“Kemeraltı’mıza” sahip çıkalım…

Kentleri markalaştıran, geleceğe taşıyan temel özellikler; tarihi ve kültürel değerleri ile uygarlıklara ev sahipliği yapma niteliğidir.

Kentler; sadece sosyal ve fiziksel yaşam alanı değil; aynı zamanda toplumların, geçmişten geleceğe uzanan yolculuğu ve “gelecek vizyonu”dur.

Unutmayalım ki; tarihi değerlerinden, sosyal ve kültürel dokusundan koparılan kentlerin “gelecek vizyonu” olmadığı gibi, var olan “marka değeri” de aşınır.

Kaldı ki; günümüzde ülkelerle birlikte kentler de “rekabet” ve “yarış” içindeler.

Bu yarışta öne çıkmanın yolu; “tarihi değerler”i “marka değerler”e dönüştürerek sürdürülebilir kılacak olan toplumsal sahiplenmedir.

Kemeraltı; sadece 2400 yıllık tarihi,15 bine yakın iş yerinin olduğu, sadece içinde esnafı ve alış-veriş yapanları barındıran bir “ticari alan” değil; aynı zamanda “uygarlık tarihi”ni anlatan, geçmişle gelecek arasındaki “medeniyet köprüsü”dür.

Kemeraltı Çarşısı’nı İzmir’in “vitrini” yerli ve yabancılar için de ilgi odağı ve cazibe merkezi yani “davetkar” bir konuma getirmek; Konak Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, Merkezi Hükümet ve hepimiz için, “tarihsel sorumluluk” ve ötelenemez bir görevdir.

Kemeraltı’na bakışımızı İzmir’in “ortak değer”i ve “gelecek vizyonu”muz olarak şekillendirelim.

5 km’lik bir alana yayılmış olan, bir tarafı İzmir’in kalbi “Konak Hasan Tahsin Anıtı’na ve “Saat Kulesi”ne açılırken, diğer tarafı da, 2300 yıllık tarihe ev sahipliği yapmış olan Antik Kent “Agora Ören Yeri”ne açılan, sadece Türkiye’nin değil, Dünyanın en büyük açık hava, alış-veriş ve yeme-içme merkezi olan Tarihi Kemeraltı’nı gece-gündüz, yerli-yabancı her kesime hitap eden, ziyaretçilerin güven içinde ışıl ışıl bir “fuar konsepti” ile eşsiz tarihi dokusu ve mekanlarıyla, kültür-sanat ve ticaret merkezi olarak gezip göreceği bir konuma getirmek; hepimiz için vazgeçilmez, ötelenemez tarihsel görev ve yönetsel sorumluluk olarak algılanmalıdır.

Ne yazık ki bugünkü tablo; İzmir’in sembollerinden olan ve her köşesinin, tarihe, uygarlıklara tanıklık ettiği, Kemeraltı’nın tarihi, sosyal ve kültürel kimliğiyle örtüşen bir tablo değildir.

KEMERALTI ESNAFI “FELÇ” OLMUŞ DURUMDA

Pandemi süreci ve peş peşe yaşanan kur atakları, ekonominin tüm dengelerini alt –üst etti.

Yaşadığımız bu ekonomik türbülanstan Kemeraltı esnafı da olumsuz etkilenmeye devam ediyor.

Esnaf siftah etmeden dükkanını kapatıyor. Kirasını, “çek”ini, senedini, borcunu, gelen zamlarla ödeme gücünü aşan elektrik, su ve doğal gaz faturalarını ödeyemiyor.

En kısa anlatımla, Kemeraltı esnafının yaşamı adeta “felç” olmuş durumda, iflaslar ve kapanan işyerlerinin sayısı artıyor.

Bu arada; tarihi Kemeraltı çarşısının fiziki alt yapı sorunları da yıllardır bir türlü çözüme kavuşturulamıyor.

Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin de, “hava karardıktan sonra güvenliğin olmamasından ve gece yaşantısının bulunmamasından” yakınıyor.

Ayrıca; Başkan Girgin; “Otopark ile ulaşım probleminin çözülememesine, aydınlatma, parke taşlarının yenilenmesi, kanalizasyon ve yağmur suyu imalatlarının tamamlanamamasının oluşturduğu fiziki altyapı eksikliklerini” dile getiriyor.

Gerçek olan şu ki; güvenlik kaygısının yaşandığı, karanlık sokaklar, kapanan işyerleri, ulaşım ve otopark problemi, esnafın sorunları, kapanan kepenkler; tarih hazinemiz Kemeraltı’nın kaderi olamaz, olmamalıdır da.

Oysa; Kemeraltı bugün olduğu gibi, sadece gündüzleri değil, 24 saat capcanlı, renkli, eğlenceli bir yaşamı hak ediyor. Hepimize düşen görev; Çocuklarımızı, misafirlerimizi mutlaka, bu tarihi mirasımız olan Kemeraltı Çarşısı’na götürmek olmalıdır.

SOYER’LE UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI YOLCULUĞU

Yaşanan tüm bu olumsuzluklara karşın, bir yandan da Kemeraltı; UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI olmaya hazırlanıyor.

Bu arada; vizyoner, tarih bilincine sahip, aynı zamanda çağdaş değerleri de özümsemiş, ufku açık, İzmir’i markalaşmış dünya kenti yapma hedefine kilitlenmiş Büyükşehir Belediye Başkanı; Tunç Soyer; “Uygarlık mirası” Kemeraltı’nı “insanlığın ortak değeri” olarak geleceğe taşıyacak projelere öncülük ediyor.

Başkan Soyer; Kemeraltı esnafının “sanal platformda” ticaret yapmasını sağlayacak “e-Kemeraltı” projesine ve fiziki altyapı eksikliklerinin giderilmesine de geniş anlamda destek veriyor.

Sonuç olarak: Aklınıza gelebilecek hemen hemen her ürünü AVM’lerden daha kaliteli ve daha ucuza satın alabileceğimiz, misafirlerimizi, Kızlarağası Hanı’nın o essiz tarihinde, bir fincan kahveyle ağırlayabileceğimiz Kemeraltı’na sahip çıkarak; tarihimize sahip çıkmak ve İzmir’i markalaşmış dünya şehri yapmakla eş anlamlıdır.