Mehmet Fatih Maçoğlu…

Nam-ı değer Komünist Başkan. Türkiye O’nu Ovacık Belediye Başkanı olduğunda tanıdı. Tunceli’nin güzel ilçesinde bu zamana kadar herkesin yapabileceği ama kimsenin yapmadığı işlere imza attı. Bildiğimiz belediye başkanı kalıpları dışına çıktı ve “Bir ilçe nasıl kalkınır” hem kitabını yazdı hem de dersini verdi. Bugün İzmir dahil ülkenin birçok yerinde satış ofisleri olan Ovacık Doğal Ürünler Kooperatifi ile çiftçinin en büyük destekçisi ve yoldaşı oldu. Şu anda Türkiye’nin tarım politikalarına ilaç olacak nitelikteki çalışmalar köylünün emeği ve kazancı üzerine kurulu. Tohumu ve mazotu belediye veriyor. Çiftçi ürünü tarladan kaldırıyor. Belediye çiftçi adına mahsulü satıyor. Değeri üzerinden işlem görüyor, aracılar devreden çıkarılıyor. Klasik kooperatif mantığı devreye giriyor. Belediye bu işten para kazanmıyor mu? Evet belediye de para kazanıyor. Kazanılan paralar yöre çocukları için eğitim bursu oluyor. Küçük modelli ekonomik sosyal kalkınma örneği…

EFSANE BAŞKAN OLMAK İÇİN ŞANS VAR!

Bulunduğun kenti, ilçeyi kökten değiştiriyorsan efsane belediye başkanı oluyorsun. Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen gibi… Türkiye’nin birçok yerinde efsane belediye olmak için yeteri kadar eksiklik var. Hatta İzmir’de bile. Maçoğlu'nu, efsane yapan Tunceli’nin içinde bulunduğu durum. Maçoğlu, İzmir Karşıyaka’da belediye başkanlığı yapsaydı sanırım ne komünistliği bir işe yarardı -belki de başına bela olurdu- ne de efsane olup Türkiye ve dünyada bu kadar ilgi görürdü. Evet çalışkanlığı, ilkeli duruşu, vicdanlı ve adaletli olması, kendine şehrine adaması yadsınamaz. Ama bu özelliklerin tüm belediye başkanlarında olması gerekmiyor mu? İşin özeti, topaklarımız efsane belediye başkanları yetiştirmeye müsait… İzmir’de alt yapı sorununu çözen efsane başkan olur. Gerçek anlamda, kentsel dönüşümü gerçekleştiren efsane başkan olur.

Maçoğlu’nu efsane yapan sadece tarımda yaptıkları değil. Kentte ulaşım ücretsiz. Su, sudan ucuz, indirimli. Kayyumdan aldığı belediyede 2 yılda 40 milyon borçtan 20 milyonunu ödemiş. Makam arabası kullanmıyor. Temsil gideri yok. Harcırah almıyor. Belediye işi için gittiği Ankara’da belediyenin parasıyla otelde kalmıyor. Tanıdıkların evinde misafir oluyor. Çok konuşulan kamuda tasarrufun örneklerini veriyor.  Sözcü Gazetesi’ne verdiği bir röportaj işin mantığını özetliyor: "İhale bedeli 1 milyon 250 bin lira. 600-700 metre uzunluğunda bir yol ve 4-5 bin metrekare alanda bir yeşillendirme ve bu çalışma ortalama üç dört haftada yapılacak bir çalışma iken biz halka çağrı yaparak bu çalışmayı iki gün içerisinde yapmayı başardık. Halk kendi öz emeği ve alın teriyle kendi gücünü ortaya koydu. 300-350 bin liralık bir giderle 900 bin liralık bir gelir elde ettik. “

Son cümle: “Yapılmayanları yapmak sizi efsane başkan yapar. Yeni efsaneler için zemin müsait…”