Agamemnon, güzeller güzeli eşini bir Çanakkaleliye, Paris’e kaptırdıktan sonra, Yunanistan külliyen savaş açar Truva’ya bilirsiniz. Truva Savaşı’nın pek de ilgi çekici olmayan yerinde, yani savaş sonrasında başlıyor öykümüz.

Truva, uğursuz ayakların altında, kalleş bir oyunla yakılıp yıkıldıktan sonra, Agamemnon’un ordusu, Yunanistan’a geri dönmek ister. Fakat çok fazla yaralısı vardır ordunun ve bu halde geriye götürmek birçok ölüme neden olacaktır. Agamemnon, Ege’yi bilen bir kahine danışır, kahin askerlerin iyileşmeleri için, şu an Balçova’daki kaplıcalara gönderir. Binlerce asker kaplıcalarda yaralarının hızlıca kapandığını ve yola çabucak hazır olduklarını fark ederler. Böylelikle kaplıcaların namı etrafa yayılır. Zaten çok daha önceleri Amasyalı tarihçi Strabon’un bile bahsettiği bu şifalı kaplıcalar, Agamemnon’un ordusu nedeniyle onun ismiyle anılmaya başlar.

İzmir ve etrafının geçirdiği kaotik Ortaçağ’dan sonra ancak 1763 yılında Fransız araştırmacı Elfond Mil, kitaplarda bahsedilen şifalı Agamemnon’un burada olduğunu yazar. Tam da o sıralarda, Anadolu’yu kalkındırma politikasına başlayan Osmanlı, kaplıcaların olduğu yere çeşitli tesisler yapar.

Cumhuriyetle birlikte de şanı devam eder Agamemnon’un, şahsi geçmişimde bile onlarca düğün, onlarca davet, kutlama hep burada olmuştur. İzmirliyim diyen birisinin net bildiği bir şeydir Agamemnon isminin kaplıca manasına gelmesi.

Geçtiğimiz hafta sonu, belli ki İzmir ile alakası olmayan veya İzmir’e geçtiğimiz ay göç etmiş ve henüz İzmir’i öğrenmeye vakti olmayan birileri, bir kaç sene evvel yaptırılan ve İzmirlilerin güzel hatıraları olan bir yerin, Agamemnon’un adı verilen bir mavnanın Yunan Generali yüzünden verildiğini söyledi. Her şeyin ötesinde bir İzmirli için gerçekten utanç verici bir tavır bu şayet İzmirliyse. 2500 senedir şifa dağıtan bir merkezi, İzmir’e ait bir merkezi bilmeden böyle şeyler söylemek, komik değilse bile net utanç verici. Belli ki İzmir’de hiç bir düğüne gitmemişler, hiç bir sünnete katılmamışlar, hiç bir mezuniyette mutluluğa ortak olmamışlar ki öğrenmeye vakitleri olmamış Agamemnon kaplıcalarının ismini.

Tüm bunların ötesinde, eğer böyle bir hassasiyetiniz varsa, Timur’un komutanı Esenboğa’yı ne yapmalı, sadece üç beş turist çekmek için Çanakkale’nin orta yerine konan Truva Atını ne yapmalı?

Velhasıl eğer ki birilerini eleştirecekseniz, eğer ki birilerine laf atacaksanız ve bunu İzmir’e ait bir değer üzerinden anlatacaksanız, önce İzmir hakkında iki üç bilgi edinmeniz gerekiyor. En azından gülünç hale düşmemek için. Ufak bir tüyo vermek, eğitimizine katkı vermek isterim. Kumru bir hayvan değil ve biz kumru yerken bir hayvanı yemiyoruz.