'Aşkla İzmir' sloganıyla yola çıkan Tunç Soyer, İzmir tarihinin en büyük yatırımı olan Buca Metrosu'nun temel atma töreninde tarihi bir konuşma yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin üst düzey yetkilileri, yabancı misyon şefleri, Millet İttifakı'nın üst düzey yöneticileri, belediye başkanları, il ve ilçe başkanlarının yanı sıra on binlerce vatandaşın katıldığı törenin ayrıntılarını gazetelerde okudunuz.

Başkanlık koltuğunda 35 ayı geride bırakan Tunç Soyer'in konuşması temel kırılma noktaları içermesi açısından çok önemli.

Siyasete girdiği günden beri zarif üslubu, uzlaşmacı tavrı, sakinliği ile tanıdığımız Soyer'in başka bir yüzünü daha gördük.

Soyer bugüne kadar siyasi zarafetini zafiyet zannedenlere güzel bir ders verdi. Baştan sona güçlü bir hitabet örneği sergilediği konuşmasında gerektiğinde en az rakipleri kadar sertleşebileceğini, hakaret etmeden de etkili siyaset yapılabildiğini dosta düşmana kanıtladı.

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ne atıfta bulunarak başladığı konuşmasında merkezi hükumeti çok sert şekilde eleştirdi. Eleştirilerinin gücünü de şüphesiz haklılığından aldı. İlişkilerin bozulmaması adına "kan kusup kızılcık şerbeti yuttum" siyasetini bir kenara bıraktı ve AKP'nin İzmir'e bakışındaki çarpıklığı net şekilde dile getirdi. Herkesin rahatlıkla anlayacağı yalın bir dilde yanlışlıkları anlattıktan sonra da sesini yükseltti, bir anlamda köprüleri yıktı.

“Buradan Ankara’ya seslenmek istiyorum. İzmir bu ülkede değil mi?

Türkiye 81 ilden oluşan bölünmez bir bütündür. İzmir bu bütünün ayrılmaz bir parçasıdır.

Cumhuriyetimizin kalesidir.

Ankara!

İzmir bu ülkede değil mi?

İzmirliler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi?

Üzerinize aldığınız dört buçuk kilometrelik Halkapınar Otogar Metrosu nerede? Neden başlamıyorsunuz? Yedi senedir yatırım planında olmasına rağmen neden şimdiye kadar tek bir adım atmadınız? Depremzedeler için bulduğumuz krediyi, kıyı planlarını ve tek bir imzayı bekleyen onlarca projemizi ne zaman onaylayacaksınız? İzmir 2021’de 133 milyar lira vergi ödemesine rağmen merkezi yönetim bütçesinden sadece 3,5 milyar liralık yatırım aldı. Yani kırk verdi, bir aldı. Kırkta birlik bu oran asla kabul edilemez."

Soyer'in konuşması hem CHP Lideri Kılıçdaroğlu'dan hem de alanı dolduran on binlerce vatandaştan da alkış aldı, İzmir'in metro ile buluşmasını sağlayan eski başkanlar Aziz Kocaoğlu, Burhan Özfatura, Yüksel Çakmur ve rahmetli Ahmet Piriştina'nın adını tek tek anarak hepsine teşekkür etmesi de takdir topladı.

Buca Metrosu'nun temel atma töreni bence Tunç Soyer'in başkanlık döneminin köşe taşlarından birini oluşturacak.

Buca Metrosu, bugüne kadar ihmal edilmiş vatandaşları kentle buluşturmak adına da çok önemli bir proje. Şehrin sadece ana damarlarına ve görece hali vakti yerinde semtlerine değil, Tunç Soyer'in 'arka sıralar' olarak adlandırdığı noktalara erişmek, siyaset ve hizmet olarak çok anlamlı. Kitlelerle ilişki kurma konusunda başarılı olan Soyer bu hamlesiyle "İzmir ve İzmirliler bana emanet" söylemini de güçlendiriyor. "Biz varken İzmir'de kimse yatağa aç girmeyecek" iddiasıyla da bu söylemi pekiştiriyor.

Temel atma töreni aynı zamanda bugüne kadar söylenen "örgüt ile Soyer'in arası pek yok" algısını da yıkması açısından önemliydi. CHP il ve ilçe örgütleri hem İl Binası açılışında hem de temel atma töreninde, en küçük ilçesinden metropol ilçelerine kadar tek vücut başkanın arkasında kenetlendi.

Soyer, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda rüştünü ispatlamış, gücü eline almış ve gücünün farkında olan bir siyasetçi profili çizdi. İzmir ve ülke siyasetinde etkili bir figür olarak "Ben de varım" mesajını çok net verdi.

Törenden aklımda kalan bir başka konu ise Kılıçdaroğlu ile Soyer arasındaki uyumlu birlikteliğin kitleler önünde tescillenmesiydi.

Siyasette kehanet tehlikelidir ama benim anladığım Tunç Soyer, Genel Başkanın Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda net şekilde arkasında dururken, Kılıçdaroğlu da Soyer'in ikinci dönemi için tereddüt duymuyor.