Geçtiğimiz Cuma akşamı Adnan Saygun’da çok özel bir konser izledik. “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” münasebetiyle, İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Konak Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen konserin sponsorluğunu da Konak Belediyesi’nin üstlenmesi övgüye değer. Başkan Pekdaş’a böylesine değerli bir konseri gazetecilere ve İzmirli sanatseverlere izlettirdiği için buradan teşekkürlerimi ifade etmek isterim.

BAYRAM BENİM NEYİME

İGC Başkanı Misket Dikmen’in de işaret ettiği gibi, bir zamanlar bayram olan 10 Ocak çalışan gazeteciler günü maalesef şimdilerde pek çalışan gazeteci kalmadığı için, gazetecilerin hatırı sayılır bir kısmı ‘içeride’ olduğu için kutlanamıyor. Yine Dikmen’in dediği gibi, “Dolayısıyla bu günü bayramın ötesinde sorunlarımızı tartıştığımız, sıkıntılarımızı ortaya koyduğumuz bir gün olarak ele alıyoruz.”

SOLUKLANDIĞIMIZ, UNUTULMAYACAK BİR KONSER

İzmirli çalışan ve çalışamayan gazetecilerin soluk aldığı konseri ülkemizin sayılı orkestra şeflerinden Rengim Gökmen yönetti. Tenor Barış Yanç, sopranolar; Nurdan Küçükekmekçi ile Selva Erdener ve kanunda Ahmet Baran’ın sahne aldığı konser dinleyenleri müziğin büyülü dünyasına götürdü.

İki bölümdeki konserin ilk bölümünde Turgay Erdener’in bestelediği ‘Afife Bale Müziğinden Seçmeler’i dinledik. Orkestranın muhteşem ezgileri eşliğinde ilk Türk kadın tiyatro sanatçısı Afife Jale’nin hayatı Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Murat Atak tarafından anlatıldı. Ardından kanun sanatçısı Ahmet Baran sahne aldı. Baran’a, Burak Onur Erdem yönetimindeki Ankara Devlet Çoksesli Korosu eşlik etti. Öteden beri hayranı olduğum Selva Erdener de eşi Turay Erdener’in (Kendisi de salondaydı) bestelediği ve özdeşleştiği eser “Sen Sen Sen”i seslendirdi. Konserin ikinci yarısında ise bizzat salonda bulunan ünlü bestecimiz Muammer Sun'un ‘Nazım Destanı’ isimli eseri yine Murat Atak’ın anlatımıyla seslendirildi. Nazım Destanı’ndan birbirini tamamlayan dört bölüm; “Bu Memleket Bizim, Memleketim, Kerem Gibi, Masalların Masalı” için bestecisi Muammer Sun şunları söylüyor:

“Bu dört bölümlü eser, Nazım Hikmet Destanı’nın ilk dört parçasıdır. Kendi içinde bir bütün oluşturur. Bestelemeye karar verdiğim her Nazım Hikmet şiirini olabildiğince derinden kavramaya, onun vermek istediği düşünceyi ve duyguyu anlamaya ve hissetmeye, şiirdeki kontrasları ve kompozisyonu daha belirgin kılmaya, bunları etkili bir müzik diliyle vermeye çalıştım.

Doğal ki, söz-müzik uyumuna (prozodi), müzik dilinin kendinceliğine, müzikal anlatıma ve müziğin formuna özen gösterdim. Özetle şiirin müziğini yazmaya çalıştım.”

KONSERDE TEK SERLE SAHNE ALAN SELVA ERDENER’İ NE KADAR TANIYORSUNUZ?

Dinmek bilmeyen, dakikalarca süren alkışların ardından büyüleyici ve unutulmayacak bir konseri geride bırakıp yürüme mesafesindeki evime giderken kafamda bu yazı oluşmuştu bile…

Nitekim ertesi gün kahvaltıdan sonra peşpeşe Selva Erdener’in olağanüstü sesi ve yorumuyla seslendirdiği eserleri dinleyerek güne devam ettim. Su gibi sesiyle yıllara meydan okuyan, yorumuyla eşsiz bir soprano Selva Erdener. Kendisine hayranlığım çok uzun yıllar önce Kalan Müzik’ten çıkan ve ilk albümü olan “Sen Sen Sen” ile başlamıştı. 19 yıl geçti bu albümün üzerinden. Erdener, konserde de bu albüme adını veren ve özdeşleştiği “Sen Sen Sen”i seslendirdi yalnızca.

“Sen sen sen yok olabilirsin ama seni sevmem yok olabilir mi?

Özlemiş olmak yok olabilir mi?”

