İZ GAZETE’nin 7’nci yaşını başarılarının devamı dileğimle içten duygularla kutluyorum.

İZ GAZETE; 7 yıllık yayın yaşamında halkın ve haklının sesi, gazetecinin özgürlük alanı, İzmir’in de vitrini olmuş; insanların bilgi edinme, haber alma hak ve özgürlüğünün en etkili mecrası, gazetecilerin soluklandığı ortam olarak da demokrasiye “nitelik” kazandırma sorumluğunu başarıyla yerine getirmiştir.

Yerelde, ancak; ulusal ölçekte yayın kalitesine sahip İZ GAZETE sayfalarını toplumun her kesimini ilgilendiren konulara, haber ve yorumlara, özgür kalemlere açarak toplumu “çoraklaştıran” demokrasi dışı girişimlere de siper olmuştur.

7 YILIN İZİ'NE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

Bu arada; basında tekelleşme, sermayenin el değiştirmesi, basın emekçilerinin grevli-toplu sözleşmeli sendikal örgütlenme özgürlüğünden yoksun olduğu bir süreçte İZ GAZETE; benim de 18 yıl aralıksız Şube Başkanlığı yaptığım Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın örgütlendiği ve Toplu İş Sözleşmesi imzaladığı gazetedir. 

İZ GAZETE; İzmir’in ortak sesi, demokrasinin, basın özgürlüğünün ve basın emekçilerinin de güven duyduğu bir ortamdır.

İZ GAZETE’nin; yayıncılık anlayışında basın özgürlüğünün gerçek sahibi halktır, gazeteci de halkın doğru ve sağlıklı bilgi edinme ve haber alma sürecinin en etkili aktörüdür.

GAZETECİ KALEMİNİ ÖZGÜRCE KULLANAMIYORSA... 

Demokrasi; egemen güçlerin ve seçkinler sınıfının rejimi değildir.

Demokrasi; vergi veren yurttaşın vergisinin nereye harcandığını özgür medya aracılığıyla sorarak cevap alma hakkını kullandığı bir çağdaş yönetim şeklidir.

Demokrasi; gücünü özgürlük ikliminde yayın yapan, soran, sorgulayan basından ve çoğulcu, çok sesli, katılımcı, kapsayıcı siyasal yapıdan alan, karar sürecine halkın da katkı verdiği “temsili” bir yönetim şeklidir.

Demokrasinin kalitesini köprü, yol, tünel, baraj gibi fiziki alt yapı yatırımları değil; özgür basın, çoğulcu siyasal yapı, bağımsız ve tarafsız yargı, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığının oluşturduğu denge-denetim sistemi ile temel insan hakları belirler.

Söz konusu bu nitelikler yoksa demokrasinin kalitesi de yoktur.

Denilebilir ki; gazeteci kalemini özgürce kullanamıyorsa, gazetelerle siyasal yönetimler arasında “organik” bağ oluşmuşsa, basın emekçileri grevli-toplu sözleşmeli sendikal örgütlenme özgürlüğünden yoksunsa, medya ortamında tekel oluşmuşsa; demokrasi kaliteli değildir.

Özellikle; siyasal iktidarlarla gazeteler ve gazeteciler arasında “organik” bağ oluşmuşsa, gazeteciler kalemlerini toplum yararına kullanamazlar, halkın doğru ve sağlıklı bilgi edinme, haber alma hak ve özgürlüğüne katkı sağlayamazlar.
Sonuç olarak: Basın özgür değilse; halk da özgür değildir. Özgür basın, demokrasinin ortak paydası…

Demokrasinin kalitesini köprü, yol, tünel değil; özgür basın, çoğulcu siyasal yapı, hukukun üstünlüğü belirler.