Bir yılda…
Bir ilçede bu kadar siyasi sorun yaşanabilir mi?
Bir yılda…
Bir Belediye Başkanı ve Yardımcısı bu kadar siyasi sorun ve kavgaya neden olabilir mi?
Bir yılda…
Bir belediye bu kadar kötü yönetilebilir mi?
Bir yılda…
Bir belediyede imar müdürü ayağından vurulur mu, başkan yardımcısının odası basılır mı?
Bir yılda…
Onlarca uzman personel ve müdürler, istenilenleri yapmadıkları için sürgün edilebilir mi?
Bir yılda…
Belediye işçileri sadece 6 ay maaş alabilir mi?
Bir yılda…
İki CHP’li Meclis Üyesi, meclis üyeliğinden, 5 CHP’li Meclis Üyesi de partilerinden istifa eder mi?
Bir yılda…
Başkan ve Başkan Yardımcısı ile ortak hareket etmeyen meclis üyeleri disipline verilir mi?
Bir yılda…
CHP’li Meclis üyeleri, sorun yaşadıkları başkan yardımcısının görevden alınması için imza toplayarak il başkanlığına ve belediye başkanına şikâyette bulunur mu?
Bir yılda…
Daha mazbatayı alalı bir ay geçmeden meclis üyeleri arasında kadro kavgası yaşanır mı?
Bir yılda…
Bu kavgada CHP’li bir meclis üyesi yumruklanarak dövülür mü? burnu kırılır mı?
Bir yılda…
Belediyenin nikah memuru, belediyenin önünde başkan yardımcısının adamları tarafından öldüresiye dövülür mü? O nikah memurunun kavgada burnu kırılır mı?
Bir yılda…
Bir belediye başkanı, meclisten yetki almadan belediyenin arsalarını ve tarlalarını satmaya kalkışır mı?
Bir ilçenin dört bir yanında kaçak villalar, depolar ve bina inşaatları yükselir mi?
Bir yılda…
O İlçenin belediyesinde dönen rüşvet iddiaları yüzünden belediyenin resmi hesabından (Başkan, başkan yardımcıları, müdürler ve meclis üyeleri adına para isteyen kişilere itibar etmeyiniz) şeklinde açıklama yapılır mı?
Bir yılda…
Yukarıda yazdığım tüm bu yaşananların sorumlusu olarak gösterilen bir belediye başkan yardımcısı, sosyal medya hesabından ağır hakaret içeren bir fotoğraf paylaşır mı? Tepkiler üzerine de (Ben paylaşmadım, siber saldırı oldu) diye dalga geçen bir açıklama yapar mı?
Bir yılda…
Bir çırpıda aklıma gelenler bunlar…
Maalesef ki tüm bunların hepsi oldu, yaşandı.
Nerede?
İzmir’in CHP’li Menderes Belediyesi’nde!
Tüm bunlara sebep ve vesile olanlar kim?
Belediye Başkanı İlkay Çiçek ve Başkan Yardımcısı Rüzgâr Sönmez…
Başkan Çiçek için o kadar önemli ve vazgeçilmez olmalı ki, yukarıda yazdığım olanlar karşısında Rüzgâr Sönmez’e karşı kılını bile kıpırdatmadı.
Vurulan İmar Müdürünün savcılığa verdiği ifadesinde “Beni vurduranlardan biri Rüzgâr Sönmez’dir” beyanına rağmen…
Şaşırmamak elde değil!
Sönmez de Çiçek’ten aldığı güçle bildiğini okumaya devam ediyor Menderes Belediyesi’nde…
Bu kadar yaşanan olay İl başkanlığına, büyükşehir belediye başkanlığına, milletvekillerine, hatta genel merkeze kadar taşınmasına rağmen…
Kimsenin Menderes’te yaşananları, olanları gördüğü de yok!
Birileri sürekli bu sorunları Sümen altı ederek her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışıyor Menderes’te…
Biz yazmasak bunlar da duyulmayacak.
Mendereslilerden her gün onlarca şikâyet mesajı geliyor.
Hepsi de benzer konular ve talepler…
Menderesliler bir yıldır hizmet bekliyor.
Yollar, kaldırımlar köstebek yuvası gibi.
Çöpler düzenli toplanmıyor.
Yani olması gereken belediyecilik faaliyeti bile doğru düzgün yapılmıyor.
Başkan Çiçek, geçenlerde çamaşırhane hizmete açtı ama kapısından içeri giren görülmemiş.
O kadar harcama ve yatırım boşuna mı?
Ay Yıldız Parkı’nın ortasına dar gelirlilerin ve emeklilerin faydalanması için açtığı kent lokantasında kamu personeli de yemek yiyor.
Hani sizin aşevi sözünüz vardı?
Parkın çevresindeki Kaymakamlık, adliye ve diğer resmi dairelerin personeli öğle yemeklerini 90 liraya belediyenin kent lokantasında yiyor.
Peki, çevredeki lokantalar ne durumda?
Hepsi kan ağlıyor, kapanma noktasına gelmişler.
“Daha önce bizlerde yemek yiyen kamu personeli müşterilerimizin hepsi şimdi kent lokantasına gidiyor. Belediye Başkanı Çiçek’in amacı dar gelirliyi doyurmak mı, yoksa bizleri iflas ettirmek, mekanlarımızı kapattırmak mı?” diye soruyorlar.
Elbette kent lokantasına karşı değilim, güzel proje ama amacına uygun yapılırsa ve kullanılırsa!
Sayın Çiçek… İsyanlarını duymuyor olabilirsiniz ama o esnafları da düşünmek zorundasınız.
Onlar da kira, vergi ödüyor, personel çalıştırıyor.
Onlarda evlerine ekmek götürmek, belediyeye ve devlete vergilerini ödemek için mücadele veriyorlar!
Bu duruma bir çare bulmanızı aciliyle öneririm.
Bir başka sıkıntıda sahil bölgesinde yaşanıyor.
Belediye ekipleri keyfe keder denetimler yıkımlar yapıyormuş.
Henüz davası sonuçlanmayan yerlerde üstelik.
Birilerinin talebi üzerine hem de…
Sahil bölgesinde onlarca işletmenin kaçak olduğunu bilmeyen yoktur herhalde.
Sayın Çiçek ve ekibi de biliyor ama ne hikmetse adrese teslim yerlere denetim yapılıyormuş.
Detaylarını bir sonraki yazımda ele alacağım.
Bu yıkımı kimler ne amaçla istiyor?
Tek tek sizlerle paylaşacağım.
Sayın Çiçek, ranta değil halka hizmet diyor ya…
Göreceğiz hangisi doğru…!