İzmir’de uyuşturucu madde kullanımının ve buna bağlı sorunların arttığına dair ileri sürülen görüşleri değerlendirerek, geçtiğimiz Eylül ayında “İzmir’de Uyuşturucu Suçları ile Mücadele” başlıklı yazımı İz Gazete okuyucuları ile paylaşmıştım. Dünyada pek çok ülke bu konuda büyük zorluklar yaşıyor, mücadeleler veriyor. Bu, tamamen çözülmesi zor bir sorun. Ben, o yazımda eğer İzmir’de durum bu kadar ciddiyse, İzmir’de uyuşturucu ile mücadelenin İzmir için oluşturulmuş bir kurulun yönlendirmesiyle, belli bir plan, program dahilinde yapılması, hedefler konması, bu plan, program ve hedeflerin kamuoyu ile paylaşılarak kamuoyu desteği alınması, hedeflere ulaşma durumu hakkında düzenli raporlama, bilgilendirme yapılmasını önermiştim. Vakit uygunken İzmir için “2022 İzmir Uyuşturucu ile Mücadele Raporu” hazırlanabilir. Raporun çok iddialı olmasına gerek yok. Bu bir başlangıç raporu olur. İçinde 5-10 sayfa temel bilgiler olabilir, yıllar geçip, rapor geliştikçe bu mücadelede çalışanlar ve konuyla ilgilenenler için iyi bir rehber olabilir.   

O yazımı okuyan bir arkadaşımdan aldığım bir geri bildirim bana ilginç gelmişti. Bana, alkollü içki fiyatlarındaki yükselişin bazı insanları daha ucuz olan uyuşturucu maddelere yönlendirdiğine yönelik değerlendirmeler duyduğunu söylemişti. Bunu duyduğumda ilk anda kendi kendime “Yok artık!” dediğimi hatırlıyorum. Yine de böyle bir olasılığın varlığını araştırmaktan kendimi alamadım. Çünkü içki tüketimi ile uyuşturucu kullanımının bireyin ve toplumun üzerindeki etkileri çok farklı. Örneğin; şarap, rakı, votka gibi içkiler toplumların kültürünün bir parçası olarak bile görülebilir ve olumsuz etkileri uyuşturucuya göre daha az ve kontrol edilebilir niteliktedir. Buna karşın uyuşturucu bağımlılığı çok karanlık dünyaların kapılarını açabilir. Bu düşüncenin yarattığı endişe ile başka ülkelerde içki fiyatlarındaki yükselişlerin içki yerine uyuşturucuya yönelmeye yol açıp açmadığı konusunda araştırmalar yapıldığını gördüm. İnternet araştırmamda ülkemizde bu konuda bir araştırma yapıldığına dair bir belgeye rastlamadım. Böyle bir çalışma varsa ve bana iletilirse minnettar kalırım. 

Ekonomideki önemli kavramlardan birisi “ikame etkisi” olarak bilinir. Buna göre bir malın fiyatında önemli bir artış olursa tüketici o malın yerini tutabilecek diğer mallara yönelebilir. Örneğin, tereyağının fiyatında önemli bir artış olursa tüketici margarin kullanmaya yönelebilir. 

Bu durumda alkollü içecek yerine uyuşturucu kullanılması meselesini anlamak için öncelikle alkollü içecek fiyatlarının son 20 yıl içinde nasıl değiştiğine bakmak gerekiyor. 

Grafik 1: TÜFE ve Alkollü İçecekler Endeksi 

Resim1-1

                                                           Kaynak: TCMB 

Grafik 1’de üstte kalan çizgi Alkollü İçecek Fiyat Endeksini (AİFE) gösteriyor. Altta kalan çizgi ise tükettiğimiz malların tamamındaki fiyat değişimlerini temsil eden Tüketici Fiyat Endeksini (TÜFE) gösteriyor. Bu bilgiye göre, 2003 Ocak ayı ile 2022 Aralık ayı arasında tükettiğimiz malların fiyatları genel olarak yaklaşık 10 kat artmışken alkollü içecek fiyatlarının yaklaşık 25 kat arttığı görülüyor. Bu büyük artışın ana nedeni geçen 20 yıl içinde alkollü içkilerden alınan Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergilerindeki olağanüstü artışlar. Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl’e göre 2002-2021 döneminde alkollü içeceklerden alınan vergiler 52 kat artmış.

