Son zamanlarda en çok tartışılan konulardan biri olan İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin ,ayrımcılığın, eşitsizliğin ortadan kaldırılmasını hedefliyor.

İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın ve şiddetin önünde duran ve aynı zamanda toplumsal cinsiyeti tanımlayan ilk uluslarası belgedir.

6284 sayılı kanun...

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair bir kanundur.

Kanun şiddete uğrayan, şiddete uğrama riski olan, tehdit altında kalmış kadınların çocukların aile bireylerin tek taraflı ısrarla takibe maruz kalmış kişilerin korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla alınan tedbirler yer almaktadır.

Peki bu kanun hangi hakları kapsar?

*Barınma

*Yakın  koruma

*Bilgileri  gizleme ve değiştirilmesi

*Uzaklaştırma ve geçici maddi yardım.

İstanbul Sözleşmesi yüzlerce yıllık eşitlik mücadelesinin kazanımı ve tüm kadınların en temel hukuki güvencesidir.

Demokrasinin, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının sembolüdür.

6284 uygulanmadığı için öldürülen kadınlarımızın hikayesi aklımızda ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Biz kadınlar, binbir mücadele ile elde ettiğimiz kazanımları, kadına karşı  düşmanlık duyanlara heba etmeyeceğiz

Yeteri kadar susturulmadık mı?

Sessiz kalmadık mı?

Yok edilmedik mi 

İstanbul Sözleşmesi'nden sonra 6284 sayılı kanun da kaldırılırsa inanın daha çok öleceğiz

Kadınların yaşam  güvenceleri kaldırılamaz

Kadına şiddeti önleyen ve  yaşam hakkını güvence altına alan kanunları kimse değiştiremez.

Değiştirilmesine de  izin vermeyeceğiz.

Can Yücel’in dizeleri ne güzel anlatıyor ;

Sen fabrikadaki kadının "BAŞ ÖRTÜSÜNÜ" görüyorsun

Ben ise "NASIR" tutmuş ellerini.

Sen yüzündeki "MAKYAJINI"

Ben alnındaki "KARA YAZISINI"

Sen ev işlerindeki marifetini,

Ben ruhundaki güzelliği..

Sen evde pişirdiği yemeği,

Ben haksızlığa karşı öfkesini.

Ben kadının paylaşımcılığını,

Sen paylaşılması gerektiğini.

Ben kadının analığını,

Sen doğurması gerektiğini

Ben kadının insanlığın,

Sen nasıl kullanılacağını

Ben kadının her yerde olması gerektiğini,

Sen evde diz kırıp oturmasını..

Ben tarladaki kadının emeğini,

Sen evde ne pişirdiğini

Sen sokaktaki kadının bacaklarını,

Ben havadaki yumruğunu

Sen kadının gözlerindeki maviliği,

Ben kalbindeki derinliği

Ben kadının ayakta durabilmesini,

Sen hareme alınmasını

Ben kadının idareci olabileceğini,

Sen idare edilmesi gerektiğini görüyorsun.

Sen de insansın, ben de!