Yine eski günlere dönüyoruz. Birisi alışageldiğimiz “eyyy Kılıçdaroğlu” çıkışını yapıyorsa iki yanlı mesaj var; Birincisi yandık, gündemi değiştirmemiz gerekir. İkincisi de, kendi tabanına sesleniştir, “bana sahip çıkın, yoksa yandık”.

Buradaki yanma, eskiden olduğu gibi olgunlaştım, piştim, erdim, yandım gibi değil.  Siyaset olarak sıkıştım, yine beceremedim demek. Tabanını bir arada tutmak için en yakın hedef ise CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’dur.

Dünyada 57 ülkeye yardım et, kendi ülkende 65 yaş üzerindekilere kolonya (200 cc) ve maske (5 adet) vereceğim dedikten sonra, aradan 2 ay geçsin, ortada bir şey yok. Tam başarısızlık.

Diğer maske dağıtımı ise tam bir Aziz Nesinlik öykü. Yok parayla satılmayacak, eczacılar satmayacak, yok ben vereceğim, yok o verecek, sana değil, çalışana Devlet Malzeme Ofisi verecek, eczacılar dağıtacak, paralı olacak, satış için tavan fiyat koyacağız. Falan filan..

Orta yaş gençleri sokağa çıkacak, maskesi yok. Oysa iki aydır evde bekliyorlardı. Şaka gibi…

Bu arada TIR’lar, kargo uçakları yurtdışına virüsle mücadelede kullanılan sağlık gereçleri ihraç etsin, askeri uçaklar Amerika’ya maske, tulum filan götürsün. Hızını alamayan Ağrı Belediye Başkanı da Trump’a ve Hollywood sanatçılarına kutu kutu yollasın. Bu milletle dalga geçmek değil de nedir?

Eski bir deyişimiz var, bugüne kısmetmiş;  görmemişin oğlu olmuş…

Amerika’ya giden malzeme bir mektupla yollandı, orada aşağı yukarı şöyle demeye getiriyor; ben sana bunları yolluyor, yardım ediyorum, sen de artık bizim çıkarlarımızı kollarsın.

Devamını biliyorsunuz; bizimkileri mi, yoksa onlarınkileri mi uçaklara doldurup güney doğumuza yolladılar bilemem. Ancak bu eylemde mektup yerine bir mesaj var, anlayana…

Her şey kontrol altında diye millete umut verdiler, millet sokağa fırladı.

Şimdi Sağlık Bakanı “Türkiye'miz Koronavirüs mücadelesinde ilk dönemi tamamlamıştır” dedi. Bugün vaka sayısında artış oldu.

Gençlerimizin üslubuyla duygularımızı dile getirelim; Vay be!
Bu arada damat beyin dün yaptığı açıklamalar güme gitmesin;

- Yılın son çeyreğinde toparlanma bekliyorum.

- Bu yıl çok ufak bir cari açık bekliyorum

-Pandemi öngörü yapmayı zorlaştırıyor

Bunların okunuşu şöyle; yılsonuna kadar yandınız, zamlar üstüne zamları göreceksiniz. Ben artık ipin ucunu kaçırdım.

Ayrıca üç dört yerde “swap” açıklaması yaptı. Swap dolar veya Euro almak için TL takası yapmak demek. Kasada para yok, hükümet bu takası nasıl yapabilir? Garantin varsa, para alırsın… Tabii garanti için varlık kaldıysa, ya da yeni neler verilecek?

Yineleyeyim, kasada para yok,  BDDK ile özel bankaları daha fazla kredi ve Hazine’ye borç vermeye zorluyorlar. Başkasının cebindeki parayı halka kendi adına dağıtma alışkanlığını anladık da, bankaların bir kısmı yabancı sermayeli.  Yabancı bankalar yani uluslararası finans kurumları, Türkiye’nin yasaları içine girip, tek adamın sözüne itaat ederler mi?

Şimdi ülke ekonomisini düz yolda durduranları kötü yakaladılar, gidişat iyi değil!

Bu işin çözümü zam yapmaktan geçiyor gibi: Arabalar yollara dökülmeye başlayınca bir haftada akaryakıta 4 zam geldi. Benzine 48, motorine 43 kuruş bindirildi. Oysa petrolün varili hala 30 doların altında. Sebze meyveyi saymıyorum bile. Devamını göreceğiz.

Ahhh güzel memleketimin güzel insanları! Bu yıl çok zor bitecek.