Bu köşede İzmir’in farklı açılardan ve özellikle ekonomik perspektiften fotoğraflarını çekmeye çalışıyorum. Söz konusu yazıları sayılara dayandırmaya çalışıyorum. Bu hafta ise eski bir İzmir fotoğrafını İzGazete okuyucuları ile paylaşmak istiyorum. Fotoğrafı İzmir’li bir iktisatçı olan Mülkiye’den (A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi) sınıf arkadaşım olan Dr. Serdar Şahinkaya’dan aldım. Şahinkaya’nın en ilgimi çeken çalışmalardan bir tanesi 1927 yılında gerçekleştirilen Cumhuriyet tarihinin ülke çapındaki ilk sanayi sayımı hakkında yazmış olduğu makalesidir (Çalışma ve Toplum, 2019/1, s.179-208). Bu makalede o tarihte Türkiye’nin ve İzmir’in sanayisine ilişkin ilginç bilgiler var. Bunların bir özetini okuyucularımla paylaşmak istedim.

1927 Sanayi Sayımı dört yaşındaki Cumhuriyetin, ülkenin sanayi sektörüne ait olan ve bilimsel yöntemlerle derlenmiş rakamlarının toplu olarak bulunabileceği ciddi bir yayındır.  1927 Sanayi Sayımı sonuçları 1928 yılında İstatistik Umum Müdürlüğü tarafından İstanbul Cumhuriyet Matbaasında Arap harfleri ile basılmıştır. Kitabın günümüz Türkçesi ile yapılan baskısına “1927 sanayi sayımının bir özelliği de sayımda kullanılan târif ve metodolojinin bugünkü Birleşmiş Milletler tavsiyelerine çok yakın oluşu ve dünya istatistikçileri arasında isim yapmış Belçikalı uzman Camille Jacquart bu sayımı bizzat yönetmiştir” notu düşülmüştür.  

Tabii geçen yüzyılın ilk çeyreğindeki sanayi ile bugünkü sanayimiz arasında dünya kadar fark var. Örneğin 1913’de ülkedeki toplam üretim değerinin yüzde 83,5’i, 1915’de de yüzde 82,3’ü gıda ve dokuma sanayiinden kaynaklanıyor ve bu iki sektör aynı yıllarda toplam işçi sayısının sırasıyla yüzde 71 ve yüzde 75,8’ini istihdam ediyordu.

Alt sektörlere inildiğinde bu ilkellik daha da çarpıcı olarak ortaya çıkmaktadır; Değirmencilik, tütün işleme, debagat, yünlü dokuma ve iplik ve ham ipek üretimi, toplam sınaî üretim değerinin 1913’te yüzde 80,3’ü, 1915’te ise yüzde 83,1’ini oluşturuyordu. İstihdam edilen işçi sayısı bakımından da bu beş üretim kolunun payı aynı yıllarda yüzde 66,5 ve yüzde 61,2’ idi.

Bu çerçevede, Mülkiyeli iktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav’ın buğday öğütmek, tütün ve deri işlemekten ve geleneksel ipekçilikten oluşan üretim faaliyetlerinin gerçek anlamda bir sanayi faaliyeti olmadığı, Osmanlı ekonomisinin büyük ölçüde sanayisiz bir ekonomi sayılabileceği ve toplumun sınai ürün tüketiminin esas olarak ithalat yoluyla karşılandığı tespiti abartılı sayılmamalıdır. (Türkiye İktisat Tarihi 1908 – 1985. İstanbul: Gerçek Yayınevi. Boratav, 1988: 24).

1927 yılında İzmir Türkiye’de Sanayide İkinci Sırada

Sayımın yapıldığı yılda Türkiye’de 65.245 sanayi işyeri bulunmaktadır.  Bu işletmelerin nerede ise yüzde 70’i bir ya da iki – üç kişilik kurumsallaşmamış aile işletmeleriydi Sanayi işyeri yoğunluğu en yüksek il 8.636 işyeri sayısı ile İstanbul’dur. İstanbul’u takip eden iller ise sırasıyla; İzmir (3.520), Bursa (3.209), Balıkesir (2.597), Konya (2.245), Manisa (2.122), Gaziantep (2.016), Kastamonu (1.882), Denizli (1.581) ve Ankara (1.276) dır.  Buna göre sanayi iş yerlerinin yüzde 5,3’ü İzmir’de yer almaktadır.

