CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile ilgili yazdığım her politik eleştiriyi, CHP kongre sürecine ‘müdahale’, CHP içerisinde ‘taraf olma’ olarak görmek isteyen çevreler oldu.

Ekseriyetle niyetimin, hele hele gazetemizin niyetinin bu olmadığını anlatmaya çalışmama rağmen…

Kaldı ki, Deniz Yücel’i şahsen tanımam, bilmem ve iki kelam sohbet etmişliğim de yoktur.

Ancak; İzmir’in en çok oy alan partisinin, Türkiye’nin müstakbel iktidarına en yakın partisinin İzmir İl Başkanı’nın politik tutumları, bir İzmir gazetesinin gündeminde olmalı.

Ne yazmıştım?

CHP İl Başkanı Deniz Yücel neden partisinin temsilcilerini şehit cenazelerine almama kararı alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kınamak üzere yapılan eş zamanlı basın açıklamasına katılmaz?

Ne yazmıştım?

CHP İl Başkanı, 31 Mart seçimlerinin hemen ardından, MHP’li Aliağa Belediyesi’nin haksız yere işten çıkardığı, bir çoğu da CHP üyesi olan 250 işçinin uzun süren direnişini neden ziyaret etmez?

Ne yazmıştım?

CHP İl Başkanı, neden partili Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında organize ve istikrarlı şekilde sürdürülen siyasi karalama kampanyalarına aynı ritim ve sertlikte cevap verip, başkanının yanında olduğunu göstermez?

Ne yazmıştım?

CHP İzmir İl Başkanı, örneğin; ülke gündemini sarsan kayyumlarla ilgili  neden iki kelam etmez, partisinin görüşlerini kamuoyu ile paylaşmaz? Toplumsal muhalefetin eylemlerinde en önde yer almaz, örgütlerini seferber etmez?

Politika ve gazetecilikten az çok anlayan hiç kimse, bu soruların hiçbirini, CHP içi rekabette taraf olmak olarak yorumlayamaz.

***

Gelelim tekrar Deniz Yücel hakkında yazı yazdıran gelişmeye.

Bugün, Urla Adliyesi’nde; CHP’nin önceki dönem İnsan ve Doğa Hakları’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok hakim karşısına çıktı. Altıok, ODTÜ’lü öğrencilerin mezuniyet törenlerinde açtıkları bir pankarttan ötürü gözaltına alınmalarına tepki gösterdiği için ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten yargılandı.

İfade özgürlüğü, insan hakları ve demokrasi kaygısı olan ve az ya da çok politik gündemi takip eden herkes ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ davalarının ne anlama geldiğini bilir. Hele hele bu dava, Ana Muhalefet Partisi’nin İnsan Hakları’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’nın yargılandığı dava ise…

Aslında hakim karşısına çıkarılan, şahsen Zeynep Altıok değil.

Zeynep Altıok nezdinde; ifade özgürlüğü hakim karşısına çıkarıldı, insan hakları hakim karşısına çıkarıldı, demokrasi hakim karşısına çıkarıldı.

Zeynep Altıok, yargılanmasına sebep olan açıklamayı CHP Genel Başkan Yardımcısı iken yaptığı için, CHP politikaları hakim karşısına çıkarıldı.

Ancak, kendisi de bir hukukçu olan CHP’nin İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Ankara’da kongre süreci ile ilgili fazla mesai yapmış olacak ki; duruşmayı izlemedi, partisine sahip çıkmadı.

Sadece kendisi mi?

Yücel’in yönetimini temsil eden hiç kimse katılmadı.

Yücel’in üyesi olduğu İzmir Barosu’nun başkanı ve yöneticileri oradaydı. SODEV Başkanı, TİHV temsilcisi, çeşitli ilçelerin belediye meclis üyeleri, CHP Urla’nın temsilcileri oradaydı. CHP Çiğli İlçe Başkanlığı ilçe aracını kaldırdı, meclis üyeleri ve yönetim kurulu üyeleri oradaydı. Altıok’un da üyesi olduğu İzmir Düşünce Topluluğu’nun üyelerinin birçoğu oradaydı. Halkevleri, Haziran Hareketi temsilcileri, HDP üyeleri oradaydı.

CHP Milletvekilleri Murat Bakan ve Mahir Polat oradaydı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu oradaydı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek oradaydı.

Ama İzmir İl Başkanı yoktu.

Zeynep Altıok’u aramadı. Kimseye, duruşmaya katılması yönünde talimat da vermedi.

Oysa CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, adliye önünde tam da şu ifadeleri kullandı:  “Bu davalarda bizler yargılanmıyoruz. İnsan hakları yargılanıyor. Bugün yargıyı silah olarak kullanıp muhalefeti susturmak isteyen bir iktidar var. Şeklen bir muhalefet, demokrasi ve yargı olsun istiyorlar. Buna asla müsaade etmeyeceğiz”

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da her fırsatta parti içi mücadele değil, iktidar mücadelesi  verilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Sevgili Cumhuriyet Halk Partililer, kimse kusura bakmasın ama başkanınız Deniz Yücel ‘şeklen muhalefet’ ediyor, ‘mış gibi’ mücadele ediyor ve daha çok parti içi rekabete zaman ayırıyor.

Nasıl ki Sayın Deniz Yücel’in yaptığı her açıklamaya sayfalarımızda yer veriyoruz, CHP’den umudu olan herkes adına, siyasi eleştirilerimizi yapmaya devam edeceğiz.

Demokrasi mücadelesinin daha da sertleşeceği önümüzdeki dönem, ‘mış gibi’ yapanların dönemi olamaz.

Olursa, ne her şey çok güzel olur, ne de kışın sonu bahar olur.