Öyle bir tuhaflığın içindeyiz ki; ‘çok güçlü devletin, çok güçlü lideri’ olduğunu iddia eden Tayyip Erdoğan; rakibi Kılıçdaroğlu’nu ve dolayısıyla ona oy veren 24,5 milyon yurttaşı teröristlerle yan yana gelmekle suçluyor. Biz ise bu durumun Erdoğan’ı nasıl da güçsüz ve aciz bir lider gösterdiğini tartışmak yerine Kılıçdaroğlu’nun ve ona oy verenlerin aslında terörü falan desteklemediğini anlatmaya çalışıyoruz.
Bence; montaj yapılmış sahte videolarla mitinglerde açıkça yalan söyleyenlere, iftira atanlara ve bu yaratılan kutuplaşmaya çanak tutanlara; eskilerin ‘vatan haini’ Nazım Hikmet’in dizeleriyle cevap vermek gerekiyor…

Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan, ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

Bu şiiri anlamayan olursa; yine Nazım’ın, vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra Budapeşte Radyosu’nda yaptığı, ‘vatan haini’ tanımlamasıyla cevap verilebilir.

“Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa; vatan haini olan odur. Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini sömürge kölesi haline getirmiş ve getirmekte devam etmektedir? İşte bunlar vatan hainidir. Bunların haricinde kalan insanlar, dini ve vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar; vatanını seven insanlardır. Ve bugünün şartları içinde ileri Türk insanlarıdır.”

Evet, bugün seçim uğruna milyonlarca yurttaşını ‘vatan haini’ymiş gibi göstermek, sırf kendi saltanatını sürdürebilmek için bölücü terör örgütünün bile yapamadığını yaparak toplumu karpuz gibi ikiye bölmek… Yaparsa reis yapar… Peki neden böyle yapar? Cevabı yine Nazım’da…

Çünkü bunlar;
Bursada havlucu Recebe,
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,
fakir-köylü Hatçe kadına,
ırgat Süleymana düşman,
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman...

Bu faşizan düzene itiraz eden, isyan eden milyonlarız biz. O yüzden kendimize güvenerek, her gün umudu büyütmek ve zulme karşı direnmek zorundayız. Kötülük ve zalimliğin korku ikliminde büyüdüğünü bilerek korkuya teslim olmadan, gerekirse bedel ödemeyi de göze alarak iyiliği, özgürlüğü her koşulda savunmak zorundayız…
Halkız biz ulan halk; vatan haini falan değil!

Vatan haini kim mi peki? Tespiti doğru yapmak lazım…

Barışı, adaleti, halkın ekmeğini savunduğumuz için bizi tutsak etmeye çalışan kimse, odur vatan haini…
Kim cebimizdeki parayı çalmışsa, kim milyonlarca çocuğun beslenme çantasının boş olmasını kendine dert etmiyorsa vatan haini odur…
Lütfedip verdikleri sadaka ücretleri yüzünden milyonlarca insanı kredi kartsız yaşayamaz hale getiren kimse, odur vatan haini…
Kim ki kendinden olmayan herkesi bölüp parçalıyorsa, hakaretler savuruyorsa, toplumsal fay hatlarını büyütüyorsa, bu topraklara nefret tohumlarını ekiyorsa odur vatan haini…

Gencecik fidan gibi evlatlarınıza kim bir gelecek sunmuyorsa, onları işsiz ve aşsız bırakıyorsa, bu toprakları onlar için kaçıp kurtulunması gereken yer haline getirmişse vatan haini odur…

Kim ki köylüsünü borç batağına batırıp köle haline getirmişse, üreticiyi topraktan kaçırmış ve o boş kalan topraklara da beton dikmişse odur vatan haini…
Kadın düşmanlarını meclise sokanlar, kadın cinayetlerini engellemeyenler, hatta katillere cesaret verenler var ya… İşte onlar vatan haini…
Madenlerde, fabrikalarda, meydanlarda, depremlerde ölümü hep bize ama hep bize düşürenler… Evet, onlar vatan haini…

Her sokak başında para toplayan SMA hastası çocukların ailelerini görüyorsunuz ya… Kim ki o ailelere kendilerini dilenci gibi hissettiriyorsa, o çocuklara kim çare bulamıyorsa ondan daha büyük vatan haini mi olur?

Çocuklarımızı tarikat yurtlarında yanmaktan, istismardan, tecavüzlerden koruyamayanlar, o tarikatlara devletin bakanlıklarını dağıtanlar… En büyük vatan haini onlar…

Cennet gibi bir ülkede yaşıyorduk ya hani… Eskidendi o, artık; ‘üç tarafı deniz, dört tarafı acı dolu bir ülkede’ yaşıyoruz… Hadi yine cennet diyelim; peki o cennetin hangi nimetinden faydalanabiliyorsun? Hiçbir kaygı duymadan ailenle, arkadaşlarınla bir hafta tatil yapmak bile senin için çok büyük bir lüks oldu ya, işte kim bu duruma getirmişse seni ve senin gibi milyonları, onlardır vatan haini…
Bundan gayrısı lafügüzaftır… Defedin gitsin hepsi!