Hurma Ağaçlarımızı Tahrip Eden Zararlı!

Bu yazıya başlarken niyetim hurma ağaçlarımızı ve palmiyelerimizi ölümüne tahrip eden; "istilacı" tür bir "bitki zararlısı" ile mücadele konusunda duyarlılık yükseltmek ve belediyelerin öncülüğünde, katılımcı bir örgütlenme modeli için düşüncelerimi paylaşmaktı.

Bir süredir üzerinde çalıştığım yazıyı İz Gazeteye göndermek üzereyken konuya bakışım alt üst oldu:

Kullandığım kavramların kökünde ticari değerlerin yattığını,

İstilacı ve zararlı sıfatlarının, günümüzün dünyasının nitelemeleri olduğunu,

Bir canlı türünü, yok edilmesi gereken zararlı kategorisine koyarken nasıl bir kültürel koşullanmışlıkla bakıyor olduğumu fark ettim!

Bu zararlı-insect (!) ile mücadele; onun kökünü kazımak-eradikasyon neyi, niye hedef alıyordu? Yeniden ele almamı gerektirdi.

Latincede “Rhynchophorus Ferrugineus”, İngilizcede “Red Palm Weevil”diye adlandırılan bu canlıyı, Palmiye Kırmızı Böceği (PKB) olarak adlandıracağım.

Palmiye ailesinin tüm türleri, PKB için uygun beslenme ve üreme ortamı olsa da Hurma Ağaçları (Phoenix'ler) en sevdikleri türdür. PKB öncelikle yaralı ve zayıf ağaçları seçer! Yaprak uçların yiyerek boşluklarına yumurta bırakır. Larva evresinde gövde içinde açtığı tünellerde beslenirken, ağacı kurutur. Ama toprak çıkışında gövde çapı 5cm'den küçük fidanlara dokunmaz! Yaşam kaynağını toptan yok etmez.

Yetişkin böcekler ince boynuzlarıyla birlikte 3,5- 5 cm boyundadır. Kızıl kahve renkli ürkütücü görünümlüdür. Kın kanatlı bu böcek yerine kozalardan bir kelebek çıksaydı nasıl yaklaşırdık acaba?

Palmiye ağaçlarının piyasa değerleri ve bunlara yatırım yapacak ve yapmışların, kayıp ve kazançları ile bazı palmiye türlerinin meyvelerinin üretim ve ticaretinin etkilenmesi işin ticari bir yanı. Bir diğer yan ise PKB ile mücadelenin açacağı, ilaç, malzeme, teknoloji ve know how pazarı. Bu pazarın güdümlediği Batı Dünyası, PKB’leri yok etmenin zorunluluğuna ve meşruluğuna inandırılmıştır.

İnsan ve başka canlı türlerine, ekonomik ve estetik dışında zarar verdiği kayda girmemiştir. Oysa en çok görüldüğü Uzak Doğu ve Güney Asya’da PKB ve larvaları insan besini olarak kullanılıyor.

***

PKB günde1000 metre uçabiliyor. Menzili yaklaşık10 km kadar. Yani uzun yolculukları içinde yaşadığı palmiye ağacı ile yapıyor. Onu, palmiye yetişebilen her yere taşıyan insandır yani!

ABD'de ilk teşhisi 2010 yılında California'dadır. Avrupa'da ise1996 yılında İspanya’da görülmüştür. 2007'de Akdeniz’e kıyı tüm ülkelerde, palmiye türlerini büyük ölçüde tahrip ettiği görülen PKB'ne karşı Avrupa Birliği ‘acil durum’ ilan ederek, "Bitki Türlerinin Korunması ve Zararlılarıyla Mücadele" kapsamına almıştır.

Bizde ilk olarak Mersin’de (2005) görülen palmiye kayıpları, hızla Akdeniz ve Ege kıyılarına yayılmıştır. Bunun üzerine AB'nin kabul ettiği Yönetmelik Türkçeleştirilerek 2012'de yürürlüğe konmuştur.

Yönetmelik ağırlıkla palmiye ticareti, nakliyesi, karantina uygulamaları üzerinedir. Mücadele ve sorumluluk ağırlıkla, ağaçların mülk sahiplerine (kamu -özel) bırakılmıştır. Uygulama özetle başarısızdır.

Eee! Bırakalım mı mücadeleyi?

Hayır; sahillerimizi, parklarımızı güzelleştiren, şehirlerimizin kimliklerinin parçası olmuş, bu simge ağaç varlıklarımızı, hasta etmeden korumayı, hastalık yayılımını durdurmayı ciddiye alıp; bütüncül, planlı, katılımcı, dayanışmacı ve yerel malzeme ile mücadele esaslı bir program geliştirmeliyiz.