Bilinen en önemli başarısı (!) Fenerbahçe Orduevi önüne gidip generallerin FETÖ yargısına teslim edilmesini istemek olan bir şahıs, yapılacak anayasanın “yeniden kuruluş anayasası” olacağını duyurmuş. Yeniden yapmaya doyamadıkları Anayasa’nın artık toplumun ihtiyaçlarına cevap vermediğini söylemişler. 18 yıl boyunca defalarca Anayasa değişikliği yapan siyasi iktidarın hala “darbe anayasası, vesayet” laflarıyla toplumun önüne çıkabiliyor olması hazin. Sorunlarımıza çözüm olacağı, yetkiyi alan “kardeşimizin, faizle şunla bunla nasıl mücadele ettiğinin” görüleceği söylenen Anayasa değişikliklerinin derdimize derman olmadığı ortada.

Şimdi yapılmak istenen değişikliklerin hak ve özgürlüklerimizi arttırmayacağını, sorunlarımızı düzeltmeyeceğini bilmek için uzman olmaya da teklif metnini görmeye de gerek yok. Yaşanan Anayasa değişikliği tartışmasının asıl nedeninin Anayasa’ya göre yeniden aday olma imkânı olup olmadığı tartışmalı olan Erdoğan’ın yeniden aday olmasını ve Cumhurbaşkanı seçimini tek turlu hale getirerek yeniden seçilmesini sağlamak olduğu görülüyor. Fakat siyasi iktidarın Anayasa değişikliği yapmasının önünde üç engel bulunuyor.

İlk engel, koalisyon ortaklarının Anayasa değişikliği yapacak milletvekili sayısına sahip olmaması. Zira Anayasa değişikliğinin TBMM’de kabul edilmesi için üye tam sayısının beşte üçünün yani 360 milletvekilinin oyu gerekiyor. 360 milletvekilinin oy verdiği bir değişiklik halkoylaması sonucunda kabul edildiğinde yürürlüğe girebiliyor. Halkoylamasının gerekli olmayacağı değişiklik için ise 400 milletvekilinin onayı gerekli. Bugün için koalisyon ortaklarının sandalye sayısı 337 ve bu sayı Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulacak şekilde kabulü için gereken sayının bile altında. Bu nedenle Anayasa değişikliğinin yapılabilmesi için en az 23 milletvekilinin daha değişiklik için ikna veya transfer edilmesi ya da bir başka partiyle daha anlaşılması gerekiyor.

İkinci engel bizatihi koalisyonun yapısından ve kuruluş amacından kaynaklanıyor. Mevcut koalisyon büyük ortağın tek başına çoğunluk sağlayacak sayıya sahip olmadığı yani bir başka partinin desteğine ihtiyacı olduğu için kuruldu. Henüz dile getirilmiş olmasa da yapılmak istenen değişikliğin asıl amacı cumhurbaşkanlığı seçimini tek tura indirmek. Yani seçimde en yüksek oyu alan adayın yüzde elliyi geçip geçmediğine bakmaksızın seçilmiş sayılmasını kabul etmek. Böylesi bir değişiklik Ak Parti’nin küçük ortağından kurtulması, sadece kendi oylarına güvenerek seçime girebilmesi anlamına geliyor. Koalisyon ortaklığını artık gereksiz hale getirecek bir değişikliğe MHP’nin destek vermesi zor görünüyor.

Üçüncü engel olası halkoylamasından yüzde elliyi aşan destek almanın zorluğu. Halkın önüne getirilecek Anayasa değişikliğinde ne yazılırsa yazılsın yapılacak oylama Cumhurbaşkanının şahsının oylanması anlamına gelecektir. Böyle bir halkoylamasına gidip buradan yüzde elliden fazla evet oyu alamama riskinin üstlenilmesi zor görünüyor. Derinleşen ekonomik krizle birlikte azalan halk desteği bu zorluğu daha da büyütüyor.

Siyasi iktidar da bu engelleri mevcut koşullarla aşamayacağını biliyor. O nedenle kendisine yeni yollar yeni ittifaklar arıyor. Fakat siyasi muhalefetin de toplumsal muhalefetin de Anayasa değişikliğiyle kendi iktidarını güçlü ve sürekli kılmaktan başka bir amacı olmayan siyasi iktidarla konuşacak bir şeyi olmamalı.

Cumhuriyeti yıktığını sanıp kurucu Anayasa hayalleri görenlerin toplum tarafından silkelenerek uyandırılacağı günler yakındır. O günler geldiğinde adaleti, demokrasiyi, özgürlüğü sağlayan, birlikte üretip hakça bölüşen ve kardeşçe bir arada yaşamayı isteyen halkın Anayasası zaten yazılacaktır.