Serimizin ikinci kısmında bu hafta, hepinizin daha çok hâkim olduğu bir masal olan Kırmızı Başlıklı Kız huzurlarınızda, 23 Nisan’da büyüklere masallar tadında…

Bundan yıllar yıllar önce İç Anadolu’nun ortalarında yer alan Aksaray’da sevimli küçük bir kız yaşarmış. Annesi ’68 Kuşağı’ndan olduğu için bu kıza kırmızı bir başlık dikmiş ve halk arasında öyle tanınmaya başlamış bu minik kızımız. Güneş’in cinnet getirircesine bütün fotonlarını yerküreye fırlattığı bir gün annesi, “Benim güzel kızım, al şu bir tas çorbayı ve çörekleri, büyükannene götür. Kendisi artık işlerini yapamayacak kadar hasta siempre!” demiş. Eski dönemlerde gördüğü işkencelerden dolayı arada bu şekilde konuşabiliyormuş annesi. Kırmızı başlıklı kız annesinin verdiklerini almış ve ormanın içinden kestirme yolu kullanarak büyükannesine doğru gitmeye başlamış.

O sırada Kurt Ocakları’na kayıtlı olan kötü kalpli kurt, ormanın derinliklerinde arkadaşlarıyla birlikte toplantı yapıyorlarmış. “Hatasız bir vukuat nasıl olmalı?” adlı bu toplantı; geçen hafta kulaklarına çalınan, “Güvercinler ormanda birliği sağlayıp propaganda yapmışlar ve besin zincirinin adil olmadığını söylemişler. Hiyerarşimizi yıkacaklar!” şeklinde bir söylemden kaynaklı yapılmış. Uzun arayışlar sonucu birkaç kırlangıç bulup döven ve fotoğraflarını çekip sosyal medyadan “ya sev ya terqet!” yazıp paylaşan kurtlar, gelen cevaplardan sonra yanlış cinsten bir kuş dövdüklerini ancak anlamışlardı. Tam “ülkelerin bayraklarını doğru tanıyalım” maddesine gelindiğinde, telefonunu sessize almayı unutan kötü kalpli kurdun AhmetSafak_Yalnizkurt.mp3 melodisi ormanı inletmiş. Aldığı istihbarat sonrasında Kırmızı Başlıklı Kız’ın ormanın derinliklerine indiğini öğrenmiş. Yolunu kesmek için takım elbisesinin önünü ilikleyerek, sivri burunlu rugan ayakkabılarının altına giydiği beyaz çoraplarını ve üç arkadaşını yanına alarak izin isteyip toplantıdan ayrılmışlar.

Olan bitenlerden habersiz bir şekilde ormanda ilerleyen Kırmızı Başlıklı Kız; bir yandan Avusturya İşçi Marşı’nı söylüyor, diğer yandan da ağaçlara grev afişlerini asarak yoluna devam ediyormuş. Uzaktan kızı gören kurt, kısa Winston light paketinden tek dal sigarasını çıkarıp hızlıca iki nefes aldıktan sonra arkadaşına paslamış, bileğindeki tuğralı tesbih ve taşlı yüzüğü ile kızın önünü keserek, “Hayırdır? Sağa sola bi’şeyler yapıştırarak nereye gidiyon?” demiş. Kırmızı Başlıklı Kız önce kurdun tipine bakıp tereddüt etse de, “Büyükannem hasta. Ona bu yemekleri götürüyorum.” demiş. “Büyükannen nerede oturuyor? Ben yardımcı olurum istersen, buralar hep bizim!” diye teklifini sunmuş kurt. Kız, “Aksaray’da değil büyükannem, ormanın ilerisinde bahçeli bir ev var, orada.” deyince, “Bahçeli mi? Aksaray’a yakınlığıyla bilinir. Neyse, sen git o zaman!” der kötü kalpli kurt. “Bu ne saçma siyasi benzetme?” diye düşünmüş Kırmızı Başlıklı Kız ve yoluna devam etmiş.

Kurt, kızdan önce büyükannenin evine gitmiş ve soluk borusu çürürcesine kurumuş bir halde kapıyı kırıp büyükanneyi ekmeksiz yutmuş, çorap hariç kıyafetlerini değiştirip büyükanne kılığında yatağa uzanmış. Kızımız eve girdiğinde yatakta uzanan ve büyükannesi zannettiği kurdun görünüşünden işkillenmiş ve bazı sorular sormaya başlamış; “Neden dişlerin sapsarı büyükanne?”, “Sürekli çay-sigara yaptığım için”, “Neden yüzün asık büyükanne?”, “Sürekli racon kestiğim için”, “Neden beyaz çorapların var büyükanne?” dediğinde ise kurt cevap verememiş. Argümanı bittiğinde fiziksel müdahaleye başvuran her cahil gibi kızı tek lokmada yutuvermiş. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Ek Hizmet Binası’ndan saha görevine gönderilen bir çalışan ise seslerden bu durumu fark edip kulübenin içine girmiş. Karnı şişik kurdu hemen hastaneye götürüp sezaryen ile açıp içinden Kırmızı Başlıklı Kız’ı ve büyükannesini kurtarmışlar. Kurt ise acil servisten giriş yapmadığı için faturalandırılmış miktar ameliyat masrafı ile baş başa kalmış. Bir sonraki orman yerel seçimlerine kadar mutlu yaşamaya çalışmışlar.

Demek ki neymiş? Önemli bir sağlık sorunumuz olduğunda hastaneye girişleri acil servis üzerinden yaparsak ücret ödemiyormuşuz. Haftaya görüşmek umudu ile…