Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü…

Bu mesleğe gönül verenler 61 yıl önce müthiş bir destan yazdılar.

Kararlıydılar, birlikte hareket ettiler ve kazandılar.

Gazetecilik onuruna sahip çıktılar, geri adım atmadılar.

Dönemin basın patronlarının restine rest ile karşılık verdiler.

Dayanışmayı büyüterek haklarını söke söke aldılar.

Mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyorum.

***

Aşık Veysel bir türküsünde şöyle seslenir sevdiğine:

       "Güzelliğin on para etmez

       Bu bendeki aşk olmasa…"

Diyeceksiniz ki konu gazetecilikten Aşık Veysel'e nereden geldi?

Anlatayım.

Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği, İzmir'de çalışan 100 gazeteci ile yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı.

Sonuçlar gerçekten çarpıcı.

Bana göre araştırmanın en somut çıktısı şu:

İzmirli gazeteciler mesleklerine aşık…

Hatta bu aşktan ziyade karasevdaya benziyor…

Öyle ya yüzde 73,5'i gazetecilik maaşıyla geçinemediğini söylüyor.

Yüzde 47'si emekli olabileceğine inanmıyor.

Yüzde 85,5'i işsiz kalma korkusuyla çalıştığını söylüyor.

İzmirli gazeteciler meslekleri adına üzgün, mutsuz ve umutsuz.

Yine de yüzde 73,5'i yeniden seçim şansı olsa yine gazetecilik mesleğini yapacağını söylüyor.

***

Bizler mesleğimize aşığız.

Bizimki karşılıksız bir karasevda.

Araştırma sonuçları gazetecilerin mutsuz, umutsuz ve gelecek kaygısını yansıtıyor.

Ama tek bir veri, hepimizin umudunu diri tutuyor.

Ne olursa olsun basın emekçileri sevdalarını terk etmeyecek.

Tekrar tekrar seçim yapma şansları olsa yine gazeteciliğe gönül verecekler.

Şimdi umudu taze tutmanın, safları sıklaştırmanın zamanı.

61 yıl öncesi gazeteciler, her türlü görüş ayrılıklarını bırakıp mesleğin onuru için bir araya geldi, dayanışmanın en güzelini sergiledi. Dünya tarihinde benzeri olmayan bir zafere imza attı. Onlara ve bizden sonra gelecek kuşaklara bir borcumuz var.

Gazeteciliğe hak ettiği saygınlığı yeniden kazandırmak için 61 yıl öncesinin cesaret, feraset ve bilgeliği yolumuzu aydınlatsın.

Aşık Veysel ile başladık yine onunla bitirelim.

       "Kim okurdu, kim yazardı?

       Bu düğümü kim çözerdi?

Biz okuyup yazdıkça, düğümü sizler çözeceksiniz.

Yüreğinizden sevda, yüzünüzden gülüşünüz hiç eksilmesin.