"Elbette umutsuzluğa düşerim bazan
Elbette umutluyum her zaman 
Neden yazılır bir şiir
Neden okunur bunca yazı. . . . "

Bazı anlar var. Bazı mucize anları. Bahsettiğim şeyi sezmiş olanlarla  birazdan bu yazı üzerinden paylaşılacak anlardan biri gibi bir an. Hayatın bunca yoruculuğu, vakitsizliği, bunaltıcılığı içinde bazen planlanan -yalnız bu anların bilincine varmışlar tarafından planlanabilen ama her zaman da plana uygun yürümeyen- çoğu zaman hiç beklenmeyen bir anda peydah oluverip o günü, o hayatları, o dünyayı güzelleştiren mucizeler. Mucize diyince aklınıza  tanrısal güçler, mitler, mistik bir takım şeyler geliyor biliyorum. Kültürün bir parçası.  Akıl çağından, toplum ve toplumsal ilişkiler de doğa gibi bilimsel yollardan açıklanmazdan önce insanların tüm açıklamaları mucizeler üzerindendi.Pozitivistlerin göreceli olarak ilerici ve fakat kupkuru bu tercihleri şuan konumuz değil.  Benim bahsettiğim mucizenin ayakları çok daha yerde. Çok daha sade. Hayatın akışında öyle göze çarpmıyor ki ancak bir anlığına durursanız fark edebilirsiniz onu. Belki mucizeliği burda. Gözümüzün önünde saklanıyor ama bazı insanlar tüm ömürleri boyunca göremiyorlar onu. Yanından geçip gidiyorlar, yaklaşmaya cesaret edemiyorlar yada yanlış şeyleri mucizeleri sanıyorlar. Ne yazık!

Bir çok insanla tanıştım. Hepsiyle çok derin ilişkiler kuramadım ama hepsini anlamaya -Bahsettiğim, anlama. Empati değil- çalıştım, çalışıyorum. İhtisasımı bu konu üzerinden yapabilirim şaka maka. Ama ne zaman bir insanı (buna kendim de dahilim) anladığımı düşünsem hemen vazgeçiriyorum kendimi bu düşünceden. İçimde ki bir şeyi tamamlama dürtüsünü bastırmaya çalışıyorum. Çünkü bu kendimi kandırmak olur. İnsan dediğin anlaşılmaz bir varlıktır. Sonsuz çeşit olanağı içinde barındıran, dürtüleri, duyguları, bilinci sürekli iç içe geçen düğümlenen birbirine karışan. Keyifli tarafı da burada sanırım. Sonu hiç gelmeyecek, manzarası hep keyifli bir uzun yol.Tiyatro yapanlar için bu anlattıklarım çok da uzak gelmemiş olsa gerek. Tiyatro yapıtları hem edebi metinler  hem sahne performansları biçiminde, var olduğu günden beri insan denen bu yaratığı kurcalamıştır. Onu korkunç, gülünç, bilge, alçak taraflarından çekiştire çekiştire bazen derinde bazen yüzeyde, seyircisine -yine kendisine- sunmuştur. Tutkuyla sevdiği bir şeyi üreten herkes benim şuan ne hissettiğimi anlıyordur. Yazının başından bahsettiğim mucize işte size.

Sezon başlarken yeni oyunları ile sahnede İzmir tiyatroları. Agon'da her Perşembe hangi oyunlar nerede görebileceksiniz. Herkesin telaşını heyecanını hissediyorum. Hayatın kiri pası içinde kendi mucizelerini bulan, anlamaya çalışan insanlar iyi ki varlar!

". . . . Çünkü nasıl aşılabilir başkaca 
İnsanın karmaşıklığı" 
Edip Cansever-İçindeki sessiz parlaklık