16 yıldır Akp eğitimde, sağlıkta, dış ve iç politikada ülkeyi tam bir kaos ortamına sürükledi. Mhp desen muhalefet olması gerekirken Akp’yle hükümet ortağı gibi çalışmakta, Hdp ise susturulmakta…

Chp kısmen başarıyı yakaladı. Ama daha çok elle tutulur, gözle görülür işler yapması gerek. Refarandumla başlayan süreç Kılıçdaroğlu’nun çabasıyla ivme kazandı. Referandumda muhalif kesimler ilk defa tam anlamıyla varlıklarını hissettirdiler. Ancak hatırlarsınız, bu defa da YSK’nın engeline takıldılar. Tüm umutlar tükenirken Kılıçdaroğlu Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasıyla Adalet Yürüyüşü başlattı. Önceleri bu eylem küçümsense de Kılıçdaroğlu büyük kararlılıkla ve arkasına aldığı rüzgarla yürüyüşü tamamladı. Bu yürüyüş umutlarımızı yeniden yeşertti ve bu hem Chp hem de Türkiye için yeni bir sayfa açmaktı .Chp, belki de tarihinde ilk defa tüm kesimlerin desteğini alarak yol almaya başladı. Almasına aldı da bu defa da kongre süreci ve delegelik Chp’nin gündemine oturuverdi.

Hatırlarsınız… Kılıçdaroğlu’nun, belediye başkanlarını Ankara’da toplayıp delege seçimlerine müdahil olmayın, çağrısına rağmen çok az belediye başkanı buna riayet etti. Belediye başkanları illerine döndüklerinde eski tas eski hamam mahallelerinde delege listelerini o eskiden beri var olan zihniyetle hazırlamaya başladılar: İş, aş sözü verdiler: Kendi yoksul partilisini işle, aşla terbiye etmeye çalıştılar. Ancak solu biraz da olsa içselleştirmiş birilerinin bunu yapması doğru muydu?

İzmir’imizde de bu manzaralara çokça rastladık. Ancak Chp’nin sokağa indiği bu süreçte hele halkın umudunun sadece Chp’ye bağlandığı bir dönemde bu tutum ne kadar doğruydu? Sizi duyar gibiyim. Artık iş ve aştan daha önemli bir durum söz konusudur. Bizlere bazı şeyler zorla dayatılıyorken, ister belediye başkanı, milletvekili, bürokrat; ister işçi …olsun hepimizin görevi Türkiye’nin birleştirici gücü olan Chp’nin sloganının hayata geçirmek olmalı. Delege seçimlerinde de renklerin listelerin aslında çok önemi yok. Seçmenimiz de hem partiyi hem ülkeyi kucaklayan ve çalışkan olan ekipleri karşısında görmek istiyor. Bunu da geçen delege seçimlerinde Çiğli'de gördük. Parti tabanı da tüm yönlendirmelere karşın iş ve aştan ziyade ve daha da güçlü olmak adına herkesi tümden kucaklayan ve onun için çalışacak olan ekipleri destekleme kararı aldılar. Bunlardan Koçer, Aziz Buğa ve ekibi zorlu ama çok güçlü bir ekip ruhuyla aylarca çalışma yürüterek sandıkta başarılı bir delege seçiminde adeta ipi göğüsledi. Ancak şunu da unutmamalıyız: parti tabanı ve seçmen, Koçer, Buğa ve ekibinden çok şey beklemekte. 2019’ta artık partiyi kucaklamış ve toparlamış bir ekip olarak karşılarında göreceklerinden çok eminler. Chp’nin içinde böyle partililerin çok olması bize güven veriyor. Bu beyazın saflığına, temizliğine inanmak gibi bir şey benim için. Evet, ben de soyadım gibi beyazı çok sevmişimdir. Beyaz temizliktir, saflıktır; umuttur, ferahlıktır. Beyazı korumazsan erken kirlenir. Gelecektir beyaz. Aman kirlenedurmasın; yoksa kolay kolay temizlenmez! Umarım umudu ve geleceği bembeyaz sayfalara beraberce ve başarıyla yazarız!

- - - - -