İzmir binlerce yıldır, Batı Dünyası'na açılan kapı olarak ekonomik ve sosyal şehir özelliğini hep korumuştur. İklimi, coğrafi konumu ve tüm güzellikleriyle beraber tarihini şehrin tam ortasında yaşatan antik kenti Smyrna ile de şanslı bir şehirdir. Peki, şuan İzmir şanlı bir şehir mi? Malesef üvey, sümüklü! evlat muamelesi görmeye devam ediyor. İzmir’e bütçeden verilen pay yüzde 2, İzmir’den alınan vergi yüzde 10.

İhanet, tahribat ve rant simsarları utanmadan zavallı şehrimizin başına çökmüş. Güzel İzmir’imize kıyan kıyana. Oysa kentin binlerce yıllık tarihine baktığımızda görüyoruz ki, hiç umulmadık en umutsuz anlarda bile başarıya koşan şehir kimliği ile şans tanrıçası Tyche’nin (Okunuşu Tüke) koruması altında imiş.

Okeonos’un kızı Yunan mitolojisinde tesadüf tanrıçasıydı. Antik buluntularda kimi zaman bereket boynuzu ya da bir gemi dümeni tutmuş olarak tasvir edilirdi. İ.Ö 204'de tarihçi filozof Polybios: “Tyche dünyadaki tüm olayları tek bir yöne sevk edip aynı amaca yöneltti.”derken Roma’nın üstünlüğünü talihe bağlıyordu. Zamanın ruhu sayesinde bu devlet, 53 yıllık tarihinde dünyanın başına geçmiştir. Carl Orf’un ünlü bestesi Carmina Buruna'daki coşkulu haykırış, o ilahi talihe methiyedir.

Tyche verdiğini yeniden verir ya da alır. Talihi çevirir. Türkçemizde “Şans eseri”, “tesadüfen”e “feleğin çemberi” deyivermişiz. Felek-ûl burûc veya dairet'ul burûc burçlar kuşağının ortasından geçen daireyi düzlemi belirtir. Bir zamanlar bu farazi düzlem sayesinde enlem ve boylam koordinatları da hesaplanabiliyordu.

Zamanın ve mekanın iç içe geçtiği bu ilişki sayesinde, antik çağda ” feleğin çemberi”nden geçmek bilimsel bir bakış açısı olabilir miydi?

İzmir’in Tyche’sine ilk kez “İzmir Masalları” adlı radyo programımı hazırlarken, konuğumla tanışmak için gittiğim ofisinde rastladım.

Sanırım “kader” dediğimiz şey olaylar silsilesinin kırılmaz zinciridir. Oysa “talih” olarak bu silsilenin dümenini kendi lehimize olacak şekilde çevirmek doğru olanı ve bu mümkün. Hatta bu İslamiyet öğretisinde de "Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık" şeklinde ifade bulmuştur.

Yavuz Tatiş’in 75 adet tarihi İzmir sikkesine elimde büyüteçle bakmaya başladığımda sanki Tyche'de elinde dümeniyle beni selamlıyordu. Gördüğüm en sofistike ve gizemli Smyrna sikkesiydi.

Third century A.D, CMYP I NE ΕΠΕΠ IKTHTOY

İ.Ö Üçüncü yüzyıl Tyche, ayakta Tetrastyle'in ( ön cephesi dört sütunlu Antik Yunan tapınak) içinde bir elinde dümen, diğer elinde bereket boynuzu tutuyor.

Bu sikkede Tyche'nin başlığı çok net görülmese de Smyrna sikkelerinde kule taçlı olarak tasvir edilmektedir. Bu şehrin kaderini elinde tutan kader tanrıçası Tyche' nin daima başına giydiği taç olup, şehri temsil eden Amazon kılığında tasvir edilmektedir. Ayrıca kale taçlı Afrodit'in tasvir edildiği paralar mevcuttur.

Efsaneye göre yeryüzüne gönderilmeden önce bütün ruhlar Tanrıça Tyche'nin önüne serpiştirdiği iplerden birini seçermiş. O ipin bir ucu Tyche'de, yeryüzüne inerlermiş. Ölüm anında irademizle seçtiğimiz ip koparmış.

"Kaderin ağlarını örmesi", karşılaşılması çok zor durumların gerçekleşmesi halinde kullanılan bir tabir. Mutlu yaşamanın çok zor olduğu günümüzde, İskender'in rüyasında gördüğü mutlu insanların yaşadığı şehrin kehanetinde tanrıça Tyche'nin iğle ördüğü iplere kattığı mutluluk tohumu olabilir mi? Antik çağda kader tanrıçası hayatımızı bizim için ilmik ilmik hazırlarken, irademizle önündeki iplerden birini seçip, ipimizin kesildiği güne kadar ona dua etme sebebimiz neydi? Kenti koruma refleksinin binlerce yıldır kuşaktan kuşağa aktarılması kule taçlı tanrıça inacımızdan olsa gerek.

