Suç örgütleri, illegal yapılanmalar, feodal rant sistemlerinin türlü türlü örgütlenme biçimleri vardır. Birbirine benzeyen yanları olsa da örgütlenme modellerine bakarak az çok tahmin edersiniz hangi alanda çalıştıklarını. Farklılıklarına rağmen ortaklaştıkları yerler ise ‘’rant bölüşümü ve rantı koruma’’ metotlarıdır. Üstelik bunlar için ne kadar korkunçlaşabileceklerini asla tahmin edemezsiniz. Bunu bilmek için çarkın bir dişlisi olmanız gerekir.

Kazanılan serveti (yolu ne olursa olsun) korumak, o serveti oluşturmaktan daha zor bu yapılar için. Önce, meşru yollarla ‘kılıf’ına uydurularak, gayrimeşru kazançlar meşrulaştırılmaya çalışılır. Bu, yıllar içinde büyüyen bir çığ gibi tehlikeli boyuta geldikçe ve gizlenecek bir şey kalmayınca da gayrimeşruyu kazancı, gayrimeşru yöntemlerle ellerinde tutmaya çalışırlar ki bunun da silahlı örgüt kurmaktan gayri bir yöntemi neredeyse yoktur.

Bu serveti önceleri nakit, altın, döviz, arsa, konut vs gibi değerlendirirsiniz. Ardından, sizin ve yakınlarınızın servetindeki bu büyüme gözden kaçırılamayacak hale gelince bu bilinen ‘değer’ türleri dışında yöntemlerle elinizde biriktirmeye devam edersiniz. Önce bankalar, kasalar ile korumaya çalıştığınız bu serveti, ülke sınırları dışına taşır, yeryüzünden yer altına, deniz dibine vs indirirsiniz. Ama bu ‘değer’ birimi ne olursa olsun, nerede saklarsanız saklayın bunu korumak için silahlı bir güce ihtiyaç duyarsınız.

AKP’nin oluşturduğu serveti korumanın son çaresi bekçiliktir. AKP kendi özel güvenliğini bekçilik yoluyla kurmuştur. Hayırlı uğurlu olsun.

Bu kurum, AKP iktidarı zamanında oluşturulduğu için hem işleyişi ve içine alınan iş gücü itibariyle yüzde yüz yerli ve millidir. Yani yüzde yüz AKP’lidir, yüzde yüz AKP’dir.

Polis teşkilatına ek kadro atamaya gerek duymadan yeni bir militer kurum yaratılmıştır. Ne eğitim aldıkları/alacakları meçhuldür. Herhangi bir eğitim seviyesinde olma zorunluluğu yoktur. Toplumbilim, psikoloji, siyaset vs gibi kavramlarla uzaktan yakından ilintili olmayan bir insan yığınının eline silah, üzerine üniforma verip sokağa salmaktır bu. AKP, bir derbi maçında zafer kazanmış sarhoş holigan kadar coşkulu; o derbide haksızlığa uğradığını düşünen karşı taraftar grubu kadar öfkeli lümpen bir grubu (bir grup dediğime bakmayın, on binlerce insandan bahsediyorum) sokağa salmıştır.

İşe alımların muhtemelen AKP gençlik kolları ya da onun da taşeronu olan AKP vakıf ve dernekleri üzerinden yapılacağı, referans için AKP ilçe başkanlarının yeterli olduğunu ezbere söyleyebilirim. Reis’ine biatından şüphe duyulmayan yerli ve milli AKP gençliği yepyeni bir iş kapısı açılarak kendileri devlet garantisine alınmış; öldür Allah iş bulamayan ve vasıfsız on binlerce genç (genç işssizliğinin %30’lara vardığı günümüzde) çok şükür ki iş sahibi edilmiştir.

AKP’nin meşru kimliğinin devamı için adeta bir ‘cansuyu’dur bekçilik kurumu. Yepyeni bir istihdam kapısı ile ‘eldeki kuş’ konsolide edilerek ‘daldaki kuş’a dönüşmesi engellenmiş, AKP teşkilatlarının hassaslığında büyütülmüş bu kitlelerin bu teşkilatın hassaslıklarını göz önünde bulundurarak hizmet yapmaları beklenmektedir.

Gerek toplumda yaratacakları kaos, ürkütme, baskı; gerek bireyler üzerinde oluşturacakları basınç ve gerginlik hesaba katıldığında, AKP, en sonunda evde zorla tuttuğu %50’yi sokağa salmıştır. Elinde silah, üzerinde üniforma, cebinde yetki ve kanunla. 1980’lerin ‘özel birlikleri’, 90’ların köy korucuları, tüm zamanların özel harekat askerlerinin oluşturduğu her türlü baskı, hukuksuzluk, gayrimeşru ne kadar iş varsa, daha beterlerini bekçilerden göreceğiz. Korucularının mezradan, özel harekatın dağdan şehre inmiş halidir bekçiler. Şehir eşkıyası denen lümpen ve vicdansız kitlenin forma sokulmuş ve belirli bir zümreyi korumakla yükümlü yepyeni halidir bekçilik. Hayırlı olsun. 15 Temmuz sonrasında lağvedilen asker ve polis kadrolarının oluşturduğu boşluk, kurumsal bir biçimde tamamlanmak yerine, kendi çocuklarını bu yapılardan bağımsız bir biçimde üçüncü silahlı güç olarak konumlandırmak, daha kolay, daha sonuç odaklı, daha hızlıdır.

Hayırlı olsun dediğime bakmayın, Allah sonumuzu hayretsin demek daha doğru...