Çok uzak değil… Hatırlar mısınız, bilmem! Bundan 20 sene önce bugün metronun gittiği hat üzerinde bir tren yolu vardı. Bu tren yolunun ilk durağı Çiğli’ydi. Sabah erkenden memuru, işçisi, ev hanımı, öğrencisiyle dolmaya başlayan, o kömürle çalışan kara tren; sırasıyla eski Şemikler, Nergiz, Karşıyaka, Bayraklı hattı üzerinde insanları umutlarına taşırdı. Trenle yolculuk etmek ayrı bir keyifti.

Tren memuru düdüğü çalınca, insan sesi de tren sesine karışırken sanki kimse kimseye yabancı olmazdı. Gevrekçi bildiğimiz gevrekçi, Karşıyaka Maliyesi’nde çalışan Niyazi memur, aynı memur, öğrenci aynı öğrenci, işçi Ayşe yine işçi Ayşe’ydi.

Üstelik bu trene ekonomik seviyesi yüksek olan insanlar da binerdi. Onların da hiç farkı olmazdı diğerlerinden. Herkes bir aradaydı; kimsenin farkı yoktu birbirinden.

Neden mi? Çünkü bir bakış bir davranış, bir sözle farklı gibi göründeler de aslında zihniyet açısından herkes birbirine çok benzerdi; çoğunlukla Cumhuriyetçi, çağdaş, laik bakış açısına sahipti.

Şimdi de öyleyiz bana göre. Bu birbirine bağlı güçlü ve dinamik yapının farkında olan zihniyet, ne yazık ki 2008 ‘de bu güzel duraklardan Bayraklı’yı Karşıyaka’dan ayırdı.

Zannedildi ki Bayraklı Karşıyaka’dan ayrılınca oyların niteliği de değişecekti. Tabi kazın ayağı öyle değildi.2009‘dan itibaren yapılan seçimlerde o tren hattının cumhuriyetçi, laik, çağdaş insanı ne yaparlarsa yapsınlar, CHP’li belediyelere oy vererek bu ayrıştırmacı zihniyet karşısında güçlü tavrını sergiledi.

Tabi ki bu başarıda CHP’li Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın, ilçe Başkanı Cemalettin Alper’in ve birçok üyenin tabana kadar inen çalışmaları; güçlü, saygılı kişilikleri çok etkili oldu.

Yani o trenin yolcuları makarna ve kömürle kandırılamadı. Bayraklı oldum olası beni şaşırtmıştır. Bazılarının köy dediği İzmir’de göç almasına ve değişen kent yapısına rağmen değişmeyen cumhuriyetçi, çağdaş ve laik yapısı vardır bu ilçenin. Cumhuriyet Döneminde 1920’li yıllarda 475 nüfuslu bir mahalle olan Bayraklı, günümüzde 310 bini aşan nüfusuyla ve yirmi üç mahallesiyle siyasi, ekonomik, kültürel anlamda en güçlü ilçelerimizden biri. Belediye başkanı Hasan Karabağ’ın ve ekibinin, CHP’li yöneticilerin çalışmalarıyla bu gücü daha da artıyor! Güç artıyor artmasına da şimdilerde bir kaşık suda fırtına koparanlar da var. En küçük bir şeyde üzülerek söylüyorum ki yine CHP ’Lİ arkadaşlar kendi partili Belediye Başkanına haksız ve olumsuz eleştirilerde bulunuyorlar.

Elbette eleştiriler olmalı; ama eleştiriler iyi, güzel şeylerin önünü açmalı! Sosyal medya ve basında kendi tarafından birine yapılan bu eleştirilerin yüz yüze ve dostane şekilde yapılmasının parti içi demokrasi adına daha etkili ve yapıcı olacağına inanıyorum!

Başkanlık sistemi, anayasa değişikliği; sosyal adaletsizlik zaten fitili ateşlenememiş dinamit gibi altımızdayken daha önemli konulara odaklanmamızın daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Hani diyorum ki tavrımız aynı trenin yolcuları gibi olmalı. Trenden önüne geleni atmaya çalışırsan bu tren tek kişiyle mi durağa varacak?

Sen en iyisi mi her aklına estiğinde bu treni yavaşlatma, önünü kesme!

Tren zaten varacağı yere bir gün varacak!