Geçtiğimiz hafta İzmir’de kamuoyunun gözü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kentte düzenleyeceği basın toplantısındaydı.  İzmir Tabip Odası’nın geçtiğimiz günlerde İzmir’e ilişkin “günde 500 vaka var” açıklamaları, bakanın bu toplantıyı İzmir’de yapmasında etkili olmuştur, diye düşünüyorum. Ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İzmir için rakam vermedi, “İzmir’de yüzde 42’lik artış var” dedi.

Sağlık Bakanı’nın bu açıklamalarından ziyade basın toplantısına katılan kurumlar ve katıl(a)mayan kurumlar daha çok konuşuldu. Açıkçası doğru olanı da buydu. Zira bakanın basın toplantısını sadece Anadolu Ajansı, TRT, İhlas Haber Ajansı ve Demirören Haber Ajansı muhabirleri takip edebildi. Yerel basın ise pandemi gerekçesiyle basın toplantısına davet edilmedi. Eminim ki Sağlık Bakanı’na sorulacak çok sayıda soru vardı, oradan gelecek yanıtlar ve manşetler vardı.

 Yerel basına bu biçimde ambargo uygulanmasaydı da soru sorulsaydı ne olurdu peki? Doğru bilgi, kaynağından İzmirliler ile paylaşılmış olurdu. Salgına dair – eğer varsa – şehir efsaneleri, bilgi kirliliği ortadan kalkardı. Böyle olsaydı, biz de Sağlık Bakanı’nı alkışlardık.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın basın toplantısını gerçekleştirdiği saatlerde Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde ise farklı bir hareketlilik vardı. Pandemide hayatını kaybeden sağlık çalışanları için İzmir Tabip Odası, “Yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz” başlıklı bir anma düzenledi. Etkinlikler bir haftaya yayılmıştı ve tüm Türkiye’de de gerçekleşiyordu. Olağan koşullarda Sağlık Bakanı’nın bulunması gereken yer burası değil de neresi olabilir?Ancak olağan durumlar bu biçimde değildi.Gün içerisinde İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı ile gerçekleştirdiğim yayında kendisine “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın İzmir programında Tabip Odası’na ziyaret var mı?” sorusunu yöneltmiştim. Yanıt olumsuzdu. Oysa Sağlık Bakanı’nın uğraması gereken yelerden ilki İzmir Tabip Odası olmalıydı. Sayın bakana bu soruyu da sormayı isterdik. Ancak çok daha önemlisi Sağlık Bakanı, İzmir Tabip Odası’na bir ziyaret gerçekleştirmiş olsa biz yine kendisini alkışlardık. Madem basın toplantısına katılamadık ve sorumuzu soramadık, sorulacak çok soru da var. Ama ben buradan kendi sorumu sormuş olayım:

İktidarın ortağı olan partinin genel başkanının Türk Tabipler Birliği’ne yönelik hedef gösteren söylemleri hakkında sayın Bakan ne düşünüyor? İzmir’e geldiğinde İzmir Tabip Odası’na ziyaret gerçekleştirmemiş olmasının arka planında MHP Genel Başkanı’nın son günlerde yaptığı hedef gösteren açıklamalarının bir etkisi var mı?