Yaşadığımız coğrafyada yüzyıllardır halkın demokrasi diyebileceğimiz bir rejim görmediğini, ‘padişahlık, sultanlık’ adı altında ‘tek adam’ yönetimlerinin genlere işlediğini düşünürsek, günümüzde milyonlarca seçmene demokrasinin nasıl büyük bir ihtiyaç olduğunu anlatmanın zorluğunu da anlarız. Hele ki son 20 yılda da ‘tek adamlık’ dayatılmışsa!

Bu topraklara sadece Atatürk gerçekten demokrasi getirmek istemiş, yapmak istediklerini tam anlamıyla gerçekleştiremeden de ne yazık ki sonsuzluğa yol almış… Ama Atatürk akıllarda hep ‘kurtarıcı’ olarak kalmış. Evet, ülkeyi istilacılardan kurtarmış ama sonrasında asıl yapmak istediğini yani ümmeti, millete dönüştürmek ve demokrasiyi her anlamda tesis etmekle ilgili çabalarına ömrü vefa etmemiş. Yobazlar, din tacirleri, ülkeyi yine ‘tek adamlara mahkum etmek isteyen zihniyetler’ zaman içinde hortlamış ve günümüzde nirvasına ulaşmış!

Bunları niye anlatıyorum, ülkeyi dibe vurduran tek adam rejimine karşı toplumda yine ‘kurtarıcı arayışı’ hali var, bunu görüyorum ve ‘değişen bir şey yok’ diye üzülüyorum. Muhalefetin adayı ‘kurtarıcı’ değil, olmayacak; bunu bilelim…

Ne var ki, muhalefetin tüm unsurları, ‘kim aday olacak’ sorusuna odaklanmış durumda. Evet, bu ucube sistemden kurtuluşun anahtarı öncelikle Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacak birinin aday yapılması. Bu noktada Sosyalist Güç Birliği, mevcut sistemin değişmesi için pozisyon alacağını açıkladı, altılı masa da uzlaşma noktasında daha ileri adımlar atıyor. Bunlar olumlu elbette ama sonuçta öyle birini seçeceğiz ki, o isim ‘başkanlık yani tek adam yetkilerini kullanarak’ ülkeyi ucube sistemden kurtarmanın yolunu açacak! Böyle bir ironi yani…

Dönelim yine adaylık meselesine… Ne yazık ki konu burada kilitleniyor; oysa seçmen milletvekillerini de seçecek ama lafını eden yok! Altılı masadan aday Kılıçdaroğlu mu çıkar, başkası mı? Bu eksende dönüp duruluyor. Temel Karamollaoğlu da ‘itirazımız olmaz’ diyerek CHP liderine yeşil ışık yakıyor ama acaba Kılıçdaroğlu önceki haftalarda yazdığım gibi ‘paratoner’ mi yoksa gerçekten adım adım adaylığa mı gidiyor? Kafalar karışık…

Kulislerde farklı isimler de konuşuluyor elbette. Sadece İmamoğlu ve Yavaş değil… Halen CHP milletvekili olan İlhan Kesici’nin de adı dillendiriliyor. Kendisini geçmiş yıllardan iyi tanırım, çok iyi yetişmiş biridir, donanımlıdır, demokrattır, inançlıdır, hitabeti kuvvetlidir… Sivas’ın Zara ilçesi doğumludur ve o coğrafyaya yakın bir isimdir. Geçmişinde de DPT Müsteşarlığı ve ANAP ile DYP de vardır.

Yani geniş bir yelpazeye hitap edebilecek potansiyel ve donanımdadır. Ne var ki, geçmişte de kendisine siyasette yeni kapılar açılmış ancak fazla garantici olduğu için önünde duran trenlere binmeyip beklemiş biridir. Şimdi de muhalefet adaylığının altın tepsi de kendisine sunulmasını mı bekliyor bilemem ama neticede adı anketlere giriyor şimdilik yukarılarda görünmüyor! Bu iş, tanınır, bilinir olmakla ilgili, neticede seçmen adını bildiği birine yönelecektir. Ve elbette, gençlerin tercihini de göz ardı etmemek gerekir…