Yazının başlığı bile ürkütücü geldi, değil mi? Ancak, geçen hafta yayınlanan Avrasya Anket firmasının son anket raporunu; MHP ve AKP tarafından yapılan açıklamalar, cami provokasyonu sonucu özellikle iktidar tarafından gerginleştirilen atmosfer, CHP’li genç meclis üyesi hakkındaki gözaltı kararı, İstanbul’da iki ayrı kiliseye yönelik saldırılar, Muharrem İnce’nin bana kalırsa buram buram kişisel tanıtım kokan yayını terk etme hamlesiyle birlikte okuyunca ülkede birçok farklı kişi ve kesimin erken seçim okumaları yaptığını düşündüm ister istemez. Bu anketlerin, 23 Haziran 2019 İstanbul seçim sonuçlarını nokta atışıyla doğru tahmin etmiş bir firma tarafından yapılmış olması da ayrıca konunun irdelenmesi gerektirdiğini hissettirdi bana. Ancak soru/senaryo çok olunca birkaç bölümde yayınlanacak bir dizi çıktı ortaya, şimdiden uyarayım.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili yanıtları yorumlamakla başlayalım. Öncelikle, bu sistemin “yapısal” olarak kabul görmediği çok açık bir biçimde anlaşılıyor anket sonuçlarından. Cumhurbaşkanlığı sisteminden memnun kaldınız mı sorusuna “evet” diyenlerin oranı sadece %24 iken “hayır, memnun kalmadım” yanıtını ankete katılanların %67’si vermiş görünüyor. %9’luk “kararsız’’ yanıtını veren “mahcup” seçmeni de eklediğimizde, toplumun en az 2/3’ü ya da en çok 3/4 ‘ü bu sistemi beğenmediğini dile getirmiş vaziyette.

Bu yanıtı destekler nitelikte 2 ayrı soru daha var üstelik. “Yeniden referandum olsa?” sorusuna ankete katılanların %63’ü hayır oyu verirdim diyor. %9 civarında da bir kararsız seçmen oluşmuş. 16 Nisan 2017’de yapılan referandumda %51.5 civarında olan “evet’’ oyları neredeyse yarı yarıya düşerek %27 civarına kadar inmiş gözüküyor. Günlerce, gecelerce anlatmaya çalıştığımız sistemin zararlarını, geç de olsa Türkiye halkları aradan geçen 3 yıl içinde acı bir biçimde tecrübe etmiş görünüyor. Yine aynı ankette, Başkanlık Sistemi ile Türkiye “olumlu yönde gelişti” yanıtı verenlerin oranı %23 olarak gözükmesi de yukarıdaki 2 yanıtı doğrular vaziyette.

***

İyi Parti ve HDP seçmenlerine ayrıca yöneltilen sorular ve yanıtlar dikkat çekici aynı ankette. “Muhalefet ortak bir aday çıkarırsa?’’ sorusuna İyi Parti seçmeninin %70’i, HDP seçmeninin %85’i partimin kararına uyarım diyor. Her iki partinin de son Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayı vardı hatırlarsanız. Bir aday “ödünç milletvekili’’ ve ardından toplanan 100 bin imza ile aday olabilmişken, diğer partinin adayı da demir parmaklıklar ardından bu yarışa girmişti. Aradan geçen 2 yıl gibi bir sürede kendi partisinin adayında ısrar etmeyecekleri anlaşılıyor bu sonuçlardan. Elbette ki bu sonuca ulaşılmış olmasında İstanbul ve Ankara’daki büyükşehir belediye başkanlıkları seçimlerinde AKP’ye yaşatılan büyük hezimetin ve AKP tarafından kayyum atanan HDP’li belediye başkanlıkları mevzusunun yarattığı bıkkınlığın da etkisi var. Özetle, son 3 yıl içinde AKP’nin muhalefetin küçük partilerine yaşattığı her türlü zulüm, muhalefeti birleştirici bir etki halinde AKP’ye doğrulmuş yıkıcı bir tehdit olmuş vaziyette. Aynı soruda “adaya bağlı” yanıtını HDP seçmeninin sadece %10’u verirken, Selahattin Demirtaş’ın İstanbul seçimleri öncesinde yaptığı çağrının birleştirici gücü olarak okuyor ve bu durumu çok olumlu bulduğumun altını çiziyorum. İyi Parti seçmeninde aynı soru %28 civarında oy aldığına göre, bu parti seçmeninin gönlünde yatan adayın Ekrem İmamoğlu’ndan ziyade Mansur Yavaş olduğunu düşündürdü bana. Kaldı ki birazdan bu konuya da değineceğim.

***

Gelelim olası adaylar bazındaki seçmen eğilimlerine. Recep Tayyip Erdoğan’a tekrar oy veririm diyenler sadece %40. Bu orana karşın, Ekrem İmamoğlu’na ilk turda %45.5, Mansur Yavaş’a ise %40 oy çıkıyor. %15-20 arasında da değişen bir kararsız seçmen mevcut. İlk turda bu ipi göğüsleyemeyeceği artık netleşmiş görünüyor yani Sn. Erdoğan’ın. Üstelik İmamoğlu derken, arkalardan bir atakla Mansur Yavaş’ın da Erdoğan ile aynı oy oranına ulaşmış olması saray ve ahalisinin uykularını kaçırmaya başlamış demektir.

Diğer bir soruda, Erdoğan’a kesin olarak oy vermeyeceğini beyan eden seçmen oranı %47 iken, oy vereceğini belirtenler %40’ta kilitli kalmış gibi görünüyor. %15-20 arasında değişen “kararsız” kitlenin %45’inin son seçimde Erdoğan’a oy verdiğini düşünürsek, yeniden Erdoğan lehine oy verecek olsalar bile Erdoğan’a gelecek oy %47’ye yani “kesinlikle oy vermem” diyen kitleye ulaşamıyor.

Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP’nin neden şimdiden erken seçime yönelik söylemler ile birlikte, AKP içinden çıkan Deva ve Gelecek Partisi’nin seçimlere girmeye engel olunacak hamleler atılması yönünde girişimlerde bulunduğunu daha iyi anlıyor musunuz?

Özetin özeti bir final yapalım o halde. Erken, vaktinde ya da çok erken bir seçimle birlikte bu ülkede “Her Şey Çok Güzel Olacak”.