İZM İzmir’in kısaltılmışından da hatta bir ideolojiden de öte. Ünlü düşünür Cemil Meriç "İZM'ler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir" der. Hah işte bizim tarifimize oldukça yakın. İZM bir öğreti. Şehrimize giydirilmiş, yapıştırılmaya çalışılan zorlama bir imaj! çalışmalarına inat bir karşı duruş. Bu her zaman uç olan, genelde başa bela olan ideolojik harfler topluluğuna İZM’e biz bir de İRONİ ekledik. Bizimkisi  İZM-İRONİ. Derler ki İzm’ler algılarımızı, kavrayışlarımızı ve erişlerimizi kısırlaştırırlar. İşte İroni kelimesinden bu yüzden yardım aldık. Yazılarımızda ironinin rahatsız ediciliğini kullanacağız. İzmir’in binlerce yıllık tarihini günümüze yansımalarını irdelerken okuyucuya hep rahatsız edici sorular sorucağız.

Benim içimde sadece şehir ve insan var. Yaşadığım şehrin ne gibi kimliklerinin  olduğunu bilmek var.

Hep birlikte bize dayatılan her şeyi reddetmek, tüm sıfatlardan soyunmak, yeni tutumlar takınmak mümkün.

İzmir tarihi, en azından birey olarak esaretten kurtulmak için bir umut olacak.

Tarihten gelen mesajları günümüze ulaştırmanın tam zamanı.

2150 yıl önce İzmir'in Bargama ilçesinde yaşananlar tarihe geçti. Nasıl mı? Bir diktatörün çılgınlığını öldükten sonra da devam ettirmesiyle ve insanlık tarihin ilk devrimci isyanıyla. Bu ünvan Spartaküs dediğinizi işitir gibi oldum. Aman ha! bekleyin yazım henüz bitmedi.

Bu ilginç olay; öyle sıradışıydı ki, sırları ve tartışmalarıyla binlerce yıldır konuşulmaya devam ediyor.

Pergamon (Bergama) Kralı III. Attalos

Pergamon (Bergama) Kralı III. Attalos

Pergamon (Bergama) Kralı III. Attalos, M.Ö. 133 yılında, ardından halef bırakmadan,  öldüğünde ortaya vasiyeti çıkmıştı! Bu sözde vasiyetnamede, “Roma halkı mülkümün varisi olacaktır” diye yazıyordu. Koskoca Bergama Krallığı bir parşömen parçasıyla Roma İmaparatorluğu'nun kölesi haline getiriliyordu.
Bu belgenin düzmece olduğu ile ilgili tarihçiler net bir açıklama yapamadılar. Büyük bir ihtimalle bu belge gerçek olmasa gerekir. Yergilerini diolog tarzında yazan pek ünlü Romalı Şair Horotio  alay edenler arasındaydı. Ülke yöneticisi vasiyatnamesinde halkını ve topraklarını bir imparatorluğa devretmiş olmasının akla uygunluğu sözkonusu değildi.
 Bazı tarihçiler, ülkesini güçlü Roma’ya emanet etmek istediği için bu yolu seçtiğini yazar. Romalı Tarihçi Sallustius ise bu vasiyetin, Pontos Kralı Mithridates’in, Anadolu’yu Roma’ya karşı ayaklandırmak için gizlice yazdırdığı bir mektuptan kaynaklandığı görüşünü ileri sürer.
Cinnet halinde olan bir kral bu halet-i ruhiye içersindeyken nasıl  vasiyatname yazdırabilmişti? Troya’dan Attalia’ya (Antalya) kadar, Anadolu’nun en hareketli ve bereketli toprakları, kralın kendi “mülkü” sayılabilir mi?

Pergamon (Bergama Antik Kenti)

İLK KÖLE İSYANI ROMA'DA DEĞİL BERGAMA'DA ÇIKTI

Bir çoğumuz (M.Ö) 73 yılında, Roma’da çıkan Spartaküs liderliğinde köle ayaklanması ezbere biliriz.  Galya’dan getirilip, Roma’da gladyatör olarak kullanılan Spartakus (Spartacus) adındaki köle; muhafızların dalgınlığından yararlanıp firar eder; 60 kadar köle gladyatör onunla birlikte kaçar. Olay çabucak duyulur ve sahiplerini öldürüp katılanlarla birlikte “Spartakus ordusu”nun mevcudu çoğalır.

Spartaküs kendisinden 100 yıl önce  yaşamış Anadolulu Aristonikos'tan esinlenmiş olabilir mi?

Bilindiği gibi bu savaşlar sonunda Spartakus güçlerinden 30 bin kişi öldürülür; bunlardan 6 bin kadarı ibert-i alem için Roma cadde ve meydanlarda çarmığa gerilir. Böylece isyan bastırılmış olur ve bu olay sayısız romana ve filme konu olur.