SAHNEDE İZLEMEK İZMİR’DE KISMET OLDU

Alkışların dinmek bilmemesi her şeyi anlatıyordu. Bense hayranı olduğum sanatçıyı ilk kez canlı olarak sahnede izlemenin sarhoşluğu içindeydim. Büyük bir mutluluk yaşıyordum. Youtube’da peşpeşe eserlerini dinledikten sonra arşivimdeki ilk albümünün kasetini buldum. Çoğunlukla folklorik eserlerin yer aldığı “Sen Sen Sen”de her iki yüzde altışar eseri seslendirmişti sanatçı.

Önyüzde: Sabahın Seherinde, Sen Sen Sen, İlle de, Gökyüzünde Tüten Olsam, Arabamın Tekerleği, Ay Gız, Lorca Tango..

Arka Yüzde: Yarim Senden Ayrılalı, Canım, Hayranlığımızın Göz Bebekleri, Bülbülüm, Laçin, Adio Querida.

Bir kısmı anonim türkülerden oluşan albümdeki eserlerin düzenlemesi sanatçının eşi de olan Turgay Erdener’e ait. Turgay Erdener, Turan Oflazoğlu ile “Sen Sen Sen” ve Canım’a,  Murat Göksu ile “İlle de”ye, Yücel Erten ile Hayranlığımızın Gözbebekleri’nde imzası olan bestecisi aynı zamanda.

Selva Erdener’in kasette el yazısıyla yer alan teşekkürü de kendisi gibi çok mütevazı: “Hepiniz! Annem, babam, Turgay, Murat... Beni destekleyen, güç veren, şarkı söyleten, duygulandıran, sevindiren ve sevdiren herkese… Sağolun.”

Selva Erdener, Ankara’lı bir sanatçı. Bense iki yıl öncesine kadar İstanbul’daydım. Onu sahnede canlı dinlemek İzmir’de kısmet oldu. Bahtiyarım. İyi ki hayatımızda var.

SELVA ERDENER’İN SANAT HAYATINDAN ÇİZGİLER

Dolu dolu sanatçının sanat hayatından birkaç satırla da olsa bahsetmeden olmaz…

13 Şubat 1966’da Ankara’da doğan sanatçı henüz ilk ve ortaokuldayken Müzeyyen Demirci ve İnci Dinçer’in teşvikleriyle müzik çalışmalarına başladı. Gazi Üniversitesi Müzik Eğitim Fakültesi sonrasında H. Ü. Ankara Devlet Konservatuarı’na girdi ve Nurdan Özar ile şan, Müfide Özgüç ile lied-oratoryo yorumu çalışarak başarıyla mezun oldu. Ankara Devlet Operası’na solist olarak kabul edildi, ve araalrında La Boheme, Faust, Kerem, Ali Baba ve Kırk Haramiler’in de olduğu çok sayıda önemli opera ve oprette başrol aldı. Afife, Mavi Gözlü Dev balelerinde de soprano olarak yer aldı. Roman Verlinski ve Lidya Pronina gibi şan hocalarından dersler almayı sürdüren sanatçı, aralarında Moskova Radyo Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın da olduğu  çok sayıda orkestra konserlerinde solist olarak yer aldı. İstanbul ve Ankara Müzik Festivali’nde de solist olarak sahne aldı.

Kalan Müzik’ten çıkan “Sen Sen Sen” sonrasında Turgay Erdener’in Afife balesinin CD kaydını Moskova Çaykovski Radyo Senfoni Orkestrası ile gerçekleştirdi. 2005’te İstanbul Müzik Festivali’nde Kamran İnce’nin Requem Without Words adlı eserinin dünya prömiyerinde solist olarak yer aldı.

Selva Erdener, Tiyatro Oyunevi ile Lorca’nın Beş Yıl Geçince adlı eseriyle İstanbul Tiyatro Olimpiyatlarına katıldı. Tiyatro Oyunevi ile de Beklerken (Waiting’s) ve East Soul projelerinde yer aldı. ABD ve Avrupa, Asya ülkelerinde, KKTC’de konserler verdi. 2011’de Kalan Müzik’ten çağdaş Türk bestecilerinin eserlerinden oluşan ikinci albümü Düşlerimin Toprağı çıktı. Aynı tarihte Belçikalı besteci Wim Hendericx’in Medea eserinde Antwerpen’deki dünya prömiyerinde sahne aldı. Aynı eserle Venedik Bienali’nde konser verdi ve Belçika’da turne yaptı.

2005’ten bu yana Turkuvaz Beşlisi ile konser çalışmalarını sürdüren sanatçı 2013’te Turgay Erdener’in düzenlemelerinden oluşan üçüncü albümü Nereye Aşkım’ı da bu grupla yine Kalan’dan çıkarttı. Sanatçı, aynı tarihte Fazıl Say’ın çıkarttığı İlk Şarkılar adlı albümde de solist olarak yer aldı.