Gündem dışı konu mitoslara devam edeceğim. Bundan önceki yazının konusu, Yunan mitoslarıydı bu hafta Ortadoğu mitoslarına bakacağız. Ortadoğu mitosları da çok çokomellidir, bayılırım.

Buyurunuz:

Ortadoğu’ya ait mitoslar hakkında bilgiler günümüze arşivlerden ulaştı. Ortadoğu mitosları ritüellerden doğdu; ritüeller de rahipler tarafından gerçekleştirilen dini söylencelere verilen isimdir.

Mezopotamya’da mitoslar, halkların dini işleyişleri ile alakalıdır. Mitoslar, ibadet düzenini yola koyup tapınaklarda rahipler tarafından yazılırdı.

Fırat-Dicle Vadisine Mezopotamya’nın Kuzeydoğusu’ndaki dağlardan gelerek, burada önemli bir uygarlık yaratan Sümer halkının mitosları, gerek geldikleri yerin, gerek karşılaştıkları bölgenin mitosundan beslenmiştir.

Sümer yaradılış mitosunun başlangıcı, Gök Tanrı An ve Yer Tanrıça Kin’i doğuran Nammu’dur.

Sümer tanrılarının en büyüğü olan Enlil ve Ninlil’den doğma Nanna’dan (Ay Tanrısı) sonra ise evrenin diğer oluşumları tamamlanır.

Sümerler, Nanna’ nın Gaffeh’le (yuvarlak kayık) Fırat nehri üzerinde yıldızlar ve gezegenler eşliğinde yolculuk ettiklerine inanırdı.

Sümer mitosunda insan ırkı, tanrılara yardımcı olmak için yaratıldı. İnsan, tanrıların tarlasında çalışıyor, hayvanına çobanlık ediyor, giysilerini giymesinde yardımcı oluyordu. Yine de insan ırkı, tanrılardan bir öz taşımaktaydı.

*O günlerde, tanrıların yaratış odasında,

Onların Dulkug evinde Lahar’a ve Aşnan’a biçimleri verildi;

Lahar ve Aşnan’ın yapılışında,

Dulkug Anunnaki’si yediler ama doymadılar;

Katkısız koyun sütlerini… ve iyi şeyleri,

Dulkug Anunnaki’si içtiler, ama kanmadılar;

Katışıksız koyun sürülerinin sağlayacağı iyi şeyler hatırına

İnsana nefes verildi.

Sümer yaradılış mitosundan başka, Mezopotamya’ da yaşamış Babilonya halkının yaradılış mitosu tabletlere yazılmıştır ve bu tabletler yedi adettir.

Birinci tablette, evrende öncelikle tatlı-su okyanusu Apsu ile tuzlu-su okyanusu Tiamat’ın varlığı anlatılır. Bu tanrı kuşağı diğer tanrı kuşaklarını doğurmuştur.

Evrende ilk var olan tanrılar, Tiamat ve Apsu genç tanrılardan şikayetçi olurlar ve Apsu yardımcısı Mummu ile bir plan yaparak genç tanrıları yok etmeyi düşünür. Fakat bu durumu öğrenen genç tanrılar erken davranır ve Apsu’ yu uyutarak öldürürler.

İkinci ve üçüncü tablette, tanrıların Marduk’a, Apsu’nun intikamı için tam yetki verilmesi anlatılır.

Dördüncü tablette Marduk, Apsu’yu öldüren Tiamat’ la teke tek mücadele eder. Marduk, Tiamat’ın kalbini böler, yardımcılarını da yakalar. Daha sonra Marduk, Tiamat’ın bedenini ikiye bölerek, bedeninin bir kısmını sırıklarla tutturarak gökyüzü yapar.

Beşinci tablette, Marduk’un evreni düzene sokmak için işe koyulması anlatılır. Öncelikli işi bir takvim hazırlamaktır.

Altıncı tablette ise, insanın yaradılışı anlatılır. İnsan, Kingu’nun kanından, tanrılara yardımcı olmak için yaradılmıştır.

Üç halkın yarattığı mitoslardan Yunan mitosunda, evrenin oluşumu yoktan var olurken, Sümer ve Babilonya’da hiçlik kavramı yoktur.

İnsan ırkının yaradılışındaki kaderi ise tüm halklarda aynıdır; tanrılara hizmet, tanrıya karşı gelindiğinde de gazapla son bulma!..

Tüm mitoslarda ortak olan, bir ana yaratıcı ve onun doğurduğu evren düzenleridir.

Başka bir ortak yan ise, iktidar sahiplerinin iktidarlarını sonsuza dek sürdürme düşü…

İktidar karşıtı sesler gerek Antik Yunan’da gerek Mezopotamya’da itinayla, hınç ve hırsla bastırılmıştır.

Galiba tarih öncesinden günümüze değişmeyen ve değişmeyecek olan önemli ortak nokta da budur…