İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karantina’ya bir iskele bir de meydan yaptı. Meydanın adı da 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanı oldu. O zamanlarda o bölgede oturanlar meydana bu ismin verilmesine karşı çıkarak imza kampanyası düzenlediler ama meydanın adı değişmedi.

Bu yılın Şubat ayında Kemal Kılıçdaroğlu, Aziz Kocaoğlu, Sema Pekdaş, Tunç Soyer gibi belediye başkanlarıyla meydanın açılışı yapıldı.

Meydan çok enteresan bir meydan. Zira meydanda yürünmüyor. Düz bir yol tutturdunuz diyelim önünüze fıskiyeler, çim alan, taşlı yol, tramvay yolu çıkıyor. Eğriler çize çize yürüyebiliyorsunuz meydanda. Sonra meydanda yaz aylarında gölgesinde oturabileceğiniz bir alan yok.  Güneşin altında zeminin de ısınmasıyla kavruluyorsunuz. Tabi kışın da yağmur altında ıslanıyorsunuz. Sahilden meydana ulaşmak da mümkün değil. Bir garip meydan. Zamanında İzmir Şehir Plancıları Odası da karşı çıkmış meydana. Haklılar.

Meydanın iyi yanı Karantina İskelesi oldu. Ama onun da sefer sayısı çok az. Sabahları sadece 2 sefer var. Zaten tek gidiş, dönüşü yok. Alsancak’tan Karantina’ya gelmek isterseniz sefer yok. Hâlbuki Alsancak, Karantina / Mithatpaşa hattını kullanan çok yurttaş var. Seferler sıklaşsa, tramvayın ayakta bile yer bulunmayan sorununa ne güzel bir çözüm olur.

**

Son günlerde İzmir’de bir itibarsızlaşma politikası yürütülüyor. Sebebi de Pasaport’a yapılacak olan Zorlu Konak Gökdelen Projesi. Zorlu Konak yapılacağı yer itibariyle sıkışık bir alanda. Yapılacağı bölgede de şehrin tarihi ve kültürel mirasının bulunduğu önemli bir alan. Kemeraltı Mimar Kemalettin ve Alsancak Sevgi Yoluna uzanan bir aks üzerinde yer alıyor. Yakınında Saint Policarp ve Santa Maria Kiliseleri var. Bu yapılar özel konuma sahip tescilli yapılar.

Söz konusu proje ile Alsancak’taki baskı artacak ve kötü bir emsal olacak. Öngörülen yapı kitlesinin çok amaçlı kullanımı mevcut. AVM gibi ticari alanlar da olacak. E peki trafik ne olacak? Zorlu Konak’ta yaşayacaklar ve ticaret için gelenlerin yaratacağı trafik baskısı ne olacak?

İşin bir de kent silüeti konusu var. Gökdelenin yüksekliği muallâk. 42 katlı olacağı konuşuluyor. Yüksekliği ise 146 metre. Hilton’dan yüksek olacak ve Körfez’den kente baktığınızda Kadifekale’yi referans alırsanız, o yüksekliği ile abuk bir görüntüye sebep olacak. İnternetten projenin görsellerine bakmanızı öneririm. Bizde gazeteye birkaç kez manşet yaptık o görselleri kullanarak. Etrafında tarihi, estetik açıdan güzelim yapılar olan bir alana o gökdeleni koymak rahatsız ediyor.

AKP, İstanbul’da yıllar süren iktidarı boyunca öyle şeyler yaptı ki. Kentin güzelim silüetini bitirdiler. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘şahsı’ adına konuşarak şöyle demişti; “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.”

İzmir’in İstanbullaştırılması gibi bir söylem uzunca bir zamandır konuşuluyor. Ne yapalım, sermaye sahibini küstürmeyelim diye oraya buraya gökdelen dikilmesine, şehrin dokusunun bozulmasına göz mü yumalım?

Tunç Soyer, yerel seçim sürecinde projesi yok diye eleştirilmişti. O da projesi olmamasıyla ilgili güzel bir açıklama yapmıştı. Projeleri, başkan seçildiğinde kamuoyu katılımı ile gerçekleştireceğini söylemişti. Şimdiyse, tabiî ki kendi projesi değil, şehri birçok ihanetten kurtaran TMMOB’la ve gökdelene karşı çıkan yurttaşlarla karşı karşıya geliyor. TMMOB dün bir yazılı açıklama yayınladı. Yazıyı bu açıklama ile bitireceğim; “Bugünlerde gökdelen tartışmaları içerisinde eskiden dile getirilen ‘istemezükçü’ gibi sıfatların yeniden kamuoyu gündemine taşındığını üzülerek izliyoruz. Bu saatten sonra sadece kullanana zarar verecek olan bu tür yakıştırmaların, kent içi demokrasi anlayışına sığmadığını, kentimizi ilgilendiren konularda söz söylemek isteyenlerin bilim ve hukuk çerçevesinde bunu yapmalarının yanı sıra, demokrasi ve nezaket kurallarına uymaları gerekliliğini kamuoyunun bilgisine sunarız.”