Ülkeyi veya ekonomiyi yönetenlerin yaptığı açıklamalar para piyasaları üzerinde her zaman etkili olmuştur. Yapılan bu konuşmalar piyasaların genel kabul görmüş kuralları dışında olursa etkisi daha fazla olmaktadır. Sadece finans piyasalarına yönelik olmayan, demokrasi, hukuk ve insan hakları çerçevesinde yapılan açıklamalar da finans piyasalarını etkilemiştir. Son otuz yıl içinde bunun en belirgin örnekleri vardır. İlki, 90’lı yıllarda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve 2010’lardan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Damadı Berat Albayrak’ın açıklamaları ve konuşmaları idi. Bir de buna son zamanlarda Bakan Nureddin Nebati eklendi. Uyarıldı ki herhalde, bu aralar pek fazla konuşmuyor.

Siyasi yasakların kalkması ile 1992 yılında CHP’nin başına geçen Deniz Baykal, muhalefette kaldığı ve 1999 genel seçimlerinde CHP’nin oy oranının yüzde 10 ülke barajının altında indiği dönemlerde yaptığı açıklamalar ve söylemleri, başta hisse senedi ve tahvil piyasaları olmak üzere finans piyasalarını etkilemiştir. Hatta o dönemlerde “Baykal’ın borsada hisseleri mi var?” diye çok konuşulduğu zamanlar olmuştu. Baykal sert konuşuyor borsa düşüyor, ılımlı ve yapıcı konuşuyor borsa yükseliyordu.

Her açıklaması piyasaları etkiliyordu. Bazı örnekler verdiğimizde göreceksiniz ki, o dönemde yapılan konuşmalar bugünkü kadar çok ağır, hatalı ve hakaret dolu söylemler içermiyordu. Örneğin; CHP Lideri Deniz Baykal dün yeniden piyasaların ortasına bir bomba bırakıverdi. Baykal, Partisi'nin Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmasında, ‘‘Bu hükümeti çok şımarttılar, terbiye etmek gerek’’ şeklinde açıklamaları piyasaları tedirginlik yarattı.

Bir süredir sessiz kalan Baykal'ın siyasi istikrarı bulandıran açıklamalarına her zaman olduğu gibi yine en fazla borsa tepki verdi. Sabah yükselerek açılan borsa, Baykal'ın öğle saatindeki açıklamalarının ardından günü zararla kapattı.

Başbakan Yılmaz ile CHP Lideri Baykal arasındaki seçim hükümeti tartışmalarının ardından liderlerin karşılıklı anlayış mesajları ile piyasalar normal seyrine döndü.

Baykal geçtiğimiz günlerde ‘‘Merak etmeyin, CHP istikrarı bozacak herhangi bir girişimde bulunmayacak’’ yolunda açıklamalarıyla Baykal'ın açıklamaları, bono piyasasında da tedirginlik yarattı. Bir yıllık tahvil ihalesinde net faiz yüzde 92 oldu. Şeklinde basında sürekli yazılar ve açıklamalar ile Baykal’ın gün içerisinde yaptığı konuşmalar, spekülasyon ve manipülasyon yaparak finans piyasalarında işlem yapanların ekmeğine yağ sürdü.

2011 ve 2015 genel seçimlerinde AKP’den Gaziantep Milletvekili olan ve 2018 yılında aday adayı olup gösterilmeyen, ilk defa “Fetö Borsası” kavramını ortaya atan, dönemin Star Gazetesi Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı Şamil Tayyar bu hususu “işte Baykal’ın Borsa oyunu” başlığı ile Mayıs 2008’de köşesinde kaleme almıştı. Özeti şöyle, Baykal, 1999 seçimlerinde milletvekili olamayıp geliri azalınca, bir banka şubesinden fon ve hisse senedi hesabı açtırarak, çeşitli işlemler yaptığı iddia edilmiş, Tayyar’ın kendi yazısında belirttiği gibi, toplam işlem tutarı bugünkü para ile 72 bin 600 lira…

Geçmişten küçük bir nostalji sonrası yakın tarihimize geldiğimizde, son üç yılda Neputizm ataması ile ekonominin başına getirilen Cumhurbaşkanının damadı Berat Albayrak, sık sık yaptığı ekonomik programlar ve hedefleri tutmayınca, her ekrana çıktığında daha ağzını açmadan piyasalar hemen tepkisini gösteriyor, dövizde yaşanan dalgalanmalar ise direkt vatandaşı etkiliyordu.

Damat oluşunun verdiği özgüvenle piyasalarla dalga geçer gibi konuşuyor, piyasalarda tepkisini veriyordu. Örneğin, Damat, “Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak ya, 6-7 liradan toplayalım dolarları, 10-15'ten satarız. Dolar düştü 5 liraya. Bunlar kara kara düşünüyor. Eyvah eyvah” dedi. Ama dediği olmadı, toplayanlar 17-18 liradan sattılar. Yine, "Şubat, ocaktan çok daha iyi. Mart da şubattan daha iyi. nisan marttan zaten çok iyi olacak" demişti, gelinen noktada iyi olan bir şey olmadığı gibi, damadın istifa ederek ortadan kaybolduğu günlerde boş koltuk ekonomiyi daha iyi yönetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi, hukuk ve demokrasi ile ilgili söylem ve açıklamaları da benzer şekilde piyasaları tedirgin etti. Olan yine vatandaşa oldu. Talimat vermeyip, müdahale etmeyip bıraksalar ülkenin yetişmiş uzman bürokratları süreci daha iyi yönetecekler. Gün olmaya ki sürekli bürokratik kadrolar değiştiriliyor. Son 4 yılda dört yıllığına göreve gelen Merkez Bankası başkanı dört defa değişti. TUİK’te öyle, bugün yarın mevcut TUİK başkanı da değiştirilir, Boğaziçi Üniversitesi rektör ataması inatlaşması, NAS’ta NAS olmazsa olmazı, sahi Nas’a göre faiz oranı var mı? Veya faiz kaç olmalı… böyle sürüp gidiyor.

Bu nedenlerle, ülkeyi ve ekonomiyi yönetenler daha az konuşup, daha doğru işler yapmaları zorunlu hale gelmiştir.

Son olarak, 20 Aralık’ta dolar kurunda köpükçülük yaparak bir kahramanlık hikayesi yaratıldı. 3 Şubat 2021 tarihinde açıklanacak enflasyon oranını da bol köpüklü yapıp yüzde 50’yi aşırtarak ve birkaç ay içerisinde enflasyonu köpük alma operasyonu ile yüzde 25-30’lara çekerek bir kahramanlık hikayesi yaratırlar mı…? Zaman gösterecek.