Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, İZ GAZETE’DEKİ 02.08.2022 tarihli ve VAKA SAYISI TIRMANIYOR… DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ NEDEN TEST VE AŞI RANDEVUSU VERMİYOR?” başlıklı yazıma Rektörlüğün gereğinden fazla ve “NOTER” kanalıyla tepki vermesi, “alınganlık” göstermesi anlaşılabilir değildir.

16 Haziran 2022’de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne COVİD-19 testi yaptırmak için gittiğimde “TESTLER KAPALI” denildi.

18-22 Temmuz 2022 tarihleri arasında, birkaç kez telefonla Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde aşı olmak için randevu almak istediğimde “AŞI RANDEVUSU OLUŞTURULAMADI” cevabını aldım.

Bu süreçte benim yaptığım; randevu talebime aldığım olumsuz cevapları İZ Gazete’deki “Köşe Yazımda” kamuoyuna duyurmak olmuştur.

Her ne kadar “kişisel” bir konu gibi gözükse de, yapılan bir “kamu görevi” olan gazetecilik hizmetinin gereğinin yerine getirilmesidir.

Kaldı ki; gazetecinin herhangi bir alanda ve konuda yazılarıyla soru sorarak cevabını araması; bir mesleki faaliyet olmaktan öte, halkın bilgi edinme ve haber alma hakkının temelini oluşturan iletişim özgürlüğünün ve özgürlükçü demokrasinin gazeteciye yüklediği sorumluluğun gereğidir.

Bu arada; gazetecinin sorusu “hakaret” içermiyorsa, kişilik haklarını “ihlal” niteliği taşımıyorsa, kamu görevlilerinin bu sorulara doğru ve sağlıklı cevap vermeleri de toplumsal ve kamusal sorumluluklarının gereğidir.

Öte yandan; demokrasi, özgürlük ve kamu hizmeti anlayışı; hoşgörüyle beslenirse “nitelik” kazanarak “toplumsal fayda”ya dönüşür.

Aksi bir yaklaşım; kamu yönetimini toplumdan ayrıştırır.

4 YIL ÖNCE REKTÖR PROF.DR. HOTAR’DAN BEKLENTİLERİMİ İFADE ETMİŞTİM…

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanması dolayısıyla Prof.Dr. Nükhet Hotar’ı makamında ziyaret ederek başarı dileğimi ifade ederek; bundan 4 yıl önce gerçekleştirdiğim ziyaretim sırasında “Dokuz Eylül Üniversitesi’nin İzmir’in hazinesi olduğunun” altını çizmiş, Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın uygulamalarıyla üniversitenin gelişmesine katkı sağlayacağına inandığımı vurgulamıştım.

Bu arada; Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın toplum kesimleriyle iletişim kanallarını açık tutan ve ötekileştirici, dışlayıcı değil, tersine; kucaklayıcı ve kapsayıcı bir yönetim anlayışına sahip politik ve akademik kişilik olduğunu söylemiştim.

Daha sonra da; yazılarımda; Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın göreve gelmesiyle kendisinden önceki dönemde 2 yıl süren soruşturma ve belirsizlik sürecinin sona ermesiyle bir anlamda hasar gören, travma yaşayan üniversitede “onarım” ve uyumu yeniden başlatacağına inandığımı belirtmiştim.

Ayrıca; Rektör Prof. Dr. Hotar’ın Üniversite –sanayi ve Üniversite toplum ilişkisini bilim insanı olmanın yanında demokrat, sivil ve özgürlükçü kişiliğiyle geliştireceğine inancımı dile getirmiştim.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Basın Müşavirliğinde, ifade etmeye çalıştığım görüş ve değerlendirmelerimin yer aldığı gazete köşe yazılarıma ve gazete haberlerine kolayca erişilebilir.

NOTER KANALIYLA AÇIKLAMA

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün, Noter’den gönderdiği açıklamasında İZ Gazete’deki yazımın “bilgi eksikliğinden, ya da kamuoyunu olumsuz etkileme gayretimden ileri geldiği” ifade edilerek, “İlkeli ve etik gazeteciliğin gereği olarak her yazı sorumluluk içinde hazırlanmalıdır. Sorumluluktan uzak oluşturulan bu yazı sağlık çalışanı arkadaşlarımızın emeğine ve fedakarlıklarına saygısızlıktır” denilmektedir.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün şahsımla ilgili bu değerlendirmesinin, gerçekle örtüşmeyen, tamamen sübjektif nedenlere dayalı “savunma” refleksiyle oluşturulduğunu düşünüyorum.

Ayrıca; “yazının sorumluluktan uzak olduğu, sağlık çalışanlarının emeğine ve fedakarlıklarına saygısızlık yapıldığı” ifadelerine de katılmam söz konusu olamaz.

Kaldı ki; gazetelerdeki köşe yazılarımda, televizyon kanallarındaki “MERCEK” programlarımda, doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın ne kadar zor koşullarda görev yaptıklarına, doktorlarımızın sağlık sistemimizin ve sağlıklı yaşamımızın sigortası olduklarına ilişkin çok sayıda yazım ve televizyon programım var.

Bu yazılara ve televizyon programlarına da, üniversitenin Basın Müşavirliğinde kolayca erişilebilir.

Ayrıca; doktorlarımıza ve Dokuz Eylül Üniversitemize gösterdiğim özenin, saygının ve sevginin en yakın tanığı; Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar ile üniversitenin akademik kadrosu ve doktorlarımızdır.

Sonuç olarak: Basın özgürlüğünü sorumlulukla ortak paydada buluşturan ve gazeteciliği de toplum yararını önceleyen bir kamusal görev olarak algılayan anlayışa sahibim.