Smyrna sikkelerine baktıkça büyülenmeye devam ediyordum.

Özellikle bu Smyrna sikkesini gördüğümde ilk aklıma gelen soru şuydu: Tyche'nin tacında ki kuleler Kadife Kale'nin burçları mı? Yoksa bir başka kalenin mi? Antik kayıtlarda rastlamadım ama tahminim, körfezin ortasındaki kalenin burçları. Bir zamanlar Atatürk heykelinin bulunduğu yer iç körfezdi. Agora'ya kadar uzanan denizi bu görkemli kale koruyordu. Deniz Kale'yi zapt eden Emir Timur'un Kadife Kale'yi de fethettiğini biliyoruz.

İ.Ö ikinci yüzyıl. Kuleli Tyhke Büstü.

Amazon Kraliçesi SMYRNA ve Kader Tanrıçası TYCHE

Amazonların Anadolu'daki varlığı, mitolojiye katkıları salt efsane ya da masal değildir.

Anadolu kaynaklı efsanelerin hemen hepsi olmuş olayları yansıtır, yaşamış kişileri konu alır. Bu yüzdendir ki gerçek payı vardır ve tarihsel bir nitelik taşırlar. İzlerine destanlarda olduğu kadar, tarihçilerin ve coğrafyacıların eserlerinde rastlamamız bunu kanıtlar. Amazonlar bu gerçeğin en belirgin örneğidir, çünkü efsaneleri yalnız bir olayı değil, bütün bir düzeni dile getirir. Amazonlardan bahseden en eski kaynak, Homeros'tur. Altın postu aramaya çıkan Argonautlar kuzey ırkıydı ve nehirlilerle güneye inmişlerdi. Kadın savaşçılarla karşılaşanlar da onlardı. Amazonlar tarih öncesi çağlarda Batı Anadolu'ya yayıldıktan sonra Yunanistan'a dek gittikleri ve Atina önlerinde savaştıkları bilinmektedir. Hatta Galatya'daki Ankyra (Bugünkü başkent Ankara) şehrinin Roma dönemi birçok sikkesinde amazon figürleri görülmektedir. Amazonlar ok ve yaydan başka özellikle labrys veya bipennis diye adlandırılan iki ağızlı balta ile resim paletine benzeyen bir kalkan taşımaktaydılar. Kurdukları şehirler ticari kolonilerdi ve hepsi deniz kıyısındaydı. Çünkü bu kadınlar iyi de denizciydi. Tıpkı Argonautlar gibi kuzey ırkıydı ve nehirlerle güneye inmişlerdi. Belki de kuzeyden gelirken şans ve kader tanrıçası Tyche'yi de yanlarında getirmişlerdi.

CMYP (NAI) ΟΜΌΝΟΙΑ ΠΕΡINΦI EΠ MENEKAEOYC

Smyrnalı Amazon ile Perinthoslu Tike ayakta yüz yüze. Her ikisi de kule taçlı. Homonoia için ellerini sallayarak tokalaşıyorlar. (Antik çağda iki kent arasında yapılan anlaşmaya Homonoia denir. Bu anlaşmayı yapmış kentlerin isimleri bastıkları sikkelerde birlikte anılmaktadır). Amazon Kraliçesinin elinde çift başlı balta Perinthoslu Tycke nin elinde dümen tutuyor. Her ikisinin ayakları geminin ön kısmı olan pruvada.

İzmir 40 uygarlığa ev sahipliği yapmış şanslı bir kent. İzmir'in antik kentleri, antik çağın başkentleri olmuş. İlkler şehri Smyrna insanlık tarihine ismini altın harflerle yazdırmış. Şans unsuru, İzmir'de kurulmuş olan antik kentlerin sembolü olmuş. Bu duruma ilişkin tarihi önemli bir kanıt, bu sikkenin üzerine resmedilmiş.

İzmir hakkını geri istiyor. Ödediği vergi oranında merkezi yatırımlardan pay almak, Türkiye'nin üçüncü en büyük ekonomi şehri ünvanını korumak, kaliteli yaşayan, huzurlu, mutlu İzmirli olarak kalmak istiyor.

Pruva'da iki kutsal kadın, göz kamaştırıyor.

"Gök çakınca pruvadaki gemici: Oradalar! diye gösterdi." (Halikarnas Balıkçısı).

Bu sikkelere bakarken gözümdeki ışık da haykırıyor.:

O kadınlar o güzelim gemilere binip SMYRNA'ya geldiler.

Geldikten ve bu büyülü havayı içlerine çektikten sonra da asla gitmediler.

Buradalar! İzmir kadının özgür ruhlarında yaşıyorlar.