15 Temmuz’dan bu yana kaosun içinde yaşıyorum.

Görevden almalar, gözaltılar, tutuklamalar… Peşi sıra bir karmaşık düzen içerisinde yön bulmaya dahası nefes almaya çalışıyorum.

Güneydoğu’da ve Doğu’da çatışmalar devam ediyor. Her gün ölen insanlar var bu ülkede. Bugünü ve geleceği konuşmak yerine geçmişle hesaplaşma derdi bitmiyor. Sürekli bir çatışma hali hem söylemde hem de eylemde.

Düne kadar iktidar ortağı olan bugün terör örgütüne dönüşmüş olan yapılanma tarafından kandırıldığını söyleyen siyasiler hesap vermek yerine hesap sorma özgüvenini kendilerinde görmeye devam ediyor.

Gündemimizi kandıranların ve kandırılanların meşgul etmesine devam edelim mi?

Bence ilgilenmeyelim. İktidar gündem değiştirmeye, oyalamalara devam etsin, muhalefettekiler hem iktidarla, hem de birbiriyle uğraşsınlar.

Biz başka bir şey yapalım adı siyaset olsun!

Siyaset, sadece siyasi partilerin çatısı altında yapılabilir değildir. Siyaset yapmak her an, her yerde olabilir. Deneyim, birikim ve bilgi ile siyaset yapıldığında “iyi” bir şeyler olabilir.

Konak Belediye Başkanımız Sema Pekdaş ile 15 Temmuz sonrasında bir konuşmamızda ‘tam siyaset yapma zamanı’ demişti. Bu söze kesinlikle katılıyorum,  sonuna kadar inanıyorum.

Bürokrasi içindeki cadı avı sürüyor. Birbirini suçlayanlar her geçen gün artıyor. Milletvekilleri, il, ilçe yöneticileri çeşitli fotoğraflarla ortaya döküldü. Bir gün erken seçim, bir gün geçmişle hesaplaşma derdiyle oyalamalar gündeme geliyor.

Hiç konuşmayalım ana akım medyanın pompaladığı haberleri, gelin iyilik için siyaset yapalım.

Herkesin bir değer olduğuna inanırım. İnsan var olduğu sürece doğasında iyilik barındırır. İçime baktığımda ve iyiyi gördüğümde zihnimde beliren eylem doğrudur. O anda eyleme geçebilme cesaretini göstermek iyi gelir. Çözüm hep içimde. Karmaşıklığın içinde boğulmamak için ruhumu yormayı sürdürmeyeceğim. İçimde neler olduğuna dikkat çekerek vakit kaybetmeden adım atacağım.

Uygar Özesmi, TED konuşmasında öyle inanarak anlatıyor ki… Şu an iyilik yapan bir iki kişi olabilir, bir de milyonlar olduğunu düşünelim, işte o zaman düzen değişir, yer yerinden oynar.

İyilikle sallanır dünya karmaşıklığın ortasında.

Bugün ve şu anda ne yaşadığımı hissederek gerçekten içimden gelen hareketi dinliyorum. Yasını tuttuğum onlarca olay oluyor, ağlıyorum. Ancak pes etmeden yapabileceğim ne var diye kendime sormaya devam ediyorum. İşte belki de böyle çıkar karanlıklar aydınlığıa, önce içimdeki karanlıktan ve belki hemen arkasından yaşadığım düzen içindeki karanlıktan böyle çıkabilirim.

Önce kendimi türetiyorum, sonra çevreme türetim hevesini aşılıyorum.

Tam siyaset yapma zamanı, çözüm “ben”de! Ben değişirsem, inanırsam ve karmaşıklığın kölesi olmayıp iyiliğe adım atarsam, dönüşüm başlar.