan bir ortamda yetişen çocuklar, tabi ki günümüzde, arzu edilen bir toplumu oluşturlar. Bir ülkenin gelişmişliğinde en temel rol, eğitim sistemidir. Eskiden olduğu gibi günümüzde de tüm iktidarların kendi zihniyetine göre yapboz tahtasına dönüştürdüğü eğitim sistemimizden hepimiz zarar görmüyor muyuz? Bu konuda konuşmaktan ziyade hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor bence!

İşte elini taşın altına koyanlardan biri de, Peyami Safa’nın hikâyesindeki gibi bir kahramanın ta kendisi! 1973 doğumlu, evli ve bir çocuk babası.

İlk gençlik yıllarında girmiş olduğu inşaat sektöründe kısa sürede gerçekleştirmiş olduğu projelerle öne çıkarak ‘İştirak Gayrimenkul ve İnşaat’ şirketini kurmuştur.

İştirak Gayrimenkul ve İnşaat Narlıdere, Güzelbahçe, Yelki ve Seferihisar bölgelerinde yapmış olduğu lüks konutlarla adını duyurarak bir marka haline gelmiştir.

Dürüst, tertemiz bir hayatın içinden gelen bu eğitim kahramanı, bu süreçten sonra birçoğumuz gibi ülkemiz ve geleceğimiz için eğitimin ne denli önemli bir yere sahip olduğunu görmüş ve bu düşünce onun bundan sonra ki yaşamında bağlandığı düşüncelerin temeli olmuştur.

Ben eğitim sistemimizi uzunca bir zamandan beri paslı bir aynaya benzetiyorum. O pasın içinden de görünen görünmeyen birçok genç. Pası silelim dedik başaramadık! Bir de baktık ki yıllarca tertemiz bu genç beyinleri, birtakım çevreler, bu paslı görüntünün içine sokmayı başarmışlar. Fetö’nün okullarından bahsediyorum. Okullarının duvarlarına çaldıkları sorularla sınav birincileri yazan bu sözde eğitim kurumları, sonunda hak ettikleri mertebeye indiler. Tabi ki bunların dışında çok büyük başarılara imza atan eğitim kurumlarımız da var; ama uzunca bir süredir böyle bir görüntünün içinde nice nice gençlerimiz de yok oldular!

Biz nerede hata yaptık, ne kadar doğrumuz var? O paslı aynanın önünde yitip giden aslında geleceğimiz! Bu aynanın pası bir gün tamamen temizlenecek ve o zaman biz Orhan Boz gibi eğitim kahramanlarımıza minnettar kalacağız. Çünkü ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi sonucu oluşan yeni konjonktürde eğitimin toplumda ne denli önemli bir yer tuttuğunu gören Orhan Boz, en çok da eğitim sistemimizdeki bu aksaklıkları görerek, bu sektöre yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemiştir. Bu hedefinin temelinde vatanını, milletini ve bayrağını seven, Kuvayi milliye ruhuyla hareket eden, Atatürk ilke ve devrimlerine sımsıkı bağlı, Cumhuriyetimize sahip çıkan öğrenciler yetiştirmek var! Bu nedenle 29 Ekim Koleji’ni kurmuş ve bunun için de zihnimize bir eğitim kahramanı olarak çoktan kazınmıştır.

Kendisi bir konuşmamızda İnönü Mahallesi’nde doğduğunu ve yoksulluğun içinden geldiğini samimi bir şekilde söylüyor ve ardından “Yoksul almak ,bir şey yapamamak demek değildir, çok çalışmak var ,diyor. Kalem tutmayı bilen ‘A, B’yi öğrenen her çocuk başarılı olabilir, diyor. Gerçekten de bana göre de öyle. Ancak bir düşünsenize bu noktada heba edilmiş nice nice çocuk içindeki cevheri bir şekilde çıkaramamış ne de çok genç var! Peki suç kimde? Suç, o imkânları onlara sağlayamayan herkeste! Birileri taşın altına elini sokmalı, dedik ya, işte Orhan Boz bunu başaran değerli insanlardan beri! İnşaat sektörünü çok iyi bildiği için 29 Ekim Koleji’ni muhteşem bir kompleks haline getirmeyi başarmış! ‘Hem zihinsel hem bedensel olarak çocukları yetiştirmek’ kolejin en büyük hedeflerinden biri. Çocuklar, ülkemizin başarılı üniversitelerinden mezun olmuş eğitimcilerin kanatları altında. Seviye tespit sınavları yapılıyor, burslar veriliyor kolejde! Her şeyin kazanç olmadığını belirten Orhan Boz 20’ye yakın başarılı öğrenciyi ücretsiz olarak kolejde okutuyor. Öğrencilerin seviye tespit ve gerçek başarıları tespit edilirken en yeni ve bilimsel araçlar ve yöntemler kullanılıyor. Birinci ve ikinci sömestrde dışarıdan gelen öğretmen ve sorularla kolejin öğrencilerine sınav yapılması planlaşmış. Şişirme başarılarla değil tamamen gerçekçi ve bilimsel yöntemlerle öğrencilerin başarısını ölmeyi hedeflediklerini belirten Orhan Boz, bu çalışmalarıyla çok büyük başarılara yakında imza atacak bence. Kendisi tam bir idealistliğin ve dürüstlüğün sembolü olan bir eğitim kahramanı çoktan olmuş! Peyami Safa’nın hikâyesinde olduğu gibi zafer istiyor çünkü. Hem de en zoru olan eğitim alanında!

Çocukların hayatında babaları bir kahramandır. Ben Orhan Boz’a hem bir baba olarak hem de bir eğitimci olarak bir kahraman, diyorum! Koskoca bir şehirde çocuğuna uygun bir ana okulu bulmak için ne kadar zorlandıklarını anlattığında oldukça etkilenmiştim. O süslü püslü; gösterişli eğitim kurumlarının aksine çocuğun ruhuna inebilecek bir şeyler arıyordu çünkü. Aynı bizim gibi. Sen, işte bu yüzden Peyami Safa’nın hikâyesindeki o gerçek zaferi arayan, o değerli kahramanlardan birisin!

Orhan Boz “Sevdamız Eğitim, Sevdamız Gençlik” anlayışını ilke edinmiş ve 29 Ekim Eğitim Kurumlarımızın ikinci kampüsünü ve iki anaokulunu daha İzmir’in çeşitli bölgelerinde eğitim sektörüne kazandırmak için çalışmalara başlamıştır.

Eğitime olan sevdasında tüm İzmirlileri Atatürk ve İlke ve Devrimlerinin ışığında buluşturmak için heyecanla ve mutlulukla çalışmalarına devam etmektedir.