Okul Önlerinde Uyuşturucu Satışı

Diğer yandan, özellikle uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması konusu açıldığında uyuşturucu kullanımının çocuk yaşlarda başlayabildiği ve uyuşturucunun okulların önünde satıldığı sıklıkla ileri sürülmekte. Öğrencilerin kısıtlı harçlıklarının uyuşturucu satın almaya yetebilmesi uyuşturucu kullanımının ne kadar ucuz hale geldiğine işaret eden önemli bir gösterge. Milliyet Gazetesi’nde 18 Haziran 2017’de çıkan bir haber ise bir zamanlar gramı 30 TL civarında bir fiyattan satılan yapay uyuşturucu bonzainin gramının haberin yayınlandığı tarihte 2 TL’ye kadar düştüğünü bildiriyor. 

Alkollü içeceklerin fiyatlarındaki artışın uyuşturucu kullanımının yaygınlaşmasına etkisi üzerine özellikle gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar mevcut. Bu araştırmaların sonuçlarına göre içki fiyatlarında artış genelde bir miktar uyuşturucuya yönlenme sonucu yaratabiliyor. 

Söz konusu araştırmalara göre özellikle hem içki hem de uyuşturucu kullananlar içki fiyatlarının artması ile kullandıkları içkiyi azaltarak uyuşturucunun miktarını artırabiliyorlar. Geçmişte uyuşturucu kullanıp bırakan ama içki içen bireyler de içki fiyatlarının artması ile yeniden uyuşturucuya dönebiliyorlar. 

Gelişmiş ülkelerin koşulları Türkiye’den çok farklı. Özellikle Türkiye’de bireylerin ortalama satın alma gücü gelişmiş ülkelere göre daha düşük. Buna karşın yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye’de içki fiyatları özellikle 2010’dan sonra muazzam bir hızla yükselmiş. Bunun sonucunda Türkiye alkollü içkilerin pek çok yüksek gelirli ülkeye göre bile daha pahalı fiyatlardan satıldığı bir noktada. Bu nedenle alkollü içeceklerdeki fiyat artışlarının uyuşturucu kullanımına yönlendirme etkisinin araştırılıp raporlanmasında fayda var.   

Korumamız gereken genç nüfus

Türkiye’nin gelişmiş ülkelerden bir diğer farkı da genç bir nüfusa sahip olması. Bu genç nüfusun en iyi şekilde korunması ve onlara etki edebilecek her türlü olumsuzluğun iyi tanınması gerekir.  

Geçtiğimiz yıl sonunda İzmir Milletvekili Özcan Purcu’nun Sağlık Bakanlığı’na yönlendirdiği soru önergesine Bakanlık İzmir'de AMATEM ve ÇEMATEM sayısının artırılması ve var olan merkezlerin fiziki ve beşerî kapasitelerinin genişletilmesi gerekliliğini belirterek yanıt verdi. Vatandaşın sağlığı düşünülerek alkollü içeceklerden alınan vergi geliri onlarca kat artırılıyorsa buradan elde edilen gelirin çoktan AMATEM ve ÇEMATEM gibi alkol ve madde bağımlılığı sorunu yaşayan vatandaşlara yardım için çalışan kurumlara katkı için kullanılması gerekirdi. Söz konusu gelirler bütçe denkleştirmeye değil hedeflendiği iddia edilen alkol ve madde bağımlılığından doğan zararların telafisinde kullanılmalıydı.