Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi ZEUS SUNAĞI kitabının da yazarı olan Prof. Dr. Ali Sönmez, “Artık hırsıza hırsız demenin vakti geldi” demektedir.

Bu hırsız Alman emperyalizmi olsa da “hırsız!” diye haykırmalıyız. Bu haykırışımızı, elbette Fransız, İngiliz ve Amerikan emperyalistlerinin de duyacakları kadar yüksek sesle yapmalıyız. Yaşadığımız bu alanların bizim yaşam alanlarımız olduğunu anlatmalıyız onlara ve benzerlerine.

Ancak, emperyalistlerin oluşturduğu algı ve yargılarla düşünenler bu görevlerimizi yerine getirmemizde en büyük engellerdendir. Emperyalistlerin öğrettikleri gibi düşünmektedirler. Onların iktidara getirdikleri işbirlikçilerinin de iktidarlarını sürdürmelerine destek olmaktadırlar bu aymazlıkları ile.

Sefa Taşkın namlı bir Bergamalı yiğit ki, kendisi Bergama Belediye Başkanı olarak altın madencilerine karşı cân sipârâne yaşamın sürdürülmesi için mücadele etmiştir. Şimdi de gayet haklı olarak, “hırsıza hırsız” diyerek, Zeus Sunağı’ nın yerinin Bergama olduğunu haykırmaktadır. Kutsal bir mücadele vermektedir Sefa Taşkın. Yaşam alanlarımız doğasıyla, tarihsel, kültürel tüm unsurlarıyla bizim için mutlaka gereklidir ve bizim bilinçli sorumluluğumuzla korumamız altındadır. Bu bilinç ve sorumlulukla Zeus Sunağı’nın kaçırıldığı Berlin Museum İnsel’den Bergama’ya getirtilebilmesi için “Taş yerinde ağırdır” dediği mücadeleyi başlatmıştır.

Kimi algı ve eğitim yenikleri ise:

“Zeus sunağını kanunen geri alamayız. Çünkü resmi olarak 2. Abdülhamit tarafından SATILMIŞTIR. Hediye etti...”

“Getirin üstüne sprey boya ile yazı yazıp üstünde çekirdek yiyelim. Parça artarsa bahçe duvarında kullanırız...”

“Bir de sanki ayaktaki sunak sökülüp götürülmüş gibi bir algı yaratılıyor ki, külliyen yanlış. Bütün o kabartmalı mermerler sur yapımında kullanılmış. Oralardan toplayıp o müzeyi oluşturmuşlar. Resmen yok edilmiş anıtı canlandırmışlar...”

“‘Hadi bir de restore edelim’ diyenler çıkacak ve eseri rezil edecekler. Biri çıkıp Pimapen’den kapı, pencere koyacak, biri çıkacak PVC yağmur olukları döşeyecek, birileri çıkıp adını, soyadını, sevgilisinin adını yazıp, kalp kazıyacak, biri çıkıp sprey boya ile sanatını gösterecek. İddia ediyorum, bu anıt Türkiye'ye girdikten on sene sonra tanınmaz duruma gelir...”

“Bergama'yı koruyamadınız, tapınağı mı koruyacaksınız?..”

“Ayasofya'nın ve Kariye’ nin "Müze “den "Cami “ye dönüşmesi ile “Yeni Türkiye”de müzecilik bitmiştir. Bundan sonra "Korumacılık" falan beklenemez...”

“Zeus Sunağını Diş İsleri vasıtasıyla istemek için yüz ister. 100 yıllık koskoca Efes kazısı Avusturyalılarla politik anlaşmazlık yüzünden kapatıldı. Onlarda Viyana'daki Efes müzesini misilleme olarak kapattı..”

Bu yenik algı ve eğitim acaba ülkede uygulanan diğer emperyalist politikalar için ne düşünüyorlar? Örneğin, “altın, nikel gibi madenlerimizi koruyamıyoruz; sularımızın ticarileştirilmelerine seyirci kalıyoruz; ormanlarımızın kışın bile yakılıyor olmalarına ses çıkarmıyoruz; denizlerimizin kirletilmesine, ülkemizin nükleer atık cehennemine dönüşmesine aldırmıyoruz; dünyanın diğer tehlikeli atıkları gibi plastik atıklarının da çöplüğü olmasına katlanıyoruz...” diyerek ülkemizi emperyalistlerin kullanımına ve iradesine teslim edilmesini mi öneriyorlar? Zeus Sunağı için önerdiklerinin mantıksal kökeni bu çünkü.

Çözüm: Derhal Abdülhamit zihniyetinden ve iktidarından kurtulmaktır! Cumhuriyetin kuruluş yıllarında neden doğal, kültürel yağmalar yaşanmadı? Cumhuriyetin yaptığı ilk işlerden biri değil midir Avrupa’ya arkeoloji eğitim için öğrenciler yollanması. Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal gibi nice arkeologları yetiştiren cumhuriyetini, doğasını, kültürel zenginliğini bütünüyle korumak zorundayız. Tıpkı Sefa Taşkın’nın yaptığı gibi hem Bergama’yı altın madeninden koruyacağız hem de Zeus Sunağını emperyalist Almanya’dan!

Sakın ‘korumayı beceremiyoruz’ demeyin. Iraklılar koruyamadıkları için mi Irak savaşının daha ilk dakikalarında o harika müzeleri yağmalandı? Almanlar koruyamadığı için mi Kızıl Ordu Berlin’e girince öncelikle Museum İnsel’deki Zeus Sunağını Moskova Puşkin Müzesine taşımaya başladı?

Kültür emperyalizminin marifetlerini görelim; hem tarihsel, kültürel varlıklarınızı çalar hem de sizi buna ikna eder. Üstelik köklerinizi de kaybeder yaşam alanlarınıza yabancılaşarak emperyalizme ardına kadar her konuda açarsınız.

Zeus Sunağının Bergama’ya geri getirilmesi anti emperyalist bir mücadeledir. Böyle anlaşıla...