Aynı yıl Türkiye’de sanayi iş kolunda çalışan sayısı 254.717’dir. En çok çalışanı olan ilk üç kent sırasıyla; İstanbul (42.582), İzmir (27.281), Zonguldak (11.325). Buradan İzmir’de Türkiye’nin sanayi istihdamının yaklaşık yüzde 11’inin gerçekleştiği söylenebilir.

Bu aşamada 1927’de uygulanan sistematik çerçevesinde İzmir’de işyerlerinin ve çalışanların sektörlere nasıl dağıldığını görmek de ilginç olabilir.

İşyerlerinin sektörlere göre dağılımı: Maden çıkarma (20), Tarım, Evcil Hayvanlar, Av ve Balıkçılık (1.852), Dokuma (430), Sair Bitkisel Madde ve Ağaç Mamulleri (463), Bina inşaatı (78), Maden, Maden İşletmesi, Makine (533), Kağıt ve Karton (31), Kimya (55), Karma (5), Çeşitli (53). Görüldüğü gibi İzmir’de tarımsal sanayi işletmeleri ön plana çıkmaktadır ve bu işletmeler Türkiye’de mevcut olan toplam tarım işletmelerinin yüzde 6,5’luk kısmını oluşturmaktadır.

Çalışanların sektörlere dağılımı ise şöyle: Maden çıkarma (1061), Tarım, Evcil Hayvanlar, Av ve Balıkçılık (18.224), Dokuma (3.921), Sair Bitkisel Madde ve Ağaç Mamulleri (1.517), Bina İnşaatı (415), Maden, Maden İşletmesi, Makine (1.265), Kağıt ve Karton (314), Kimya (379), Karma (359), Çeşitli (366). Tarım, Evcil Hayvanlar, Av ve Balıkçılığa dayanan sanayi işletmelerinde çalışanların sayısı itibariyle İzmir’in Türkiye’de birinci sırada olması dikkat çekicidir. Türkiye’de bu sektörde çalışanların yüzde 16,5’luk bir kısmı İzmir’de bulunmaktadır.

Bu arada, aynı yıl yapılan nüfusu sayımında İzmir merkezinin nüfusunun 153.845 olarak hesaplandığını belirtmekte fayda var. Bir başka ilginç noktada bu tarihte Ankara’nın merkez nüfusunun 74.784 olarak belirlendiğidir.

Cumhuriyet Dönemi Öncesinde İzmir’de Sanayii

Aslında İzmir’de Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan iki sanayi sayımı var. Ticaret ve Ziraat Nezareti, 1913 ve 1915 yıllarına ilişkin olarak, İstanbul Vilayeti ile İzmir, Manisa, Bursa, İzmit, Karamürsel, Bandırma ve Uşak şehirlerinde bir sanayi sayımı düzenlemiştir. Bu sayımların sonuçları, 1917 yılında, “1329, 1331 Seneleri Sanayi İstatistiki” adı altında yayımlanmıştır. Bu çalışma Osmanlı İmparatorluğuna oranla son derece dar bir bölgeyi kapsamakla birlikte, bu sayım Osmanlı sanayii hakkında genel bir fikir verecek niteliktedir. Çalışmanın İzmir’i kapsaması son derece doğaldır. Çünkü İzmir o dönemde de Osmanlı sanayiinin en güçlü olduğu ikinci şehirdir. Örneğin; İzmir, Şark Halı Kumpanyasının halı imalathaneleri kurduğu sayılı Osmanlı şehirlerinden biridir.  (Osmanlı Sanayii, 1913, 1915 Yılları Sanayi İstatistiki, DİE, 1997, Gündüz Ökçün)

İmparatorlukta makine üretimi neredeyse hiç yoktu ve yurt dışından getiriliyordu. Buna karşın İzmir'deki dort fabrikanın (Isigonis D. imalathanesi; Rankin ve De Mas; Rays BiraderIer ve Kalohretas K. ve Şurekası) buhar makinesi, icten yanmalı motorIar, un, sabun, yağ, havlu ve makarna fabrikaları tesisatı imal ettikleri bilinmektedir.

İzmir Sanayi’nin dününe kısa bir bakış attık. Sonraki yazılarımda yavaş yavaş bugüne gelmeyi, daha sonra da İzmir sanayinin yarınını sorgulamayı düşünüyorum. Bu sürece geçen hafta İZTO tarafından yayımlanan ve İş Geliştirme Müdürlüğü Araştırma ve Geliştirme Uzmanı Erdem Alptekin tarafından hazırlanan “İzmir’in Sanayisi” adlı çalışmayı okuyarak başlamak istiyorum.