Yerli elektrikli otomobil yakında görücüye çıkacakmış. Cumuhurbaşkanı R. Tayip Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde Gebze’de otomobilin yapıldığı yere ziyarette bulunacağı ve otomobili prototipi deneyeceği konuşuluyor. Bu demektir ki muhtemelen önümüzdeki günlerde yerli elektrikli otomobilin tasarımı ve adı hakkında bir gündeme sahip olacağız.

Bu ziyaret ve açıklamanın haberini okurken benim dikkatimi ise başka bir detay çekti. Habere göre yerli elektrikli araç C-SUV olarak kısaltılan denilen Crossover tarzında bir araç olacakmış. 2000 kişi ile yapılan anket sonrasında Türk otomobil tüketicisinin SUV (Sport Utility Vehiche/ Sportif çok amaçlı araç) yavrusu olan Crossever istediği sonucu çıkmış.

Bu istek ilk etapta “Türk tipi aile” kavramına oturtularak “Türkler ailecek kullanacağı geniş ve çok kullanımlı bir araç istiyor.” şeklinde nitelendirilebilir. Oysa bunun için halihazırda bir araç tipi var zaten. Station wagon dediğimiz arka bagajı ve tavanı daha yüksek araçlar öteden beridir “Aile aracı” olarak satılmaktadır. Buna rağmen tercih station wagon değil yavru SUV çıkmış.

SUV’lerin atası Amerikan ordusu tarafından 2.Dünya Savaşı sırasında kullanılan ve daha sonra kült tasarım mertebesine oturan Willys MB isimli araçtır. Bildiğiniz meşhur Jeep. Jeep isminin hikayesi ise oldukça ilginçtir.

2.Dünya Savaşı sırasında kullanılmaya başlandığında Amerikan askerleri tarafından Temel Reis çizgi karakterinin sahip olduğu gizemli bir hayvan olan “Eugene the Jeep” adı ile çağrılmaya başlanır. “Eugene the Jeep” her yere girebilen ve tırmanabilen, çok kabiliyetli bir hayvandır. Askerler Willys MB araçları Eugene the Jeep’e benzettikleri için zamanla bu ismi kısaltarak Jeep olarak söylemeye başladılar ve bunun üzerine 1950 yılında markanın ismi “Jeep” şeklinde tescil edildi.

Günümüzdeki SUV’lerin benzeri ilk otomobil aynı markanın 1975 yılında ürettiği Jeep Cherokee modelidir. Tasarım olarak yüksek bir pickup aracın kasasının kapatılıp, bu alanın otomobilin iç hacmine dahi edildiği ve yerden yüksek bir station wagon araç görünümündedir. Zaten ilk üretildiği platform bir pickup platformudur.

Crossover araçlar için “Sedan, Hatchback veya Station Wagon aracın platformunu kullanan hafif arazi şartlarına uygun SUV özellikleri gösterebilen araçlardır.” tanımı yapılır. SUV ve Crossover araçları kullanırken diğer türdeki otomobillere daha yukarıdan bakma imkânınız olur çünkü bu araçlarda oturma pozisyonu daha yüksektedir. Tepeden bakar SUV ve Crossover sürücüleri.

7 Aralık 2019 günü Reşat Kutucular A3Haber adlı sitede “Bana da mı kırmızı?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazının bir bölümünde anlatılan psikolojik durum bence bu Crossover seçiminde de etken.

O kısım aktarıp bitirelim; “Bu yılın Ocak-Ekim döneminde “oluş biçimiyle” ilgili verileri görünce gözlerime inanamadım. Şöyle ki, bu yılın ilk 10 ayında ülkede 200 bin maddi hasarlı kaza olmuş. Buna tarafların kendi aralarında tutanak tuttuğu kazalar dâhil değil. Kazaların “oluş şekline” göre ilk sırada 44 bin kazayla “yandan çarpma” var. İkinci sırada 26 bin kazayla “yayaya çarpma” geliyor. Üçüncü sırada 21 bin adetle “yoldan çıkma” bulunuyor. Şahsen en çok “yandan çarpma”nın, “arkadan çarpma”nın neredeyse üç katı olmasına şaşırdım. Bu tabloya bakınca kazaların yarıya yakınının “doğrudan kural tanımazlıktan” kaynaklandığı görülüyor.

Yandan çarpmanız, yayaya çarpmanız, yoldan çıkmanız için bir dizi kural ihlali yapıyor olmanız gerek. Tabii diğer otomobiller önünüze fırlamıyor, yayalar yolunuza atlamıyor, yol mimarisinden veya zemininden dolayı yoldan dışarı itilmiyorsanız…

Psikolog arkadaşıma sordum, bu tabloyu nasıl okumak gerek diye… Fazla düşünmeden “doğrudan narsisizm” dedi.”