Anadolulu Aristonikos'u ise özgürlük tarihinin ilk kahramanı olarak ne bir yerde okumuş ne bir yerde duymuşuzdur. Batının kültür emperyalizmini hoyratça dayatmasına, arkeoloji bilimini bile köken arayışına alet etmesine seyirci kalırız.

Hanımlar, Beyler! Spartaküs'ün İlk özgürlük bireycisi ünvanını ilkler şehri İzmir'in Bargamalı Aristnikos'una vermek gerek miyor mu?

Aristonikos, Roma İmparatorluğunu karşısına alan gladyatör Spartacus'ten ne farkı var. Mutlaka ki  onun adına yazılmış on binlerce kitap  sayısız Holywood filmi mi olması gerekiyor?

Bu vasiyatnamenin çıkışından sonra çıkan Bergama'da ki isyandan neden haberimiz yok? Bu tarihin ilk devrimci isyanınız kitaplara girme zamanı gelmedi mi?
Herkes tarafından malum olduğu üzere  Aristonikos isyanı Bergama’da ise şöyle ceyran etti:
Son kral 3. Attolos'un ölümünden sonra çıka(rıla)n vasiyet üzerine Roma, Anadolu’nun en stratejik ve zengin topraklarına el koymaya kalkıştı.
Tam bu sırada, bir önceki Pergamon Kralı Attalos II.’nin Efesli bir dansözden evlilik dışı oğlu Aristonikos ortaya çıktı. Bu genç, deyim yerindeyse; “Pergamon ölen kralın babasının malı mıymış?” diyerek Roma’ya karşı isyan bayrağını açtı.

Aristonikos, tüm kölelere özgürlük ve toprak verileceği, herkesin kardeşlik ve eşitlik içinde yaşayacağı bir ülke söylemiyle kitleleri harekete geçirdi.

                           Aristonikos

İlkçağın komünist kuramcısı Blosius’un öğretisini izledi; kendisine katılan kölelere özgürlük bağışlayacağını, kuracağı ülkeye Heliopolis (Güneş Kenti) adını vereceğini ilan etti. Bu mücadeleye katılanlara da Heliopolit ''Güneş ülkesi halkı'' ismini verdi.Yalnız Bergama krallığından değil, Anadolu’nun ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinden köleler akın akın Aristonikos’a katıldı. Bu, tam bir özgürlük savaşımıydı.
“Zincirlerinden başka yitirecek şeyleri olmayan” köleler, ayaklanmayı bastırmaya gelen Roma kuvvetlerine karşı koydular.
Böylelikle, Dünya tarihinin ilk özgürlüğe kavuşmuş köleler devleti kurulmasına ramak kaldı ki, Malesef; Roma ordusunun baskınına uğradı; birkaç adamıyla Phrgyia (Frigya) Stratonekeia’sına sığındı. Orada açlık ve susuzluktan teslim olmak zorunda kaldı. Roma’ya götürülerek idam edildi.
İlkçağ ekonomisi konusunda dünyanın en büyük otoritesi kabul edilen Prof. Rostovtzeff, Aristonikos hareketini, tarihin ilk sosyalist devrim girişimi olarak kabul etmektedir. Bu hareket başarıya ulaşmış olsa idi tarihte kurulan ilk sosyal devlet modeli de bu coğrafyada uygulanacak, ezilen, sömürülen ve parayla alınıp satılan insanlar için bir rol model olacaktı.
Hemen bütün dünya gibi, bizler de Spartakus köle ayaklanmasını göklere çıkarırken, ülkemizde gerçekleşmiş ileri hareketi bilmiyor ya da önemsemiyoruz.
Hani derler ya; Kendini zengin hissetmenin yolu sahip olunanlara gerçek değerinin verilmesidir aslında.

İnsan elindekilerin değerini bilerek mutlu olur. İzmir  sahip olduklarının kıymetini irdeleyerek kimliğini bulur. İzmir insanında özgürlük bir tutku halindedir. Bu nedenle İzmir insanı her türlü diktatoryorel dayatmaya tahamülsüzdür. Onun bu karakteristik özelliğinde Aristoniskos isyanın izleri var.

İzmir; Güneş Ülkesi insanın özgürlük, eşitlik, adalet gibi değerleri sürekli arayışının simgesidir. Şimdi, bizlere unutturulan kendi tarihimizi hatırlama zamanı.

Hayat; acı gülüşünde saklı Aristonikos!

Köle doğmak mühürlensede yüreğine

Adın, zincirleri kırmaktır Anadolu'da

Bak orada Özgürlük, kuşun kanadında...