‘İnsan gerçekten hayret ediyor’ Karşılaştığım, okuduğum, duyduğum çoğu şeyde, artık şaşırmam dememe rağmen hep bu lafı diyorum; İnsan gerçekten hayret ediyor.

Geçen gün mesela İsveçli iklim aktivisti 16 yaşındaki Greta Thunberg’in Kadıköy Belediyesi tarafından bir binaya yaptırılan duvar resmi, Vatan Partisi Kadıköy İlçe Başkanlığı tarafından ‘İyi ki varsın Eren’ afişiyle kapatıldı. Eren, Trabzon Maçka’da öldürülmüş 15 yaşındaki bir çocuktu.

Sapla samanı ayıramayan, koca koca insanların yaptıkları bu işlere insan gerçekten hayret ediyor. Ben kendimce koca koca insanların milliyetçi hezeyanlara kapılmasına da hep hayret ediyorum. Coğrafyalar, toplumlar birbirleriyle böyle iç içe geçmişken, ya hadi bunu bir yana bırakalım, yapılan bilimsel araştırmalarda saf bir milliyetten söz edilemeyeceği açıklanırken ve bilgiye bu kadar kolay ulaşılabilir bir çağda insanların milliyet hezeyanlarına kapılmalarına hayret ediyorum. İnsanın aklının iplerini salması lazım ki kafasındaki, içindeki zehirden kurtulabilsin.

Geçtiğimiz günlerde sadece İspanyolların değil hepimizin diktatörlüğünden tanıyıp bildiği faşist Franco, anıt mezarından sıradan normal bir mezarlığa taşındı. Franco anıt mezardayken bir grafiti sanatçısı olan Enrique Tenreiro mezara kırmızı boya ile kuş çizmişti. Sanatçı tutuklanırken de “Bu benim için küçük bir kum tanesi. Umarım ki iç savaşta yakınlarını kaybedenlerin acılarını biraz olsun hafifletmeyi başarmışımdır.” diye bağırmıştı. Nietzche ‘Konuşulmayan tüm gerçekler zehirler’ der. İspanya bir zehrini attı içinden.

Hepimizin içinde dolaşan zehirler var. Bu kadar çok şeyin olup da bu kadar suskun olunan bir dönem var mıydı?  Bakıp da gördüklerimizi, yaşayıp da bildiklerimizi konuşmadıkça zehirleniyoruz.

İyi şeyler de olmuyor değil. Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki işinden bir KHK ile ihraç edilen, Barış Akademisyeni siyaset bilimci Ayşen Uysal, Barış Bildirisi yargılanmasından beraat etti. Ayşen hoca, Paris I Pantheon – Sorbonne Üniversitesi’nden ikinci yüksek lisansını ve siyaset bilimi doktorluğunu almış bir siyaset bilimci. Onunla siyaset konuştuğumda aklımın ipleri salınıyor. Sonunda davasında verilen beraat kararını bekliyorduk. İnsanlar barış istediği için neden yargılansın ki?

Ayşen Uysal’ın da beraati ile Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yüksek Teknoloji Enstitüsü’ndeki tüm Barış İmzacıları beraat etmiş oldu. Eğitim Sen yaptığı açıklamada “OHAL Komisyonu bir an önce göreve iade kararı vermelidir.” dedi. Evet, sırada bu var. Eminim hepsinin okullarına döneceği zaman da gelecek. Peki onları okullarından gönderenlere ne olacak? E barış istemek suç değil ki biz niye bu insanların arkasından konuştuk, onları terörist olmakla suçladık demeyecekler mi, demiyorlar mı?

İnsanlar garip. Türlü türlü. Kendiyle baş başa kaldığında o vicdan muhasebesinden nasıl çıkıyorlar bilmem. Neyse ki bu da onları bağlar.