Genç silah arkadaşlarım,

ne zaman göstereceksiniz mertliğinizi?

Sırt üstü yatıp pineklemekten

vazgeçmeyecek misiniz?

Ülkeniz savaş yüzünden kan ağlıyor da,

siz barış, barış diye

yan gelip ense yapıyorsunuz…”

MÖ 7. yüzyılda (728-660) yaşayan Efesli yurtsever şair Kallinos (Καλλῖνος), 675 yıllarında işgal edilen yurtları uğruna bir araya gelip savaşmaları için gençlere böyle seslenmiş.

Geçtiğimiz günlerde Efes Selçuk’un yüksek sırtlarından birinde bu kadim kente bakarken, Kallinos’un çağrısı geldi aklıma. ‘Gençler’, diyordu… ‘Ne zaman’, diye soruyordu…

Sadece İzmir’de değil tüm Türkiye’de, yaşamın her alanı neredeyse tüm yurttaşları boğarcasına kötüleşirken; dolar yükselirken, fiyatlar artarken, ücretler erirken, faturalar şişerken, kadınlar öldürülürken, askerler hayatını kaybederken, gençler işsizlik ve yoksullukla sınanırken Kallinos aynı topraklardan nasıl seslenirdi gençlere?

Bugünlerde ülkemiz yeni bir yol arıyor. 19 yıllık AKP iktidarının enkaza çevirdiği Türkiye’de herkes artık bu kleptokratik güruhtan kurtulmayı ve rahatlamayı bekliyor.  ‘Gidecekler’ diyoruz birbirimize. Araştırma şirketlerinin anketleri her geçen gün eridiklerini doğruluyor. Farklı toplumsal kesimlerden yurttaşlar sokaklarda “yeter artık” diyor, “ben bunlardan vazgeçtim, daha da oy vermem” diyor.

Ya siyaset dünyası? Muhalefet kendinden emin, her parçası her gün yeni açıklamlarla iktidara aday olduklarını açıklıyor.  Muhalefette, kimse kimsenin kuyruğuna basmadan ama bazen usul usul bazen de alttan dirsekle ittirerek kendine daha fazla alan açmaya çalışıyor. Büyük muhalefet cephesinde kimse oyunu bozan olmak istemiyor, muhalefetin birliğini mecburen gözetiyor.

İktidar ittifakı ise gittikçe ses kısılan, kendine güvenmeyen ve artık makul zihinlere hiç bir anlam ifade etmeyen ezberleri tekrarlıyor.sorunları büyütüyor, çözüm üretemiyor. Sanki kendisini iktidarı kaybedeceği çok da uzak olmayan günlere hazırlıyor…

Muhalefet iktidar olmak istiyor, iktidar yenilgiye hazırlanıyor; ama olası iktidar değişikliğinin ardından Türkiye’yi kimin nasıl yöneteceği bilinmiyor. Erdoğan’dan ve kurarken çökerttiği rejiminden kurtulmak, ortaklaşılan tek amaç olmuş; sonrasını nasıl olsa aramızda hallederiz, deniyor.

İşte böyle bir ahvalde, milyonlarca yurttaş Cumhuriyet’i kutladı; sokaklarda, törenlerde, meydanlarda. Sahiden neyi kutladık biz? 98 yaşındaki Cumhuriyet artık yok aslında; öldü, öldürdüler. Şimdi Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına sadece iki yıl kalmışken; artık kutlamanın değil yeni bir kuruluşun derdine düşmeliyiz.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında; eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve barış için emekçi halklar tarafından yönetilen demokratik ve laik bir Cumhuriyeti siyasi ittifaklar rekabetiyle değil, ancak kendi kaderini eline almış gençler ve her yaştan yurttaşın siyasete doğrudan katılımı talep etmesiyle kurabiliriz.

Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istediğimizi sokaklarda, meydanlarda, sosyal medyada yüksek sesle duyurmanın zamanıdır; taleplerimizi yükseltmenin ve istediğimiz geleceği çağırmanın zamanıdır, hem de tam zamanı…

Efesli yurtsever şair Kallinos sesleniyor yüksek bir tepeden Efes Selçuk’a, İzmir’e ve tüm Türkiye’ye:

Genç arkadaşlarım,

Daha ne kadar kenardan izleyeceksiniz yaşamı

Ve kendi geleceğinizin başkalarınca tayin edilmesini

Kendi kaderinizi kendinizin tayin etmenin zamanıdır

Nasıl bir ülkede yaşamak istediğinizi haykırmanın

Geleceği çağırmanın zamanıdır, kendi geleceğinizi…