Binyamin Netanyahu başkanlığında İsrail’in, Cenin kampına yönelik saldırıları devam ediyor. 15 yaşında bir çocuğun da olduğu en az 12 Filistinli hayatını kaybetti. Onlarca yaralının yanı sıra üç bin kişinin evini terk ettiği ifade ediliyor.

Cenin Mülteci Kampı’nı hedef alan İsrail sadece karadan değil, helikopterlerle evleri de bombalıyor. Kentin altyapısını dozerlerle tahrip eden İsrail’i ise tüm dünya adeta seyrediyor!

Netanyahu ve Tek Adam Rejimi

Bilinmektedir ki faşist ve gerici koalisyon hükümeti, “yargı reformu”nu ertelemek zorunda kaldı. Yüksek mahkemenin yetkilerini sınırlandıran ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını içeren “reform”a İsrail halkı protestolarla cevap verdi. İsrail erteledi ancak geri çektiğine dair bir ibare bulunmuyor. İsrail’de gerici koalisyon dış politikada sergilediği pratikle içerde de kendi gücünü ve konumunu tahkim etmeye çalışıyor. İç ve dış politikasında gerici ve faşist pratikleriyle İsrail, saldırıları her iki cepheden de sürdürmeye çalışıyor.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak iki gün önce yaptığı açıklamada, “İsrail'i meşru güvenlik çıkarlarını savunurken gereklilik ve orantılılık ilkelerine bağlı kalmaya çağırıyoruz” sözleriyle saldırıları “meşru güvenlik çıkarları” adı altında görmezden geldi. "İngiltere, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin yeni dönem başkanı. Cenin krizi konusunda ne yapıyor?" sorusu üzerine ise Sunak, ülkesinin dönem başkanlığı görevini ağırlıklı olarak Ukrayna'yı desteklemeyi sürdürmek için kullanmayı planladığını aktardı. Ukrayna’da krizin nedenlerinden olan İngiltere ve diğer emperyalist ülkeler Filistin halkının hedef alınmasını Ukrayna’yı işaret ederek görmezden geleceğini ifade ediyor. Nato’nun genişleme çabası ile birlikte derinleşen Ukrayna-Rusya arasındaki çatışma ve İsrail’in müdahalesi açıkça paralellik taşıyor.

ABD’ye meşhur kınama için çağrılar yapılsa da ABD de vaziyetten memnun görünüyor. Netanyahu emperyalistlerin de memnun kaldığı saldırılar için, “gerektiği kadar devam edecek” diyerek halkı katledişine devam edeceğini bildiriyor. Tek adam rejimi olarak kodlansa da uluslararası gelişmeler, faşizmin inşasının tüm ülkelerde artacağı veya arttırılacağını gösteriyor.

Filistin Halkı Direniyor!  

İşgalci İsrail ordusu direnişçileri bahane ederek kamp sakinlerini tahliye etmek üzere adımlar atıyor ancak halk alanı terk etmeyerek, İsrail’in hamlesini boşa çıkarıyor. Suyu ve elektriği kesilmesine rağmen halk halen evlerini terk etmiyor. Evleri karargâh haline getiren İsrail ordusunun, kampta yaşayan halkı kalkan olarak kullanmak istediğine dair iddialar kol geziyor!

Durum böyle olmasına rağmen işgalci İsrail’in insanlığa karşı işlediği suçlara sert tepki gösteren direnişçi örgütler, saldırının devam etmesi durumunda direnişi farklı alanlara yaymaya hazır olduklarını, tek bir kişi kalana kadar mücadelelerini devam edeceklerini açıklıyor. Uzun yıllara dayanan mücadele geçmişi ve deneyimi ile Filistin halkı, işgalcilere karşı eşitsiz koşullarda süren çatışmalara rağmen geri adım atmayacaktır. Filistin halkına yönelik sürdürülen saldırılar göstermektedir ki, halkın kendi mücadelesi dışında hiçbir ülke “kınama” dışında açıklama yapmayarak, İsrail’in politikalarına yedeklenmektedir.


Türkiye Sadece Kınıyor!  

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, "İsrail güçlerinin, İsrail işgali altındaki Batı Şeria’da bulunan Cenin şehrinde bugün gerçekleştirdikleri baskını şiddetle kınıyoruz. Bölgedeki mevcut gerilimin bu saldırılarla yeni bir şiddet sarmalını tetiklemesinden derin endişe duyuyor, İsrail makamlarına sağduyulu davranmaları ve bu tür eylemleri durdurmaları yönündeki çağrımızı yineliyoruz” demekle yetiniyor. Uzun yıllardır göstermelik olarak İsrail’i kınamakla meşgul olan Türkiye örneğin İsrail Türkiye arasında artan ticaret hacminden memnun görünüyor! “Kınama” denildiğinde anlaşılmalıdır ki, “Biz göstermelik olarak içeride söyleyelim, kendi kitlemizi memnun edelim. Gerisi önemli değil” demek anlamına geliyor. Atılacak adımlar İsrail’le yapılan anlaşmaların iptal edilmesine kadar vardırıldığında samimi olabilir. “Eyyy Amerika, eyy İsrail” diye anti emperyalistmiş gibi görünen AKP hükümetinin, samimi olmadığı sadece bu olaydan bile rahatça anlaşılabilir. Filistin halkı da dünya halkları da emperyalistlere karşı dayanışma içerisinde olmak dışında bir şansı yok. Hem emperyalistlere hem de kendi hükümetlerinin emperyalistlere yedeklenen politikalarına sessiz kalındığı takdirde, dünya halkları üzerinde zulüm balyozu inmeyecektir.